Uyyy!.. Cısss!..

Karikatürist- Yazar Hikmet Aksoy'un hazırladığı 'Vansesi Mizah Sayfası' bundan böyle her Cumartesi günleri siz değerli okuyucularımızla buluşuyor.

Hikmet Aksoy 

Seçim Yasası unutuldu mu?
Mevcut Seçim Yasasının değiştirilmesi işi yılan hikayesine döndü. Bir ara siyasiler dillerine dolar gibi oldular ama fazla acılı biberli mi geldi ne, hemen tornistan edip konu bir kenara konuldu gibi bir hava var ortada... Oysa  demokrasiye giden yol hem Siyasi Partiler Yasasından geçer hem de Seçim Yasasından...
Bizde bu konu her seçim öncesinde gündeme gelir ve düzeltmelerle seçme ve seçilme konusunda daha demokratik kurallar getirileceği vaadi verilir.
Sonrası malum: Unutulur!..
Şimdi de her seçim öncesinin havası var ortalıkta... Biz isteğimizi tekrarlıyoruz: Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası konusunda seçim sonrası değiştirilecek vaadine karınlar tok... Yurttaşlar bu yasaların hemen değiştirilmesini istiyor.


Partiler SOS…
Siyaset dünyası daldığı çamur deryasından bir türlü sıyrılıp çıkamıyor. Hatiplerin her biri her gün farklı farklı konularda birbirlerini karalama yarışını  tüm hızıyla sürdürüyor.
Dur durak yok.
Bu çirkin yarışın nereye varacağı da hiç tahmin edilemiyor.
Türkiye'nin gündemini  her gün siyasilerin birbirlerine attıkları  çamur oluşturuyor.
Oysa, yurttaş siyasetin samimi bir ortamda geçmesini öylesine özlüyor ki...
Türkiye'de siyasetin içine düştüğü ortamın demokrasiye de zarar verdiğini bilmemiz gerekiyor. 


Sağlıkta sorun var!
Hastaneler yine eskisine döndü... Polikliniklere girilmiyor. Hastanelerin koridorları, doktorların muayene kapıları lebalep, tıklım tıklım...
Herkes ah diyor, of diyor.
Ne oldu da bu duruma gelindi? Kimse bilmiyor. Telefonla randevu alınmasına karşın yurttaşlar yine de çare için hastanelere doluşuyor. Hastaneler tertemiz, doktorlar, hizmetliler tetikte...
Ama hastanelerde adım atılacak yer yok.
Nüfus artıyor, sağlık sorunları da artıyor. Bu da bizim tanımız.

 


Seni Öyle Beslerim ki...
Devlet dairesinde memur olarak çalışan Temel bir gün kurum değiştirmek için müftünün kapısını çalıp karşısına çıkar. Meramını anlatır:
-Hapishanede  gardiyan olmak istiyorum... 
Temel müdürünün de  aracılığıyla  cezaevindeki işine başlamadan önce müdürüne ve mesai arkadaşlarına vedalaşmaya gelir.
Müdürü Temel'e takılır;
-Oğlum, işine bu kadar yardımcı olduk, şimdi gidiyorsun. Gidiyorsun ve ne bir kuru teşekkür ediyorsun, ne de Allah razı olsun diyorsun. Bu ne biçim iş... Sana bu hiç yakışmıyor.
Temel saf saf yanıt verir:
Ey gidi yorum Müdürüm, senin bende emeğin  çoktur. Teşekkür da bişe mi, sen bi içeri düş, bak ben seni Nasi kuru üzümlan besleyrım. (İsmail Kansız)

 


Ah O Gözler
Temel kahvehanede arkadaşlarına gururlanarak anlatıyordu:
-Bizum orada üç tane kabadayi vardır. 
-Ula kimdir  onlar?
-Biri emicemun oğli,  biri dayimun oğli, öbürü uykusunda da... İşte on i demem...
Arkadaşlarının tüm ısrarına karşın Temel'e üçüncü kabadayının kim olduğunu söyletemeyenlerden biri son çare olarak  sordu: 
-Ula üçüncisi sakın sen olmayasun?
Temel büyük bir mutlulukla yanıtlar:
-Uyyy!..  Ula nasi  da bildun... Yoksam gözlerumden mi anladun?


Traş Raporu
Bu sayfa
Gaziantep'te  2.416
Trabzon'da     1.864 
Van'da.            1.286
Çorum'da           842
Ordu'da.          2.004
Manisa'da.          616
okurunu bedava 
traş etmiştir.

 

xxxx
Uyyy!.. Cıss!..'tan şikayet edenler varsa; önce onlar  ayna önüne geçip 
boylarına-poslarına bi baksınlar. Çok zamandır ne boylarını ölçtüler, ne de kaç okka geldiklerini biliyorlar.


Zam Geldi da…
Temel çok kötü üşütmüş, hastalanmıştı. Arkadaşları onu doktora götürdüler. Doktor Temel'i muayene ettikten sonra onu getiren arkadaşlarına; "Bi dakika..." deyip muayene odasının dışına çağırdı. 
Belliki, Temel duymasın, morali bozulmasın istiyordu. 
 Temel'in durumu ciddi idi.
Bir-iki dakika sonra doktor tekrar odaya girip reçete yazmaya başladığında Temel de ayakkabılarının bağlarını bağlarken sordu:
-Doktor Beyum, kaça kaç metrelik bir kefen yazaysın? Kefene zam geldi soylerler da merak ettum.

Bakmadan Geçme