Kadın, Hayatın İçinde Yer Almalı

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle bir basın açıklaması yayımlayan Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Van İl Başkanlığı, açıklamada kadına yönelik şiddetin ve baskının devam ettiğini belirtti.

Vansesi Haber Merkezi 

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların yaşamda eşit olmaya çalıştıkları mücadelenin adı  olduğu  kaydedilen HAK-PAR basın açıklamasında " 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yaptılar ve bizler bugün bu kadınların isyanları ve başkaldırmaları sayesinde 8 Mart’ı anıyoruz. Kadınları ve yaşadıkları sorunlarını, içinde bulundukları toplumun sorunlarından ayrı düşünmek mümkün değildir. Dünyanın her yerinde, kadına yönelik şiddet, eşitsizlik, kadının emeğinin ucuza pazarlanması ya da yok sayılması, kadına yönelik ayrımcılık benzer şekillerde karşımıza çıkmaktadır ancak Ortadoğu gibi savaşların devam ettiği coğrafyalarda bu gerçek daha da yakıcı yaşanıyor. Savaşlardan en çok etkilenen kadınlar ve çocuklar olduğu bilenen bir gerçek. Dünyadaki tüm hemcinsleri gibi Kürt kadınları da savaşın birinci dereceden hedefi durumunda kaldılar. Savaşın meydan verdiği olumsuz koşullar; Kürt kadınlarının ve çocuklarının (sağlık, eğitim, asimilasyon ve bunlarında beraberinde getirdiği sosyal düşüş bir tek kadınlarımızın sorunu değildir, geleceği inşa eden kadınların sırtına bu yükü bırakmak adil de değildir. Ulusal ve cinsel sömürü çarkı şiddet sarmalıyla kadınlarımızın yaşamını uzunca bir dönem etkiledi. Ancak şimdi savaşın enkazını kaldırmak yine kadınlarımızın sırtına yük olarak bindirilmek isteniyor" denildi.

Türkiye'de  kadına yönelik şiddetin, özel ve kamusal alanda artarak devam ettiğine dikkat çekilen açıklama şöyle devam etti: "Oysa bizler biliyoruz ki kadın mücadelesi, aynı zamanda şiddetle hesaplaşma mücadelesidir. Ancak, her geçen gün şiddeti meşrulaştırma çabalarının arttığını yüreğimiz acıyarak, öfkemiz büyüyerek görüyoruz, yaşıyoruz. Bunları görmezden gelen AKP hükümeti, yasalar eliyle kadını bir kez daha mağdur ediyor. Ev içindeki şiddet ise hala dokunulmazlığını koruyor. Kadınlara 'sıcak' ve 'korunaklı' olarak vaat edilen ailenin içinde, şiddet meşru görülüyor. Ataerkil namus anlayışı kadınların kendi hayatları üzerine söz söylemesini izin vermiyor. Cezaevinde kadınlar tecrit koşullarında yaşamak zorunda bırakılıyor, gözaltında şiddet artarak devam ediyor. Kadına yönelik şiddetin en yoğun yaşandığı süreçlerden biri de hiç şüphe yok ki savaşlardır. Savaşlarda, kadınlar ve kız çocukları sırf cinsiyetlerinden ötürü sayısız fiziksel ve cinsel şiddete uğruyorlar. Ülkemizdeki savaş yüzünden bu durum özelde Kürt kadınları, genelde tüm kadınlar için işkence, tecavüz, göç,”namus” cinayetleri, yoksulluk anlamına gelmektedir. Bizler HAK-PAR olarak siyasete çok şey kattığımızı ve olumlu etkilediğimize inanıyoruz. Yakın tarihimize kadar bu durum böyle idi. Ancak HAK-PAR insanların kişisel tercihleriyle uğraşmamak gerektiğini, farklılıkların dışlanmaması gerektiğini ve ideolojik çeşitliliğin zenginlik olacağını her kese bu seçimde bir kez daha kanıtlamış oldu. Partimiz kadınların siyasal alanda aktif biçimde yer alması için çaba göstermektedir."

Bakmadan Geçme