Mustafa M. Atilla

Uslanmak için bize illa ki sopa mı gerek…

Mustafa M. Atilla

Diyorum ki bize eli sopalı bir tayfa gerek,sonra olmaz diye uzaktan bir ses işitir gibi oluyorum,ya sopanın ucu bir yerlere değerse mazallah, ne olacak?altta kim kalacak,üste kim oturacak,ya onlar da; yan gelip yatarlarsa korku başa bela olsa kim bilir..

Aynı larımız var,hep aynı aynılar,terk edilmemiş aynılar.Hazırda ki aynılar,değişmeyen, hezeyan yaratan  aynılar.

Bugün yaşadık yine aynılar’dan bir aynı yı.Turizmin gözbebeği,Antalya’dan kötü bir haberle,teleferik kazasını öğrendik.

Muhtemelen eskiyen kabin demirinin kırılması ile veya taşıyıcı direklerin dengesinin bozulmasıyla direğe çarpan kabin ve ölümle sonuçlanan,eli sopalı tayfanın işini sav sakladığı, yapmadığı yine aynı bir olay.

Nedir eli sopalı tayfa?

Eli sopalı tayfa,bugüne kadar bir türlü oluşturamadığımız,işlev kazandıramadığımız,çalıştıramadığımız kontrol ekipleri,müfettişler,denetleme ekipleri.Hani varya trafikte yola radar kurup hız sınırını aşanlara ceza kesen,caydırıcı rol üstlenen tayfa gibi caydırıcılar. “Onlar gibi.”

Sahipsiz ülkenin; nemelazımcı…yetkiyi elinde bulunduran insanların görevlendirecekleri doğru, namuslu özel eğitimli,akıllara sorumluluk bilincini aşılayacak,hatayı afetmeyecek,sonuçlarını kafalara kazıyacak,yönlendirecek,geleceği önceden görüp,tahmininde hata payına yer vermeyecek,görevini asla kötüye kullanmayacak,en önemlisi ise allah korkusunun bilinciyle görev yapacak kamu çalışanları.

Bunlar işlerinin ehli olsalar bugün,dün, evvelsi gün, yarın,yarından sonraki gün acıyı sıkıntıyı,

ülkece yaşamaz,yaşayanları kınar hale geliriz.

Bu olay bize,ülkeye hasar verdi mi? elbette,akıllandık mı? hayır,her zamanın aynısı dünün,evvelsi günün,evvelsi yılın aynısı.Bu yazı ne? evvelsi yazıların tıpkısının aynısı.

NE OLACAK ŞİMDİ;..unutulana kadar teleferiğin  şarteli indirilecek. kimse bindirilmeyecek,sorumlu diye de bir çaresiz garip yakalanıp,ahada suçlu bu denecek.Evvelkiler gibi muhtemelen aynısı olacak.

Aynı hep aynı,aynıların biri,bir diğeri,ötekisi gibi.Suçlu kim,yakaladıkları garip mi,yoksa

her olayda aynı yöntemle yakalanan aynı kişi mi.

Suçlu bizleriz…Çünkü,

Olaylara canımız acımadığı için hep aynı pencereden baktık

Aynı çelimsizleri başvekil yaptık,

Aynı hasarlara olabilirlik gözüyle baktık. Aynı kişileri alkışladık,

Hep aynı gafletle uyandık, yeni güne.

Aynı ehliyetsiz,yalaka insanları kontrol işine layık gördük.

Hep görevini layıkıyla yapmayanların altına siyah plakalı lüx araçları tahsis ettik.

Hep görev sorumluluğunun farkında olmayan rüşvetçi insanlara, devlet kontrol mekanizmalarının çalıştırılması işini bıraktık..

Allah’a şükürler olsun,az da olsa aklımızı daha kaybetmedik..var,..biraz olsun kafalar çalışıyor,O demirin metal yorgunluğunun,O direğin mukavemetinin,dayanıklılığının,miadının mantalitesini anlayabiliyoruz.Üstünden yıllar geçti ise;.. ya değiştirirsin yenisiyle,.. yada güçlendirir bir süre daha güvenli kullanıma sokarsın.Bunları kazarada olsa anlıyoruz.İşletme sahibi ve görevini kötüye kullanıp

denetime çıkmayan kamu görevlileri anlayabiliyorlar mı acaba..olup biteni,nedenini.

Varsayım kurmadan,birşey olmazlarla süregelen aynılar bunlar.

Herşeyden vazgeçtik de bari diyelimkilerle,zamanın tanıklığındaki acı ve hüzün verici olayları,kazaları önleyebilmeyi anlamak çok da zor birşey olmasa gerek,

İnsan hayatından  daha mı pahalı çelik halatı,çimentoyu,kumu,yivli demiri,yerli yerinde kullanmak,teleferiğin kabinini yenilemek,demir ve çelik aksamlarının dayanıklılığını test ettirmek.

BU GİBİ DURUMLARDA DİYELİMKİLER BİZE ÇOK ŞEY KAZANDIRABİLİR,NASIL MI?

Bilhassa  halka açık yerlerde işletmeci ve denetleyici kamu görevlileri ortak akılla buluştukları noktadaki,

elektrik kesilince ne olacak,

çelik halat koparsa yedek halatla devam edebilir mi,

bugün kabini askıyla buluşturan demir kaynağından koparsa,

rüzgar,fırtınaya kabin maruz kalırsa,

heyelan olurda direkler devrilirse gibi gibi kazaya sebebiyet veren

sebepler üzerinde çalışmadıkları belli ki kaza geliyorum dedi.

Madem kurdunuz sistemi,o zaman teknolojiyi takip edip önleyici tedbirleri almanın önemi de

gerekli ve takiplerle,geliyorum denecek kazaları

yok etmek de dikkatten kaçmamalı.

Her işimiz aynı,önceden alınmayan tedbirler,sonradan yetiş afat ekipleri,

itfaiye,sağlık ekipleri vah tüh..

Sabaha kadar yüzlerce insanın helikopter bağlantılı kurtarma çalışması,

görünmez kaza denebilecek bir şey olmadığı,umursamaz insanların

koşuşturması gibi gözüküyor.

Denetim denetim denetim,bundan yoksun,birazda akıllara bayram yoğunluğunu da

getiriyor,fazla yük fazla kazanç,hepsi düşündürücü konular.

Şimdi ne olacak ölen öldü sağlar bizim mi olacak denecek,deprem, sel

heyelan,altın ve kömür madeni çökmelerinden kaynaklı göçük altı ölümlerin üstüne su mu içilecek,yoksa aynılarla birlikte kol kola bir yaşamı tercih edip unuttuklarımıza bir yenisi ekleninceye kadar beklenilecek ve bunada şükür mü denecek.

Bunlar acı ama gerçek,yaşamayan bilemez.

Bize acil olarak eli sopalı tayfa gerek,Ziya Paşa’nın bir özdeyişi ne güzel anlatıyor.

‘’Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir’’

Nasihat ile yola gelmeyenin,azarlanması gerektiğini,azar ve nasihat ile yola

gelmeyenin

ise hakkının dayak olduğunu anlatır,kimler için

Görevini yapmayanlara.

Şimdi ülkedeki  tüm teleferiklere,kullanıcılara,işletmecilere,manzara

severlere,kayakçılara selam olsun derken. Bu ülkede

risk ve adrenalin bize,

Akıl yaşta da değil…başta da değili hatırlatmalı….VE

Kim kime dum duma olduğumuzu unutmamız gerektiğini hatırlatıyor.

Olayda ölenlere rahmet,yaralılara acil şifalar diliyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları