Mustafa M. Atilla

Sorun yalnız aklımız da..

Mustafa M. Atilla

Yıllardır hep aynı terane,aynı mevzu,aynı idrak

edememe durumu.

Bir türlü akıllara yazılmadı,yazılması gerekenler…Sorun var diyorlar.. ortada sorun yok.

Sorun diyenler var, fakat diyenlerin keyfi gıcır,karınları tok.

Sorun var diyorlar kendileri ortada yok,arasan

bulamazsın.

Kim bu sorunu mütemadiyen akıllara fısıldıyor

diye arasak, onuda bildiğimiz halde yıldızlı gecelerde arayamayız.Karanlık dehlizlerin

yarasalı odaların da belki… bulabiliriz.

Bu sorunun varlığı meçhul,anlamaya çalışsam

diyorum,..

anlatmam gerekenler yığınla. Soruna dair her şeyi ulu orta, ortaya atsam anlatacaklarım taya gibi,üst üste istiflenmiş, çık çıkabilirsen üstüne otur etrafı seyret.Sağa sola..

Fırlat gitsin,dinleyen,anlayan yok.

Var mı yok mu oda meçhul, Akıllara kazınmış

bir defa.

Meçhul olan ne? Aslında olmayan! Akıllarında ki yeni dünya düzeni ile bağlantılı bir kürt

sorunu varmış gibi insanlara yaygara yaptırıp zihinleri ve kimlikleri alt üst etmekle

meşguller.

Yıllardır yuvaları yıkan,öksüz çocukların ve anaların ahını alan,çadırlarda canlarının bir parçasını bekleyen kürt anne babaların bir meclis- dağ bağlantılı sorunu bu.

Uzun yıllar bu ülkede kardeşçe geçinip giden Kürt halkını,galeyana getirip,güya toprak

kazandıracak,..zengin bir kürt devleti oluşturma yalanı ile yüzyıl önceden”(Türk ve Kürt halkları uyurken)” yeraltı zenginliğinin ele geçirme maşası olarak,

İsrail,Ermeni ve Kürt halkının dünyadan bir haber fanatik milliyetçilerini kullanarak,emellerine ulaşmak için çabaladıkları, böl parçala ele geçir

taktiği ile planlı çalışmalarının zamana dağılmış,

uzmanlaşmış kadronun; uzaktan kumandalı

direktifli, korkakça vurkaç işbirliği.

Ne güzel değilmi?

İşte kendinize ait bir ülke,işte dil özgürlüğü,işte bağımsızlık,işte aha da size yeni özgür bir hayat gibi fısıldamalarla, o işi ballı lokma tatlısı haline getirip, zamana endeksli emellerinin sinsice hazır rolünde bekliyorlar.

Fakat bu öyle fısıltı meselesi değil,çok ciddi

bir sorun olarak karşımızda duruyor.Bu yapılmak isteneni iyi anlamak gerekir ki,

Bu işin organizatörleri;

Birgün gelirler,çıkarlar dağa,hadi sizinle işimiz bitti inin aşağıya,toplanın,gidiyorsunuz der

silip süpürür dinlemez atarlar dışarıya.Neler oluyor demeye kalmadan…

“Anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az.”

 Kürt kardeşlerimizin bir kısmı da bunlara,”ABD

ve maşası olan İsrail'in (BOP) projesinin bir parçası olan planlarının farkını kavrayama dan ekmeklerine safça tereyağı sürdükleri ortada,..

Eşsiz güzel olan VAN şehrimizin de

içinde bulunduğu,doğu ve güneydoğu topraklar üzerinde bir ameliyat düşündüklerini defaatle

bağıra bağıra aleni olarak söyledikleri halde

Kürt kardeşlerimizce,nedense anlamada güçlük çekiliyor,O nedenle de,

bir türlü konu kapanmıyor,akıl başa alınmıyor,sürekli ortaya atılıp

sıcak tutuluyor..

Anlamakta güçlük çekiyorum!,sorun var deniyor,

çözmemiz gerekenler var deniyor,hakkımız var

deniyor, özgürlüğümüz verilmeli deniyor,sınır çizip bu topraklar bizim deniyor,..güzel de hangi haklar, özgürlükler,hangi topraklar! O topraklarda kim yaşıyor zaten,O güzellikleri kim

fotoğraflıyor,kim O havayı teneffüs ediyor,suyunu içip,nimetlerinden kim faydalanıyor.

Kadim şehrin gölüne kim giriyor,balığını kim yiyor,kamu kurumları kime çalışıyor,anlamış değilim!!

Özgürlük deniyor,

Kimin özgürlüğü elinden alınmış,kısıtlanmış,

kime sen milletvekili olamazsın,kime sen müteahhit,esnaf,tüccar,sanayici,

öğretmen,doktor vs olamazsın,seyahat edemez,

izinsiz bir yere gidemezsin,istediğin şehirde

ikamet edip,istediğin arabayı,evi satın alıp,istediğin işi yapıp çalışamazsın denmiş de özgürlüğünü kaybetmişsin.Çözmek çok zor.

Hangi gün bir güvenlik gücü veya vatandaş yanına sokulup kürtçe konuşamazsın, bu ülke bizim;

illa ki Türkçe konuşacaksın demiş,

Bakıyorum da

Kürt gençleri Kürtçe’yi beğenmiyor zaten, harıl harıl yabancı dil öğrenmeye çalışıyorlar.Bir dil iki dil,üç dil yeniliğe, kendini geliştirmeye açıklar,modern yaşamı benimsemiş sen hangi dil özgürlüğünden bahsediyorsun be kardeşim diyesim geliyor.

Seksenli yıllarda,ailenin av merakı nedeniyle

köy köy,yayla yayla gezdiğimiz ilçe ve köylerde

kürt kökenli çok güzel ve bonkör insanlarla dostluğumuz oldu,sadece bir tavuğu olan kıymetli kürt dostlarımız, o bir tavuğu kesip yedirmeye çalıştıkları anları biliyoruz.Okulda, mahalle de,eşimiz dostumuz,arkadaşımız oldu,komşumuz

oldu,hiç birinden bu bereketli ülke için dağı tehdit unsuru yapıp;..olmayan sorunu, var gösterip çıkarları için kalplerinin ayarını asla, birgün olsun bozmadılar.

Bu işte gönüllere,

cila çekmek nedir bilir misin? Yaşadığın yere,karnın doyduğu yere

rızkının verildiği topraklara,nefes aldığın,suyunu kana kana içtiğin yere kem

gözle bakmamak,onu korumak,bölüp parçalamak yerine koruyanlarla

birlikte sırt sırta vermektir.Anlamaktır,kendini aşmaktır.

 

Bazı hayırlar, zıtlıkların arkasında gizli olsada

O sizin için de, hayırlı olabilir, diyebilmek için

karşı tarafın,kime ne amaca; hayıra mı, şerre mi hizmet ettiğini bilmem lazım. Bilmem lazım ki sosyolojik boyutuna yön veren dış şarlatanlara kürt insanlarından bölünmezliğin İslami boyutunda

hadi ordan kovulmuş Yahudiler diye tavsiye edebileyim.

Yahudi planı için dağdaki  kandırılmış,kaçırılmış

zavallı kürt gençlerine,aileleri ile birlikte hayatın güzelliklerini yaşamaya davet ediyorum.

Asla verilen vaatler doğru değil, çünkü

Onlar…

yalancı,merhametsiz,vicdansız canilerdir.

Onları yaratan Allah; daha dünyada iken cennetine kabul etmediği sorunun elebaşı Yahudiler için,gazabının hazır olduğunu anlatmaya çalışırken,onlarla ortak çalışmanın(bölücülüğün) içine girmek,yıllardır

bir aile olmuş kucak açmış biz Türklere nankörlük ve ikiyüzlülük den başka nedir.

Üzüldüğüm bir başka durum şu! Ülkemizin

resmi dairelerinde görev yapmış,çalışmış,

çalışan;..ekmeğini,aşını devlet kapısından temin eden,maaş alan.. bu maaşla hayatını bir düzene oturtan binlerce insan hala bu işin

idrak kabiliyetlerini kaybetmiş vasıfsız oyuncuları

olarak karşımızda duruyor.

Van'ın yerli halkı için konu hakkında bir başka

yüz,..Van şehri dışında yaşayan insanların mütemadiyen Van'dan gelen terör eylemleri ve

uyuşturucu haberleri bizleri hem üzüyor,hem bizleri küçük düşürüyor.Buralarda ki eşimiz dostumuz,komşumuz,iş ilişkilerimizde ki insanlardan haksız ithamlar bizleri zaman zaman zor duruma sokuyor.Bu da sorunun ayrı bir boyutu.

Bir başka boyutu örnekleyelim konu daha iyi anlaşılsın.Kürt kökenli bir tanıdık, Antalya da,kendisine ait lüx sitede ki evde yaşıyor,altında lüx araba,emekli maaşı alıyor,eşi kamuda çalışıyor, kira geliri de var

biliyorum,dersen tamam kardeşim sınırı çizelim geç oraya dersen geçmez. Ama bu konuda ahkam kesmeyi iyi bilir.

Bu ne lahana bu ne turşu,tütsüle ki tütsüle.

Bunların tümü: olmayan kürt sorunu hakkında,varmış

gibi gösterilen planların aklımdaki analizi.

Hayat; birileri ısınsın diye kazana kömür atmak

için dünyaya gelmek olmamalı.

Huzuru, kendi içinde aramak yerine başka yerlerde aramak da havanda su dövmek gibi bir şeydir.

Biliyor musunuz…

 

Yazarın Diğer Yazıları