Sıfıra Sıfır elde var sıfır mı?

Ekonomi uzmanları ülkelerdeki gelir düzeyini üretim ve tüketimin seyrine göre kişi başına düşecek payı temel alarak değerlendirdikleri zaman, ortaya çıkaracakları sonuç; objektif kısaslı ve somut gerçeklerin üç aşağı beş yukarı değişmeyen rakamı olmalı. Peki, bu somut verileri dünyadaki tüm ülkeler uyguluyorlar mı? Uygulayanların taş gibi ekonomiye sahip olduklarını insanlarının yaşam biçiminden, eğitim ve sağlık gibi gelişimlerindeki üst düzey hizmeti görerek pekâlâ anlayabiliriz.

Ekonomi, ülkelerin şah damarıdır. Şah damarının sağlıklı olması başlangıçtan sona doğru giden çizgiyi daha net yansıtır. Ve şah damardan kılcal damarlara akışta bir tıkanıklık, orantısızlık yoksa bütün olarak algılayacağımız bünye sağlıklı olur ve bu örneğin sosyal ve ekonomik yapıya yansıması kusursuz olarak gerçekleştirildiğinde ise başarı olgusuna ulaşılmış olunur. Sınıfsal farklılıklardan doğan kaygılar azalır. Artan değerler üretim ilişkisinde akılcı yatırımlara dönüştürüldüğünde ise ülkenin gerçek büyüme hızı sağlanmış olur.

Geçtiğimiz gün Halkın Arenası programının konuklarından birisi eski CHP Milletvekili İlhan Kesiciydi. Kariyerinde Yüksek Endüstri Mühendisliği olan Sayın Kesici, Demokrat Parti döneminden bugüne kadar sürdürülen ekonomi politikayı büyüteç altına aldı ve hiçbir ülkenin ekonomisi kalkınma değerleri sürekli artı gösteren bir ekonomi olmadan sağlamdır, güvenilirdir denemez diyerek son on yıllık Türkiye Ekonomisine ışık tutmaya çalıştı.

Yukarıdaki ekonomi içerikli tümcelerimden, ekonomiye yönelik vurgulamadan sıkılan okurlardan özür dilerim.

Bakınız fakir kulunuz bendenizin evinde ülkedeki ekonomik gidişatın başarısı nasıl takip ediliyor.

Bir buçuk veya iki ayda bir mutfaktaki ocağımız için alınan tüp gazın bedeli son on yılda hiç eksiye doğru kaymadı. Hep artıda ve ivme kazanarak yol aldı. Tüpün bırakıldığı yere bir dipnot asan eşim her defasında alınan tüpün fiyatını yazdı.

Bakınız 2002 yılında 12 kg tüp gaz fiyatı 18.52.TL iken bu fiyat 2013 yılında 64 TL oldu. On yılı aşkın süredeki artış yüzde üç yüz elli…

Benzin fiyatları öyle olduğu için mi? Yani benzini dünyada en yüksek fiyatla satan litresi 5.TL’ye dayanan benzin yüzünden mi soğanın bile son yirmi yolda rekor düzeyde bir fiyata çıkması?

Maaşla yaşıyoruz.

Hanım üç aydan üç aya emekli maaşı alıyor… Kuruşuna dokunmadan üniversitede okuyan kızımızın hesabına yatıyor. Ve bu fakir kulun maaşıyla hayat denen ejderha ile mücadele etmeye çabalıyoruz. Allah’tan kirada oturmuyoruz. Muhtaç olduğumuz tek güç ise banka kredi kartlarımız.

“Allah devlete ve millete zeval vermesin ama hükümete de bu kuşa dönen emekli maaşının artırması içinde insaf versin.” Diyor. Yani çalışanların ve özellikle emeklilerin maaş durumu da ekonomimizin süper mi, yoksa süper mi gösteriliyor yorumuna kapı aralamıyor mu?

Diyor ki Sayın İlhan Kesici:

“Ekonomik tablonuzu ne kadar olumlu gösterirseniz gösterin artan değerleri istihdama ve yatırımlara dönüştürmediğiniz zaman büyüme hızınız yavaşlar, durur ve ekonominizde zelzeleler yaşanır.”

Galiba biz halk olarak ekonomiden anlamıyoruz. Anlayanlar da pespembe tablolarla her şeyin yolunda olduğunu anlatıyor. Türkiye manzaraları içinde onca satılan fabrikalar, tesisler özelleştirilip satılırken ortaya çıkan yeni görüntüler, küçük esnafı paramparça eden devasa AVM’ler, yani alış veriş merkezleri.

Tüp kuyrukları yaşamış, karaborsada yağ, şeker aramış bir kuşaktan gelen yurttaş olarak bu yazdıklarımla var olan hükümete haksızlık mı yapıyorum diye düşünmeden de geçemiyorum.

Dilerim serzenişlerimde yanılgıya düşmüş olurum. Dilerim İlhan Kesici’nin anlattıklarında yanlışlıklar vardır. Ve ekonomimiz deyim yerindeyse taş gibidir. Kısa sürede benzin fiyatı düşecek. Emeklilerin ve çalışanları maaşlarında önemli artışlar sağlanacak. İşsiz sayısında olağanüstü eksilmeler yaşanacak. Taş gibi ekonomimiz sayesinde insanlar kredi kartları borcu yüzünden intihara kalkışmayacak. Adliyelerin icra mahkemeleri koridorlarına dağ gibi borçlu dosyaları yığılmayacak.

Ne dersiniz?

Bu ülkede sıfıra sıfır elde var sıfır alın yazısı değiştirilebilinecek mi?