İkram Kali

Kehriz suyunun çocuğu olmak

İkram Kali

Bana göre insanların en cahili doğduğu büyüdüğü ekmeğini yediği toprakların tarhini, kültürünü bilmeyen merak etmeyen, yaşadığı topraklar ve insanları için kaygılanmayan hiçbir heyecan duymayan, yaşamı yalnızca yemeden içmeden ibaret sayanlardır.  Van'da bu cahiller "kendinden bihaber"  ve "şuurunu kaybetmiş"  olarak tanımlanır. Dolaysıyla memleketini ve değerlerini bilmek kendini bilmektir.

Van güneş kentidir. Şehrimiz yılın büyük bir bölümü güneş görür. Güneş üstümüzden eksik olmaz. Üstün mimari medeniyeti olan Urartular bu nedenle başkentleri eski Van'a Güneş Kenti anlamına gelen Tuşba ismini verişmişler.  

 

Tüm dünyadaki insanlar için bir hayat kaynağı olan güneşin insan psikolojisi üstünde çok önemli bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Güneş ışınlarını yeterince gören insanlar çok daha mutlu, depresyondan uzak ve yaşam dolu oluyor. Güneş tüm coşkusuyla içimizi ısıtır. Güneşli günlerde hepimiz kendimizi daha dinamik ve neşeli hissederiz. Uzmanlar bunu güneşin insan psikolojisine olumlu etkisi olarak açıklıyor. Daha erken uyanıp daha enerjik geçirdiğimiz yaz günlerinde güneş psikolojimizde doping etkisi yaratıyor. Araştırmacılar güneşin yeterli olmadığı mevsim ve hatta günlerde kişinin kendini daha karamsar htiğini, daha karanlık geçen günlerde daha karamsar ve depresif bir ruh haline büründüğünü, güneşin yaşamımızda gereğinden az olduğu durumlarda psikolojimizin altüst olduğunu söylüyorlar.

Van'da doğup büyüyen Vanlılar güneşli günlerin sayesinde coşkulu, enerjik ve daha mutludur. Çünkü Türkiye'nin en fazla güneş gören ikinci kenti Van'dır.  Van yalnızca güneş kenti değil, yaşam kaynağı olan su kentidir. 

 Güzel şehrimizin bağrında Van Denizi, yanı başında Erçek Gölü, hafızasında Kehriz suları, dilinde damağında Zernabat suyu, kalbinde Şamran suyu,  huzurunda Bendi Mahi çayı, bedeninde Gürpınar  Mejingir suyu, ekmeğinde Memedik çayı,  ovasında Karasu, tarihinde Hoşab suyu,  acısında Mermit çayı, ihtişamında Çatak suyu, rüyalarında Bahçesaray kaynağı, neşesinde Ganisipi suyu var.  Anlayacağınız üstümüzü güneş, etrafımızı can veren sular kaplar. 

Yazın en güzel günlerinde sabahın erken saatlerinde doğan güneşin harını ünlü romancımız merhum Yaşar Kemal'in tanımıyla cam kesiti rengiyle Van Gölü'nün suları söndürür.

 Biz Vanlılar güneşin ve suyun çocuklarıyız.

Su kenti, yukarı deniz olarak da tarihte yerini alan Van'ın can veren billur gibi suları içinde kehrizlerin farklı bir yeri vardır. Kehriz suyunu içenler, çocukluğunda kerhiz sularında serinleyenler, gazozlarını kerhiz sularında soğutanlar, kan gibi karpuzları kehriz sularında lezzetlendirenler, bahçelerini kehriz sularıyla sulayanlar şanslı imtiyazlı Vanlılardır.

Şebekeli içme suyu olmadığı dönemlerde rahmetli anam ve mahalleli kap kacağını  Çavuşbaşı kehriz suyunun buz gibi berrak sularında yıkardı. Biz çocuklarda onlar işlerini yaparken hülyalara dalar su ile oynaşırdık. Su dolu bakraçların kulpundan tutarak taşımaya destek verirdik. Su taşırken marifet suyu dökmeden eve ulaştırmaktı. Kehriz başları dostlukların oluştuğu, anıların tazelendiği negatif düşüncelerin arındığı sohbet noktalarıydı. Van'ın nezaket medeniyet yansıyan toprak caddeleri, sokakları kehriz suları ile sulanarak doğal kokuya bürünürdü. Beşyol da kahveci Adil Ağar'ın soğut ağacının gölgelediği kahvesinin önünde tahta sandalyelerde çay yudumlayanların keyfine kehrizden akan su eşlik ederdi. En güzel çaylar kehriz sularıyla demlenirdi.  Hamamlarda aklanıp paklananların bedenlerinden akan sularda kehriz suyuydu.

Kehrizler tarihte ilk kez, Orta Asya'da "Kares" adıyla yer altında tesis edilmiş. Orta Çağ da Çin'de başlayarak Anadolu'ya kadar uzanan tarihi İpek Yolu boyunca kervanların su ihtiyacını karşılamak üzere, belli aralıklarla çok sayıda kehrizler inşa edilmiş. Günümüzde Orta Asya'nın değişik bölgelerinde kehrizler kullanılmış

Tarihi İpek Yolu'nun kavşağında bulunan ve Orta Asya su geleneği esintisine uygun yapıda olan kehrizler Van ilimizde de inşa edilmiştir. Van'ın doğusunda bulunan Erek Dağı eteği ile Van Gölü kıyısı arasındaki yaklaşık 50.00 m.lik topoğrafik kot farkı Van'da kehriz yapılarının oluşmasına yardımcı olmuştur.

Kehrizler ülkemizde yalnızca Van Gölü Havzası (Van-Ahlat-Özalp-Saray) ve Şanlıurfa İli'nde bulunmaktadır. Van Şehir merkezinde sayıları 36 ile 48 arasında değişen kehrizlerden güzergahları tespit edilenlerin sayısı 22 adettir. Şehir dışındaki Saray ilçesinde yarı akar durumda olan bir kehriz, Özalp ilçesinin merkezinde ve Aşağı Dönerdere ile Yukarı Dönerdere köylerindeki kehrizler ile Van şehir merkezinin Taşkonak (Kasrik) Köyü'ndeki kehrizlere ait kalıntılara rastlanmıştır. Kehrizlerin Van da ilk kez hangi dönemde inşa edildiği kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, Urartu döneminde inşa edildiğine dair görüşler vardır.

Osmanlı döneminde Van'ın her türlü su ihtiyacının kehrizlerden karşılandığı bilinmektedir. Kehriz tesisleri özel kanallar yardımıyla yer altı sızma suları güzergahlar boyunca toplayarak, Van'ın değişik mahallerine ulaşır. Kehriz kanal uzunlukları, 5 ile 15 km, kanal derinlikleri 6 ile 20 m, debileri ise 15 ile 140 lt/sn arasında değişmektedir.

Kehrizler 1970'li yıllara kadar çıktığı yerde içme suyu olarak kullanılmış ve kanallar yardımıyla bahçe ve tarla sulama ihtiyacını karşılamıştır. Bunun yanı sıra ender su yapılarının seçtiği sokaklarda psikolojik olarak ses ve ferahlık etkisi; sosyolojik olarak ayak üstü sohbet ve dayanışma etkisi; şehircilik olarak güzellik ve temizlik etkisini yansıtmıştır.

Kehrizlerin periyodik aylık ve yıllık bakım ve onarımları Osmanlı döneminde, vakıf ya da kenkan adı verilen özel görevli ekipler tarafından yapılmıştır.

Cumhuriyet döneminde ise bu görev 1965 yılına karar Van Belediyesi tarafından işletilmiş. Daha sonraki yıllarda ise kehrizlerin bakım ve onarım görevi D.S.İ. XVII. Bölge Müdürlüğünce yapılmıştır.

 Bugün akar durumda olan Tepebaşı Mahallesi'ndeki Alay Komutanlığı içinde yıkılmaktan kurtulan Sofu ve Eski Yengi Kehrizleri dışında diğer kehrizler işlemez durumdadır.

Doğup büyüdüğümüz Tepebeaşı/Çavuşbaşı mahallemiz kehrizlerin ve kenkanların otağıydı. Yaşamın bir döneminde veya tamamında kehriz suyuna dokunmak ondan güç ve enerji almak kehriz suyunun çocuğu olmaktır. Kehriz çocuğu olmak su ile neşelenip su ile heyecanlanmaktır.  Kehriz suyunun çocuğu olmak iki ayağını kanalın üstünden karşıya atarak su ile sohbete dalmaktır.

 Kehriz suyunun çocuğu olmak memlekete sevdalanmak, suyun akıntısında zamana yolculuk yapmaktır.

Yazarın Diğer Yazıları