• Haberler
  • Güncel
  • Kılıçdaroğlu: Hükümet kurma görevi yüzde 60'lık bloğa düşüyor

Kılıçdaroğlu: Hükümet kurma görevi yüzde 60'lık bloğa düşüyor

Kemal Kılıçdaroğlu PM öncesi önemli açıklamalarda bulundu.

"İktidar olma yolunda adımlar atacaksak aklımızla hareket etmeliyiz. Asılhükümet kurma görevi yüzde 60'lık bloğa düşüyor." diyen Kılıçdaroğlu liderlere çağrıda da bulundu.

"Herkes kendi ilkelerini ortaya koysun. İlkelerimizi koyalım, hangi partilerle ilkelerimiz bağdaşıyorsa oturalım. Herkesin gözü Türkiye'nin üzerinde. Oturalım adam gibi hükümet kuralım. CHP sorun yaratan parti değildir. Çözümün adresi CHP'dir, sağduyunun adresi CHP'dir, çözüm üretmenin adresi CHP'dir."

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli satır başları;

Bu seçimler sonrası Türkiye kazandı, demokrasimiz kazandı. Bu vesileyle sandığa gidip oy veren bütün yurttaşlarımıza içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Demokrasimizi güçlendirdikleri için.  Geleceğe umutla bakıyoruz beklentisini güçlendirdikleri için.

Bu seçimin bir özelliği eşit olmayan koşullarda gerçekleşmesiydi. Benzer tabloyu 1980 sonrası yapılan seçimlerde de görüştük.

İkinci önemli husus, halkımız hiçbir kişiye, zümreye, aileye imtiyaz sağlanamaz demiştir. Üçüncü özelliği, 12 Eylül darbe hukukuna önemli bir darbeyi indirmiş olmasıdır. Yüzde 10 barajını çekip atmış olmasıdır.

"DEVLET KİNLE YÖNETİLMEZ"

Devlet kinle yönetilmez, ön yargı ile yönetilmez. Akılla, mantıkla, sağduyu ile yönetilir. Biz iktidar yolunda adımlar atacaksak halkımızın, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorundayız.

Hiçbir partiyi yok saymayız, yok sayamayız. Yok saymak demokrasimiz açısından en büyük tehlikedir.

"HÜKÜMET KURMA GÖREVİ YÜZDE 60'LIK BLOĞA DÜŞÜYOR"

Eğer biz toplumun her kesimini kucaklar ve sıcak mesajlar verirsek, ülkede barışın temsili açısından da çok önemli adımları atmış oluruz. Seçim sonrasında yüzde 40’lık ve 60’lık denge oluştu. Toplumun ortaya koyduğu bir denge. Bütün partilerin bu dengeyi gözardı etmemesi gerekiyor. Ve asıl görev, hükümet kurma görevi yüzde 60’lık bloğa düşüyor. Eğer toplumun beklentilerine uygun, onları yok saymayan iradeyi ortaya koymak istiyorsak, 60’lık grubun yada kitlenin beklentilerine uygun bir hükümet kurmak durumundayız. Duygulardan, ön yargılardan arınmak durumundayız. Bir sonraki seçimi değil Türkiye'yi düşünmek zorundayız.

"HİÇBİR SİYASİ PARTİYİ YOK SAYMIYORUZ"

Kısır tartışmaların içinden siyaseti çekip çıkarmamız gerekiyor. Koalisyontartışmaları eski anlayışlardan kalma düşünceler üzerine inşa ediliyor. Kim, kiminle koalisyon kuracak? Bu Türkiye'yi 1980 öncesi kısır tartışmaların içine çeken bir görüştür. Siyaset bu kısır alandan çıkmalı. Önemli olan kimlerin koalisyonu değil, koalisyon hangi ilkelerden, önceliklerden kurulacak. Biz CHP olarak ilkelerimizi belirliyoruz. Bu ilkelerden yola çıkarak tüm siyasi partilere açık ve net çağrı yapıyoruz. Hiçbir siyasi partiyi düşüncelerinden dolayı yok saymıyoruz. 

13 yıllık süreç yaşadık. Demokrasi ile başlayan otoriter yönelime eğitimi artan süreci yaşadık. Bu sürece 7 Haziran seçimlerinde son verildi. O zaman neler yapmalıyız? Hangi ilkeler etrafından birleşmeliyiz ve Türkiye’yi nasıl onarmalıyız? Belli kurallardan ve ilkelerden yola çıkmalıyız. Can ve mal güvenliğimizi güvence altına alacak hukuk sistemi. Hukukun üstünlüğünü sağlamalıyız.  12 Eylül darbe hukukunun tamamen değişmesi lazım. Yüzde 10 seçim barajı, YÖK belası bunlar 21. Yüzyıl Türkiyesi’nde olmaması lazım. Siyasi ahlak yasası çıkmalı. Güçlü bir sosyal devlet. 17 milyon yoksulun olduğu Türkiye’ye kimse güçlü devlet diyemez. Biz alt parametrelerimizi belirledik. Emekliye 2 maaş ikramiye verilmeli. Çiftçi için mazotun 1,5 lira olması, taşeron sistemin kaldırılması. Asgari ücretin 1500 lira olması bunlar bizim olmazsa olmazlarımızdır.

“O MAKAM HER ŞEYE MAYDONOZ OLAN MAKAM  DEĞİLDİR”

 Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmeli. O makam her şeye maydanoz olan makam değildir. Az konuşur öz konuşur. Konuşurken 77 milyon insan dikkatle dinler.

“GİZLİ KAPAKLI OLMAKSI ŞIK DEĞİLDİR"

Koalisyon görüşmelerinin devam ettiği süreçte kendisinin bir numaralı aktör olarak çıkması kabul edemez. Koalisyon görüşmelerini yapacak kişi, sayın Cumhurbaşkanı'nın yetki vereceği kişidir. Bizimle ne görüşülecek? Niçin koalisyon yapmıyorsunuz mu diyecek? Öyle gizli kapaklı ortamlarda olması da çok şık değildir. Arka kapı diplomasisine evet, ama gizli kapaklı ikna edelim, buna bizim kapılarımız kapalı.

Açık ve net düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Ülkenin çıkarları her şeyin üzerindedir. 

Örtülü ödeneği bir kişi kullanır. Cumhuriyetin geleneğinde de bu vardır. Kullanan kişi de Başbakan'dır. Örtülü ödenek Başbakan'ın namusuna havale edilen bir paradır. İki kişi, örtülü ödeneği kullanamaz. Başbakan'dan gizli Cumhurbaşkanı nasıl örtülü ödenek kullanacak? Böyle bir şey olabilir mi? Bununda kaldırılması lazım.

Kesinlikle yeni bir dış politikaya ihtiyacımız var. Türkiye son 13 yılda dünyadan soyutlandı. Bu seçim sonuçları kazançtır dedim, ama unutmayın bütün uygar dünya bizimle dost olan ülkeler onlar da rahat bir nefes almışlardır. Barış eksenli ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmiş yeni bir dış politikaya ihtiyacımız var. Türkiye hem bölgesinde, hem dünyada saygın bir ülke olmak konumundadır. Sözü dinlenen ülke olmak konumundadır. Bunu ancak ve ancak CHP yapar. Açık ve net söylüyorum. Var olan mevcut yapı, Türkiye’yi dış politikada ciddi açmazların içine soktu. Çıkamıyorlar, bu süreçten çıkmanın tek yolu bilinen adresi CHP’dir. Bunu çok net ve açık söylüyorum. Çünkü biz, herşeyden önce ülkesinin çıkarlarını düşünen partiyiz. Bunları söylerken bir sonraki seçime asla vurgu yapmıyorum. Eminim sağ duyu sahibi her vatandaş doğruları söylüyor diyecektir.

Hiçbir meydan gençlere yasaklanmamalıdır. Gençler enerjilerini meydanlarda boşaltacak. Konuşan ve öğreten Türkiye, gelişen Türkiye. Gençleri potansiyel suçlu olarak değil, ülkenin umudu olarak gören anlayış olmalı.

Türkiye'de yasaklar var. Yasakları azalan insan haklarına saygı duyan, özgürlük alanını genişleten bir Türkiye istiyoruz. 
TRT iktidarda kim olursa olsun, iktidarın borazanı olmaktan çıkarılmalıdır. Bununla ilgili tüm hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Kuralları olmalıdır, yeri geldiğinde elbette ki iktidarı eleştirebilme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ama bir siyasal iktidarın borazanı olan bir TRT, ya da sopası olan bir RTÜK modelini biz kabul etmiyoruz. Daha farklı bir yapılanmaya ihtiyacımız var.

Vergi denetimleri siyasal araç olarak kullanılmamalıdır. Buna izin vermemeliyiz. Vergi denetim elemanı siyasal iktidarın sopası olmamalıdır. İş adamlarını terbiye etme aracı olmamalıdır. Bizim ilkelerimizden biri de budur. İş dünyasına açık ve net çağrı yapıyoruz. Sizin güvenceniz CHP’dir. Hiç kimse endişe etmesin. Nasıl işçilerin, sendikaların güvencesiysek, iş dünyasının da güvencesi biziz. Örgütlü bir toplumdan yanayız. Düşüncelerin özgürce açıklandığı bir ortamdan yanayız. Düşünceyi açıkladım, ertesi gün mahkeme. Bunu kabul etmiyoruz.

Kesin hesap komisyonu TBMM’de kurulmalıdır. Vatandaştan toplanan her kuruş verginin hesabı mutlaka ama mutlaka parlamentoda verilmelidir. Hem değerlerimizden söz edeceğiz, hem ahlaktan söz edeceğiz, ama tüyü bitmemiş çocuktan aldığımız verginin hesabını vermeyeceğiz. Siyaset hesap vermelidir. Hesap vermeyi namuslu görev kabul edilmelidir.

Yargıyı tarfsız ve bağımsız kılmalıyız. Bakan ve onun müsteşarı kurumlarda görev yapmamalıdır. Yargı denetimden uzak olmamalıdır. Demokrasilerde denetim dışı kalan organ olmamalıdır.

Yolsuzluklarla mücadele… Bizim zaten olmazsa olmazımızdır. Ama siyaset o kadar kirlendi ki, bazı siyasal partiler o kadar kirlendi ki, belli makamlar o kadar kirlendi ki bunu 14’nci kural olarak almak zorunda kaldık. Kendi değerlerimize saygı duyuyorsak, insan haklarına saygı duyuyorsak, kesinlikle yolsuzluklarla bizim oturup hesaplaşmamız gerekiyor. Çalış çırpanların artık bu ülkede konuşmaya yüzlerinin olmaması lazım. Ar damarı çatlamış bir siyaset kabul etmiyoruz. Saygın hesap veren bir siyaset istiyoruz. Halkın çıkarlarını savunan bir siyaset istiyoruz. 21’nci yüzyılın Türkiyesi’nde, yolsuzluk yapanların itibarlı olduğu bir sürece girdik. Türkiye’nin bu girdaptan çıkması lazım ve kurtulması lazım.

"LİDERLERE AÇIK ÇAĞRIMDIR"

İlkelerimiz, önceliklerimiz bunlar. Hiçbir partiye özel suçlama getirmiyoruz. Demokrasi açısından önemli mesafe almış olacağız. Liderlere açık çağrımdır. Herkes kendi ilkelerini ortaya koysun. İlkelerimizi koyalım, hangi partilerle ilkelerimiz bağdaşıyorsa oturalım. Herkesin gözü Türkiye'nin üzerinde. Oturalım adam gibi hükümet kuralım.

"CHP SORUN YARATAN PARTİ DEĞİL"

CHP sorun yaratan bir parti değildir. Çok hızlı değiştik, çok hızlı dönüştük, çok hızlı belli mesafeleri kat ettik. Çözümün adresi CHP’dir. Ülkenin sorunlarına sahip çıkma ve çözüm üretmenin adresi CHP’dir.

Yurttaşlarıma söylüyorum, oy verdiniz, sandığa gittiniz. Hepinize şükran borçluyuz. Ama biz sağ duyu çağrısı yapıyoruz. Oturup bu ülkenin adam gibi yönetilmesi lazım. Kişisel çıkarlardan, fantezilerden uzak ülkenin sorunlarını masaya yatırmamız gerekiyor.

Bakmadan Geçme