Mustafa M. Atilla

CAMDAKİ ARI…

Mustafa M. Atilla

Arıcılıktan; çok iyi anlamasam da, bu konuda bilgimin olduğunu söyleyebilirim.Müthiş bir organizenin,ortalama kırk beş gün gibi kısa ömürlü neferleri ile, yönetim kadrosunun başında aşşağı yukarı üç yıl ömürlü ana kraliçe ile disiplin içinde,karanlık ortamın minik kapısından dış dünyaya açılan sonsuz rahmetin buluşması.

Sorumluluğun,görev taksiminin,itaatin,fedakarlığın,bağlılığın,cesaretin,kendilerine has vızıltılı konuşma ve taktikleri ile yaptıkları mücadeleci çalışmayı verime çeviren,sır dolu yazılımlı ordu.

Özel yaratılmış bu böcek için’’Biz dağlardan,ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin,sonra her türlü besleyici ürünlerden ye,rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiğin yollardan git.’’ Onlar karınlarından farklı renk ve çeşitte şerbet kıvamında bir sıvı çıkar ki onda insanlara şifa vardır.İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır diyen yaratıcımızın, bu sevimli ve minik böceklerin toplayıp,bir kısmını sel gelip kütük getirmediği günler için biriktirdikleri,bir kısmınıda insanların aşırdığı şifa menbası yiyeceğin kanatlı canlısını, bugünkü yazıma konu edindim.

Aylardan mayıs,vakit güneşin tepeden vurduğu öğle saati; havalansın diye kapılarını açık bıraktığım arabanın iki veya üç metre uzağındaki bir ölüm kalım savaşının çaresizlik seslerini (vızıltılarını) duyuyorum.

Arabanın ön camında son enerjisini harcayan bir bal arısı var, kanatları ile çıkardığı vızıltı, arının acı bir yaşam mücadelesini dile getiriyordu sanki, sürekli sağa ve sola doğru kanatlarını çırpıp uçup duruyor ama  hiçbir işe yaramıyordu.

O kadar çok, çılgın bir çaba harcayıp hedefine ulaşmak için efor sarfediyordu ki  adeta hayatını ortaya koyuyor gibiydi.

Bu arı sanki esirdi orada,  pencerenin önüne düşüp ölmesi de an meselesi.

Oysaki; camın sağ ve solunda beş santim iki çıkıntıdan sonra kapılar açık, ufak bir geri çekilme hamlesinden sonra kurtulması an meselesi.Şu anda boşa harcadığı enerjinin çok azıyla düştüğü sıkıntıdan kurtulması yapacağı bir hamleye bağlı,bu kadar kolay.

Acaba bu sevimli böcek neden farklı bir yol denemiyor? Şu ana kadar yaptığından çok farklı bir şey?

Neden kurtulmasının tek yolu buymuş fikrine kaptırmış kendini veya başarmak için illaki bu yolu zorlamaya bu kadar kararlı? Farklı bir hamle yapmak yerine zihninde tasarladığı kurtuluşun mantığı ne?Hiç şüphesiz bir sağa bir sola camdan teması kesmeden kanat çırpma, kurtulmanın mantıklı yolu gibi geliyor herhalde.

Belki de inandığı bu fikir kendi sonunu hazırlayacak da olabilir.

Başarmak için aynısını bir daha bir daha denemek tek yol mudur,ben de teredütteyim

Başaramadığın bir şeyi  bir daha aynı şekilde deneyerek başaracağını umuyorsan,başarı şansını kendi elinle yok etmiş olursun fikri bende hep vardır.O nedenle arı bana göre  iç güdüsünün emrini yanlış kanat çırpışlarında arıyor.

Burada esas sorun, başarmak için oluşturduğu doğrunun ve yöntemin doğru olmadığıdır.

Bu arı gibi; düşünceleri,taktikleri,yöntemleri değişmez mantıkla sürdürmeye devam eden bir siyasi düşüncenin uzantısı bir gurubun, bir türlü camdan dışarı çıkamayışını,açık kapıları nasıl farkında olmadan kapayabildiklerini bir örnekle anlatmayı yeterli buluyorum.

Bu gurup; kurtuluş mücadelesinin başırısını, akıllı yöntemlerle,taktiklerle,örgütlenmeyle yakalayabilmiş, daha sonra genç nesillere aktarmış,dünyanın takdirini kazanmış ulu önder atamızın kurduğu halkın siyasi partisi Cumhuriyet Halk Partisi.

Demokratik bir çalışma olan seçimler yaklaştıkça, Bu günkü yönetimin suratla stratejiler, taktikler,ödünler ve oy devşirme planları son hızla devam ederken, ana muhalefet partisinin arı gibi arabanın camının önünde bir sağa bir sola gittiğini, akkılı taktiklerle kapıdan çıkıp uçma yerine, ön göğüste boğulmayı arzular gibi.Bu düşüncemde haklılığım örnekleyeceğim, bu ve bunun gibi eksik çalışmalarda görebiliriz.

Özellikle değinmek istedim çünkü,VAN cumhuriyet halk partisinin kuruluşu, açılışı ve statü kazanmasını ebediyete intikal eden,fotoğrafdaki aile büyüklerimin çabalarının aynısını beklememdendir.

Geçtiğimiz gece müslüman aleminin kutsal regaip gecesiydi, o geceyi ihya eden insanlar olduğu gibi,tv proğramlarıda vardı. Gece boyunca CHP medya gurubunun kandil yayınını izleyicilerine,bizlere izletmelerini bekledim. Ama malesef! uzakta bir köy var o köy bizim dinimiz değil sanki. Başka bir şey söylemeye gerek yok.

Ülkenin çoğunluğu, benim gibi dinine,peyganberine,kitabına düşkün insanlar ise birleşim kümesini yanlızca matematikte sayı vererek yaparsınız.

Armut piş ağzıma düş.Demem o ki camdaki arıdan farklı düşünmek lazım,başarmak için.

Camdan her defasında dışarı çıkmayı başaran arı malesef bal yapan arıdır.

Yazarın Diğer Yazıları