Çok yaramaz, yerinde duramaz veya geveze, sırnaşık çocuklar için anneler sözden çok eyleme başvurular. Minik bir çimdik küçük bir alarm yerine konur. Yok, eğer çocuk bundan da anlamazsa devreye çimdik girer.
Şükür biz yedi evladını çimdiklemeden büyütüp hayatın ellerine teslim edebildi Güler anamız.
Bazen çimdik yerine geçen belirtiler görürüz. Minik uyarılar. O zaman derlenip toplanırız. Kendimize çeki düzen veririz. Biliriz ki minik uyarılar birikti mi sonucu hiç de küçük sayılmayacak patlamalara yol açabilir.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur sözü boşa söylenmemiştir. Bu sözü okkalı bir uyarı, sessizlikten sonra yaşanacak gürültülerin habercisidir. Anlarız ki küçük bir uyarının bazen insanı büyük yanlışlar yapmaktan alıkoyar.
Çimdik bazen eleştiri olur. Bazen de özeleştiri. Önemli olan eleştirebilmek, eleştirilebilmektir.
Toplum değerlerimiz arasında kusur görmeyen, gördüğü kusuru eleştirmeyen tam tersi sanki çok doğru iş yapıyormuşçasına yanlıştakini pohpohlayanlar yalaka, yağdanlık sıfatlarıyla anılırlar. Oysa o meşhur "Kral çıplak!" olgusunu uyguladıklarında yanlış çizgi üzerindeki değer verdiklerini olağanüstü tehlikelerden çekip alabilirler.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Ayşen Gruda'nın o yürekten seslenişinde bir anne ve bir abla içtenliğini görmemek aymazlık olur. O sözler, kim bilir gelecekte gecikmiş birer çimdik olarak hatırlanacaktır.
