Mustafa Kemal'in Aşkı

Bütün hazırlıklar tamamdı. Yarın sabah Samsun'a hareket edecekti. Birkaç arkadaşı ile Şişli'deki evine kadar konuşarak, fikir alışverişinde bulunarak gelmişti. Kapıya vardıklarında, son gecesini ailesiyle geçirmek istediğini söyleyerek arkadaşlarını uğurladı ve içeri girdi. Karanlık holde bir askı gibi hareketsiz bekleyen Makbule Hanım, kendisini karşıladı.

Bütün hazırlıklar tamamdı. Yarın sabah Samsun'a hareket edecekti. Birkaç arkadaşı ile Şişli'deki evine kadar konuşarak, fikir alışverişinde bulunarak gelmişti. Kapıya vardıklarında, son gecesini ailesiyle geçirmek istediğini söyleyerek arkadaşlarını uğurladı ve içeri girdi. Karanlık holde bir askı gibi hareketsiz bekleyen Makbule Hanım, kendisini karşıladı.

 

Ellerini yıkayan Mustafa Kemal, annesinin elin öptükten sonra sofraya oturdu. Kuru fasulyenin buharı tavana doğru yükseliyor, hararetini ağır ağır kaybeden pirinç taneleri birer birer ayrılıyordu. Kuru fasulye ve pilavı öğrencilik yıllarından beri seviyordu. Bir kaşık almak istedi fakat çok sıcaktı. Kaşığı bırakıp soğumasını beklerken arkasındaki yastıklara iyice yaslandı ve kuru fasulyenin neredeyse her hafta çıktığı Manastır Askeri İdadisi'ndeki ilk gençlik yıllarına gitti.

 

Kanının deli deli aktığı zamanlardı. Kaldığı idadi yurdunda karnını doyurduktan sonra Manastır'ın en geniş sokağı olan Şirok'a çıkar ve arkadaşlarıyla bir baştan bir başa gezip dururdu. Sokağa bakan en büyük ev, büyük bir konaktı ve Manastır'ın en zengin ailesi bu konakta oturuyordu. Ev sahibinin güzel kızı Eleni de sıklıkla bu konağın balkonuna çıkar ve gelip geçenlere bakardı.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme