Mustafa M. Atilla

Mükemmelsek sorun yok..

Mustafa M. Atilla

Yaşamında;

Herkes mükemmel olabilir.

İşinde,çevresinde herkes mükemmel olabilir,

Aile içinde keza öyle,sadece mükemmel olmak için insanın;

gereksinim duyduğu en önemli şey,yaptığı işe,

yaşantısının

her anına, sevgi dolu bir yürekle başlamak ve

gücünü sevgiden alan bir ruhla sürdürmekdir

İşin sırrı bu..

 

Sürdürürken naturel olmak,yapmacık sekmelerden

kendini arındırmak,hoşgörüyle kuracağı hayat

hikayesini renkli kalemle mahşerin tahtasına

okunaklı bir şekilde yazdırmak…dır,

mükemmel olmak.

 

Herkes mükemmel olabilir,mükemmel olmayı isteyebilir,

uğraşır,

didinir,olmaya çabalar,başarır veya başaramaz

yetersiz kalır,ama yılmadan mükemmel olmanın

yolunu arayıp durabilir.

 

Bana göre mükemmel olmak,başarıya imza atmanın

yanında insan ruhuna yerleştirilen, hiç bir zaman

dikkatinden kaçmaması gereken yardım ve el uzatmada ki

farkındalık çağrısının bilinci meselesidir.

yani,

etrafta olan bitenden haberdar olmak,yaşarken sıkıntının isyanın da olan insanların yardım fısıltılarına kulak kabartmak gibi.

 

İki insan düşünün  aynı zamanda aynı yere bakıyor,

aynı yerde yaşıyor,aynı yolu yürüyor,yolun sonunda

ne gördünüz dendiğinde, birinin anlatacak hikayesi yok,

diğerinin bitmeye yakın yazılacak detaylı çevre ve

çevredeki yaşayan canlılar ile ilgili kalın bir kitabı var.

O kitabın içi,

Dikkatinden kaçmayan yolda, sokakta, işyerinde, fabrikada

köyde,kentte her yerde çevrede, kim ne durumda,ne bekliyor,

düşkün mü?ihtiyaç sahibi mi? Aç mı? susuz mu? soru işaretiyle, Ben ne

durumdayım o ne durumda gibi hallerle dolu bir çok sayfaları

o an ruhuna kayıt eder. Hazırlığını yapar,yola koyulur.

Bakmak ve görmek arasındaki

bu durum mükemmeliyete uzanan yolun önemli işareti olsa gerek.

 

 

Kendimize hedef koymuş olabiliriz, zengin olmak,lüks

arabaya binmek,lüks bir semtte ki bir evde oturmak,lüks

bir restauranta takılmak,Business Clssta seyhat etmek,

bunlar insana geçici mutluluğun tadını verebilir ama

kalıcı mutluluğun mükemmelliği,geçerken dikkat etmediğimiz,

sorup soruşturmadığımız hanelerin içindeki çaresizlerin

imdat çığlıklarını duyabilmede yatar.

Ne banka hesapları,ne lüks araba,ne lüks evler duyar bu

sessiz çığlıkları, duyabilen kulaklardır,görebilen gözler,hisseden yüreklerdir, işte o insanlar

arasında ki mükemmel insan olma yolunda çaba gösteren insanlar…

sizin fark edemediğiniz anlarda çoktan yetişmiş tutmuş elden, çığlıkları duymuş,yaraya “Hızır” gibi merhem

olmuşlardır bile….

 

Mükemmel olmanın sırrı, tutunacak dal arayanı arayıp bulmaktır,sofra kurup yedirip içirmektir,gülümsemektir,boğazından haram lokmayı geçirmemektir,derdini,sıkıntısını aşikare anlatmayanı dikkate almaktır,komşusunun açılmayan kapısını çalıp

anlamak dinlemektir,muhtaç insandan,muhtaç canlıdan haberdar olmak,kırıcı olmamak yükselmemektir.

Aileyi bir miras uğruna yıkmamak,toparlayıp

ayağıda tutmaktır.

Ara ara düşünürüm çevremde kimler dikkat eder diye, çok olmasa da kıymetli

arkadaşlarımdan birkaçı ve ailem gelir aklıma.

 

Mükemmel olmak zor bir iştir fakat o yolda ki

her çaba..

uzun vadede götürür insanı sağa sola çarpmadan mükemmel insan olmanın yakınına,

yanıbaşına.

 

Çıkarız sabah evden; akılda bir sürü bomboş

hevesler,kazançlar,birikim yolunda gayretler,

davalar,miraslar,faturalar çekler senetler,bankalar,aldılar verdiler,davetler.Bunlar zihnimizi O kadar çok meşgul eder ki göremeyiz,belki de görmek istediklerimizi,belki de bir hasta ziyaretini,belki bir akraba ziyaretini,düşkünü,tenceresi boş olanı,için için

ağlayıp sızlıyanı.

Bizi alıp götürür sürekli başka diyarlara o meşguliyet, o diyardan başka diyara mekanlara,Oyalanırız,oyalarız birbirimizi bu dünyada,bir oyana bir bu yana,...

ezelden bu yana..

 

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir

biliyor musunuz!

Huzurlu ve ani bir göz kapayış bu şeklin en mükemmel tarafı,gerisi tatsız tarafı.

Bu şekilde tatlı bir veda için mükemmel bir insan

olmak gerek değerli okurlar.

Çünkü yaratanın mükemmeliyete önceliği ve

istisnası var.

 

Hayata birde sondan bakarsak; Camideyiz

bir tahta sandık içinde,hoca hakkınızı helal ediyor musunuz diye cemaate soruyor,ediyoruz

seslerini duyuyor  ve rahatlıyorsunuz.Biraz ferahlıyor,içinize su serpiliyor,sonra ümit kesilmez diyorsunuz.Sandık açıldığında,

O!.. bakıyorsunuz herkes toplanmış,üzgünler! sizin için gözyaşı dökenler var,gördüğünüzde eşi dostu..Allaha ısmarladık demek için bile zaman  yok olsa bile,

Buda sonun mükemmelliği.

 

O kadar mükemmel olmayan bizler;

 

Daha dünyadan gitmeden gömülmüşüz 

desene.

Fakat;

Mükemmel olmak için bir çok şeyden feragat edip, zevki sefayı ayaklar altına alarak, zamanı

da iyi kullanarak halis niyetle  gömüldüğümüz yerden çıkabiliriz.

Sevgiyle kalın.

Yazarın Diğer Yazıları