Şahin Akçap

Bühtan!

Şahin Akçap

Ülkemiz sosyal ve kültürel anlamda zor bir geçidin içinden geçiyor. Böyle süreçlerde parçalanıp yok olmamanın tek yolu siyasi iktidarların olağanüstü denge kuruculuğu ve iradeleridir.

 

Toplumun farklı kesimlerinde farklı düşünceler yoğunlaşabilir. İşte bu noktada terazileyecek unsur liderlerin iki dudaklarının arasından çıkacak sözlerdir. Çünkü öyle söz vardır ki toplumu kucaklaştırır öyle sözler vardır ki toplumu kutuplaştırıp kanlı bıçaklı saflara ayrıştırabilir.

 

Geçmişte çok hatalar yapıldı. Daha dün bir televizyon dizisinde bir padişahın etrafında dönen entrikaları iyi tahlil edemediği için oğullarını, torunlarını dilsiz ve sağır cellâtların urganlarının önüne attığını ibretle izledik. Dahası yine toplumsal ayrışmaların yaşandığı yıllarda devletin başında olanların çıkıp:

 

“Bana kimse falancaların devlet adına cinayet işlediğini söyletemez.” Dedi. Açıkça sırf kendi hasımlarıdır diye zalimden yana tavır alıp mazlumu sokak kavgalarının içinde bıraktı.

 

Gezi eylemleri Türkiye’nin son on yılının patlama noktalarından biriydi.

 

“Bu gençlik pasivize olmuş. Miskin ve ülke olaylarına karşı sorumluluk hissetmiyorlar.”

 

Denildiği bir sırada sokaklara döküldü ve yanlış icraatlara karşı sesini yükselterek ülkeyi yönetenlerin dikkatini çekti.

 

Yönetenler durulmuş sandıkları sulara atılan ve halkaları büyüyen bu olayları küçümsedi. Karşılık olarak devletin güvenlik güçlerini öne sürdü. Bu yapılırken de ucuz provakasyonel eylemlere sığınıldı.

 

Bezm-i Âlem(Dolmabahçe) Camisine polisin orantısız müdahalesi sonucunda sığınan gençler:

 

“Camiine saygısızlık yaptılar, bira içtiler. Uydurmalarla hedef tahtası haline getirilmek istendiler. Ancak namuslu ve gerçek bir iman sahibi cami müezzini vicdanını ayaklar altına alarak gençlerin yapmadıklarını yaptılar diye göstermesini isteyenlerin oyunlarını boşa çıkardı.

 

Ve derken bir başka olayla eylemciler hedef tahtasına dönüştürülmek istendi. Kabataş İskelesindeki bir hanıma bir grubun hakaret ettiği söylencesi ortaya atıldı. Ancak duyarlı, vicdanının sesine kulak veren halk bu oyuna da gelmedi. Onlarca mobbese kameralar tarandı, kayıtlar içinden suç unsuru çıkarılmaya çalışıldı. Ancak bu oyun da boşa çıkarıldı.

 

Diyeceğim o ki Allah’tan henüz vicdanı kararmayan milyonlarca insanımız var. İftirayı, nifakı, dedikoduyu aklının ve yüreğinin süzgecinden geçiren halkımız bühtanlar silsilesini elinin tersiyle itmeye devam ediyor.

 

Çizgilerini merakla izlediğim ve saygı duyduğum Karikatürist Latif Demirci Kabataş olayını hicveden o güzel karikatüründe demiş ki:

 

“Cart! Kabataş!”

Sizce de bu karikatür tam bir gündem karikatürü değil mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları