Yazma

Öfkeyle sıkılan yumruğunu vurmak için kaldırmıştı.
Karşısındaki on yıllardır aynı mahallede görüştüğü, derdini, sırrını paylaştığı komşusuydu.
Sıkılı yumruktan kurtulmak için kendini yana attı.

Kadınlar ve çocuklar bağrışıyor artık şiddete dönüşen tartışmadan tarafların zarar göreceğini fark ediyorlardı.

Sıkılı yumruk sahibinin kadını öne fırladı. Ancak o kavgaya kararlıydı:

"Sakın ha! Geri çekil!" Dedi karısına öfkeli adam, onun yalvaran sicim gibi gözyaşı döken gözlerine aldırmadan.
Kadını pes etmedi… Bir çırpıda çekip aldı kınalı saçlarından yazmayı ve fırlatıp attı kavgacıların orta yerine.

Sıkılı yumruklar çözüldü.
Öfkeyle gerilen yüzler yumuşadı.

Birbirlerini parçalamak üzere gardlarını alan iki adam oldukları yere çöktü.
Kavga bitmişti.

Helalinden başkasının çözemeyeceği yazma uzaktan kopup gelen rüzgârla önce yerde süründü sonra havalanıp, tıpkı bir beyaz güvercin gibi gökyüzünün maviliklerine karışıp yitti.

Bakmadan Geçme