İŞİNİN ERBABI: İBRAHİM DIŞARILI (Taksici)

VANSESİ / İkram KALİ

1915  Rus  işgali sonrası   bağlar  mevki  denilen bugünkü  yerinde  yeniden kurulan Van şehri 1930'lu   yıllardan  itibaren çarşı merkezinin etrafında  imar edilerek  şehirleşmeye başlar.  Şehirleşmenin getirdiği büyüme ve ihtiyaç  ile birlikte  şehir içi ulaşım  hizmetini  önce paytonlar  vermeye başlar. Van, 1950'li yıllardan sonra şehir içi  ulaşımda  taksi ile tanışır. Van'da taksicilik mesleği en parlak  yılarını  60'lı, 80'li yılar  arasında yaşar.  Sermayesi  aracı olan taksiciler  gülen yüzleri, halden anlayan yaklaşımları ile  Van'ın toplumsal  hafızasında  önemli yer  tutar.  Durağından veya telefonla çağrılarak binilen taksiler, arabası olmayanlar veya acelesi olanların can simdi  gibidir. Taksiye binmenin belirli bir ücreti vardır. Bu ücret  geçmişte  "ne verirsen"  idi, bugün ise  taksi metre yardımıyla belirleniyor.Diğer şehriler  gibi Van'da  insanların lüks araçları  çoğalıyor. Ancak yaşam, trafik, park sorunu taksileri  ihtiyaç  haline getiriyor. Meslek hikayesi  renkli, yaşamı  ahenkli, taksicilikte örnek isimlerden Vanlı İbrahim  Dışarılı yol hikayesi. 
Sizi tanıyabilir miyiz?
1934 yılında Van'da doğdum. 8 çocuğum, 17 torunum var.
Taksiciliğe ne zaman başladınız?
Taksicilikten önce 1959 yılında minibüsçülük yaptım. Daha sonra taksiciliğe başladım. İskele'ye çalışıyorduk. O zamanlar İskele Van arası yolcu ücreti 50 kuruştu. Durakta 10 minibüs vardı. Minibüs yazıhanesi de  Ahmet Toprak'a aitti. Bizden başka bir minibüs yazıhanesi daha vardı. O yazıhane İskeleli  bir arkadaşımızındı.
Minibüse kaç yolcu alırdınız?
Beşyol'dan kalkan minibüslerimize  10-12 yolcu alırdık. Geceleri Tatvan'dan gelecek  gemi yolcularını İskele'de sabaha kadar beklerdik. Gemilerden inen  yolcuları alır çarşıya getirirdik. Hiç unutmam, mevsimlerden kıştı ve hava çok soğuktu. Yolcuları İskele'den aldım.  Yolda minibüsün lastiği patladı. İndim minibüsün lastiğini yapmaya  başladım, bu sırada ellerim soğuktan keçeleşip, uyuşmuştu. Arkadaşların  yardımıyla ellerimi biraz ısıttım. Daha sonra eve geldim,  ellerimi sıcak suya koydum, uyuşukluğu geçmedi. Bilen yakınlarımız ellerimi soğuk soya koymam gerektiğini söylediler. Soğuk suda kalan ellerim normale dönmeye başladı. Sonradan öğrendim ki meğer ellerim donuyormuş.
 Kaç yıl minibüscülük yaptınız?
Yaklaşık olarak 15 yıl minibüscülük yaptım. Minibüsten sonra taksiciliğe başladım.
İlk taksiniz hangi marka ve  ka modeldi?
İlk taksim, 56 model  Chevrolet'i.

 

Nereden aldınız?
Vanlı esnaflardan rahmetli Celal Yüzbaşıoğlu'ndan satın aldım. Celal Bey'in hususi arabasıydı.
Hangi yazıhanede başladınız?
Taksiciliğe şimdiki Dabbaoğlu Parkı'nın yerinde,  Kurdoğlu Petrol'ünün bitişiğinde  bulunan,  İskele Caddesine üzerinde yer alan  rahmetli Süleyman Salaz'a ait  Beşyol Taksi'de başladım. Taksilerimizin çoğunluğu Chevrolet'i.
Taksici arkadaşlarınızdan kimler vardı?
Ayhan Vergül,  Ahmet Can, Şahin Güray  ve  diğerleri vardı.
60-70'li yıllarda Van'da hangi taksi yazıhaneleri vardı?
Naci İnci'ye ait Göl Taksi, Süleyman Salaz'a ait Beşyol Taksi, Fikret  Coşkun ve Recep Türkoğlu'na  ait Güven Taksi, Adnan Saydan'a ait  Kent  Taksi, Ferit  Duran'a  ait  Saray Taksi, ve  Şehir Taksi, Taksi, Murat Taksi, Van Taksi, Gima  Taksi ve diğerleri  vardı.
Van'ın ilk taksi yazıhanesi hangisiydi?
Göl Taksi'ydi. Yazıhane kurucusu ve sahibi Naci İnci'ydi. Göl Taksi yarım asrı  aşkındır  aynı yerinde  ticari hayatına ve hizmetine devam ediyor.  Ben de daha sonra Beşyol Taksi'den ayrılarak Göl Taksi'de çalışmaya başladım.  Çok değerli taksici arkadaşlarımızla uzun yıllar mesleğimize ve kişiliğimize yakışır şekilde değerli Van halkına güvenle hizmet ettik.

O yıllar taksi müşterileri nerelere giderlerdi ki?
Van'ın her tarafına  müşteri taşırdık. Ayrıca nişan, düğün, sünnet, karşılama, uğurlamalara giderdik.  Gece sinemaya giden aileleri götürürdük. Okul servislerinin olmadığı o dönemlerde bazı ailelerin çocuklarını taksiyle okula götürür getirirdik. İş yerine taksiyle   gidip gelen  esnaflar  vardı. Herkesin özel aracı olmadığı için herkesin bir şekilde taksiye ihtiyacı oldurdu. 
Gelin arabaları nasıl süslenirdi?
Gelin arabasının üstüne erkek evi tarafından kaliteli elbiselik bir kumaş atarlardı. O kumaş ile gelin arabasını süslenirdi.   Gelin arabasının önünde "toy büyüğü" oturur, gelin arabasının önünü kesen gençlere bahşiş verirdi. Daha sonra gelini damat evine getirdikten sonra arabayı süsleyen kumaşı şoföre hediye ederlerdi. Nişana gidildiği zaman şeker sandığı süslenir, şeker  sandığını arabanın üzerine koyarak kız evine götürürdük.
Taksileri nerede, kim tamir ederdi?
Van'da tamir ettirirdik. Mustafa Ertan usta vardı. Çok iyi ustaydı.  Aracımızın bakımını, tamirini ona yaptırırdık. 

Murat 124 taksi dönemi ne zaman başladı?
Chevrolet arabamı uzun süre kullandıktan sonar  1973 yılında Tofaş'ın Bursa fabrikasında üretilen Murat 124 model taksisinden satın aldım.  Mecburen aldım. Çünkü Chevrolet fazla benzin yaktığı için müşterilerimizi biz 6-7 lira arasında götürüyorduk. Murat taksiler  ise 5  liradan götürmeye başlayınca aramızda ciddi bir rekabet oluştu.  Yolcular da haklı olarak Murat taksileri tercih edince, Murat taksileri ile fazla rekabet edemedik.  Chevrolet taksilerin sağladığı rahatlığı, keyfi ve konforu bugün üretilen en son model araçlar dahi vermez.  Chevrolet soylu ve asil araçlardı.

Taksicilik mesleğinden keyif aldınız mı?
Taksicilikte çok keyif aldım. İnsanlara hizmet etmekten,  sevinçlerinde yanlarında bulunmaktan gurur duydum. İnsanlarımız hem para veriyorlardı hem de dua ediyorlardı. Halen beni gördüğünde sen bizim çok eziyetimizi çekmişsin, hakkını helal et diyen müşterilerim var. Taksicilere sonsuz bir güven vardı. Van'da o dönemler her ailenin güvendiği, bildiği bir taksicisi vardı. O taksiciye ailenin bir ferdi gibi güvenilirdi.  Bunun yanı sıra taksici ailenin sırdaşıydı. Konuşulanlar araçta kalırdı. Özel Sürücü Okulları olmadığı dönemlerde birçok bayan ve erkek müşterime şoförlük öğrettim. Bir başkasına yardımcı olmanın değeri ve anlamı başka oluyor tabi ki. 
Bir taksici hangi özellikleri taşımalı?
Taksici önce ahlaklı, dürüst, kişilikli,  helal haramı bilmeli,  güven vermeli,   vardan yoktan anlamalı,  meslek ahlakı ve sırrına dikkat etmelidir.  Taksicilik yaptığı şehri, adresleri,  insanları, çevreyi iyi tanımalı, uyanık olmalıdır. Mesela taksicilik dönemimde sayısız kez kıymetli eşyasını,  cüzdanını taksimde unutan müşterilerim oldu.  Ama gelip unuttukları kıymetli eşyalarını aynı şekilde geri aldılar. Eskiden bir bayanı taksiyle bir yere götürdüğümüz zaman yüzüne bakmamak için dikiz aynasını özellikle ters çevirirdik. Bayan müşterimizin,  rahatsız olmamasına çok özen gösterirdik. 
Taksicilik zor mudur?
Taksicilik yaparken çok eziyet çektiğimiz günlerde oldu. Bir gün bir asker arabama bindi.  Nereye gidiyoruz dedim. Silahı sırtıma dayayarak ben askerim, firar ettim,  beni Tatvan'a götür. Sakın hiçbir yerde durma dedi. Bende biraz ilerledikten sonra benzinim bitti ve bir petrole girmem lazım dedim. Yola çıktığımızda polisler yolu kesmişti. Polis dedim. O an sırtıma dayadığı silah askerin elinden düştü. Polisler askeri taksimden alarak götürdüler. Birliğinden firar eden asker bunalıma girmiş.

Taksicilik size para kazandırdı mı?
Tabi ki kazandırdı. Allah bin bereket versin.  Çok güzel,  özgür, keyifli bir meslekti. Ailemin geçimini taksiyle yapıyordum. Birikimim yoktu ama 8 nüfuslu aileye o taksiyle bakıyordum.
İki Nisan Kurtuluş bayramı geçidine katılır mıydınız?
Taksilerimizle gövde gösterilerini 2 Nisan Kurtuluş Bayramı'nda yapıyorduk. Taksilerden en gösterişli 10-15 taksiyi seçer,  süsler bayram geçişi yapardık. Geçit sonrası takside bulunanlara ücretsiz şehir turu yaptırdık.  Bayram günü taksi yazıhaneleri arasında geçiş rekabete dönüşüyor, halk en güzel araçları alkışlardı. 
Unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
Yazıhaneye bir telefon geldi. Aile adres vererek taksi istedi. Sıra benimdi.  Metroloji Mahallesinde verilen adrese gittim. Bir gariban adam çıktı. Bana hastamızı hazırlıyoruz bekleyebilir misin dedi. Tabi ne demek dedim. Hastayı evden çıkardılar. Hasta doğum yapacak bir bayandı. Arabaya binerek bizi çabuk hastaneye yetiştir dediler. Bende hastayı doğuma yetiştirmek için çok hızlı gidiyordum. Çarşıya gelmeden yolda tümsek bir yer vardı. Tümseğe vurmamla birlikte kadın bağırdı. Yanındaki kadın bana dönerek kardeş dur dur çocuk geldi dedi. Kadın arabanın içinde doğum yapmıştı. Hastaneye gitmeme izin vermediler.  Eve dönmemi istediler. Eve vardığımızda evin bahçesinde oturup bir sigara içerek soluklandım.  O arda aileden birleri arabamın için temizleyip sildi. Hayırlı olsun dedim ve izin istedim. Tam gidecekken evin erkeği yanıma gelerek mahcup bir ifadeyle bütün ceplerini telaşla kurcalamaya başladı.  Meğerse adam para arıyormuş. Bende kendisine para falan arama ben doğum yapan  bayan müşterilerimden para  almıyorum dedim.  Teşekkür ederek,  dua eti. Bir beyefendi yazıhaneye geldi. Bana üzerinde 'Gönül Avcısı' yazan taksi kimindir dedi. Benimdir dedim. Adamda bana ya ayıptır niye "gönül avcısı" yazmışsın dedi.  Bende insanların gönlünü kazanmanın kime ne zararı var dedim.  Ses çıkarmadan çekip gitti.

Bakmadan Geçme