Denizli’ye Türk folklor ve kültürünü tanıtmak amacıyla 4 yıl önce kurulan ve bugüne kadar yaptığı gösterilerle beğenilen Destan Halkoyunları Gençlik Spor Kulübü’nün bu yılki perdesi yıllarca unutulmayacak bir şekilde kapandı. 150 kişilik dans ekibiyle EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde ‘Raks-ı Destan’ gösterisiyle sahne alan ve 2.5 saat süren gösterileriyle ayakta alkışlanan Destan halk oyunları ekibi, uzun yıllar unutulmayacak bir finale şahitlik yaptı.
Ekipte yer alan ve özel bir şirkette satın alma memuru olarak çalışan 26 yaşındaki Ahmet Kaplan, kapanış konuşmalarının yapılmasının ardından elini kaldırarak söz istedi. Ekipteki en tecrübeli isimlerden biri olan Ahmet Kaplan, üzerinde Karadeniz yöresine ait oyun kıyafetiyle sahnenin önüne gelip gösterilerin hazırlanmasından verilen desteklere kadar kısa bir konuşma yaptı. Sahnedeki 150 oyuncu ve yüzlerce izleyici gösterinin sonuna gelindiğini sanırken, Ahmet Kaplan yine ekipte yer alan ve üzerinde folklor kıyafeti bulunan kız arkadaşı 23 yaşındaki Esra Güleç’i yanına çağırdı.
Esra Güleç büyük bir şaşkınlıkla arkadaşlarının arasından çıkıp sahnenin önüne gelince, hayatı boyunca yaşayabileceği en büyük sürprizlerden birini yaşadı. Ahmet Güleç elindeki mikrofonla, “Benim bugüne kadar iki ailem vardı. Kendi ailem ve Destan halk oyunları ekibi. Şimdi herkesin huzurlarında şunu söylemek istiyorum' diyerek Esra Güleç’e döndü, önünde diz çöktü ve cebinden çıkardığı nişan yüzüğünü uzatıp, “Benimle bir ömür boyu beraber olmak ister misin?” diye sordu. Esra Güleç gelen teklifin şaşkınlığını yaşarken, sahnedeki arkadaşları da ‘Evet, evet’ diyerek tempo tutup çığlık attı. Bu teklif karşısında gözleri dolan Esra Güleç de ‘Evet’ deyince büyük bir alkış koptu. Ahmet Kaplan evlenme teklifini kabul eden Esra Güleç’e yüzüğü kendi elleriyle takarken, kendilerini ilk tebrik eden derneğin başkanı Türker Esmer oldu. Genç aşıklar arkadaşlarının alkışlarıyla yerlerine geçti.
Sahneye aşık insanlar olarak evlenme teklifi yapılabilecek en yerin yine sahne olduğunu düşünerek böyle bir plan yaptığını söyleyen Ahmet Kaplan, şöyle konuştu: “Bu seneki dernek gecemizin ismi de Raks-ı Destan’dı. Böyle muhteşem bir gecede ben de evlenme teklifi yaparsam nasıl olur diye düşündüm. 2-3 aydır bunun planını yapıyordum. Dernek başkanımıza bu teklifi götürdüğümde kabul edince sevindim. Gösteri gecesinin bir gün öncesinde ailemle görüştüm ve durumu anlattım. O gece gösterinin ardından annemden yüzüğü istedim. O andaki evlilik teklifi yaptığım, konuşma mı? saçmalamak mı bilmiyorum. Esra’yı yanıma çağırıp, evlenmek teklif ettim. Önce cevap vermeyince dondum kaldım. Ama daha sonra evet cevabını alınca ben oradaki yüzlerce kişiden daha fazla heyecanlandım. Yere düşmemek için kendimi zor tutum. Çok güzel bir geceydi. Benim için iki ayrı özel bir mutluluğun yaşandığı geceydi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. İyi ki benimle ve benim yanımda, iyi ki de benim her şeyim”
Sahnede aldığı evlenme teklifinin şokunu yaşayan Sosyolog Esra Güleç ise, şunları söyledi: “Biz 4 yıldır bu derneğe emek veriyoruz. O gece gösterilerin bitmesinden sonra normal şekilde selamımızı verip alkışlarımızı aldık. Böyle bir olayın olacağını aklımın ucundan geçirmedim. Dernek başkanımız bunu biliyormuş ve her şeyden haberdarmış. Ancak, benim hiçbir şeyden haberim yoktu."
O gece Ahmet sahneye adım attığında normal olarak bir teşekkür konuşması yapacağını sandığını anlatan Güleç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendi hakkımda hiçbir şey düşünmüyordum. O an beni sahneye çağırınca ne yapacağımı bilemedim. Elim ayağım birbirine dolandı. Heyecandan mikrofonu bile elimde tutamadım. İlk evlenme teklifi ettiğinde korkutayım diye cevap vermeyeceğimi söyledim. Ama olumsuz bir cevap verme imkanım yoktu. Çünkü bu kadar ciddi bir ilişki yaşadık ve buna büyük emek verdik. Evlilik teklifinin sahnede olmasının bizim için büyük bir anlamı var. İkimiz de dansı çok seviyoruz, dans etmeyi çok seviyoruz. O an, bizim tahmin edemeyeceğimiz kadar mutlu olduğumuz bir andı. O gece aklıma geldikçe hâla heyecanlanıyorum. O gece, o duyguları yaşarken hiçbir şey düşünmedim. Sadece birbirimize bakıp, biz bu duyguları yaşıyoruz dedim. O anda evet derken hiç şüphe etmedim. İnşallah bu mutluluğumuz her daim böyle devam eder.”
