Test...

                                          
Dünya kaynıyor. En yüksek kaynama noktası da son günlerde ne yazık ki Türkiye!
Bir dostum:
"İnsanlarımız olumsuz olaylara müdahale etmek ve tepki koymak yerine seyirci olmaya koşullandırıldı. Hâlbuki çağdaş dünyanın insanının insanlık suçu olan her olaya yasal zeminlerde eylem koyması, tepkisini kitleleştirmesidir. Bakınız dünyayı sarsan olayları sadece bizler ah vah ederek geçiştiriyoruz. Bu da yönetenlerimizi; mademki ses yok, olayları zamanın içinde soğutalım düşüncesine itiyor. Ne yazık ki onlarda şu lanet aymazlık çemberi içine düşmekten kurtulamıyorlar." Derken çok haklıydı.
Evet… Doğruydu dedikleri. Doğu Akdeniz'in gülü Hatay'ın yüreğindeki güzel Reyhanlı patlayan bombalarla altüst edilirken, ülkemizin güncel hayatı sanki hiçbir şey olmamış gibi tıpkı sinema perdesinde, televizyon ekranında izlenen bir felaket filmi düzeyine indirgeniyordu.
Hani kaynayan suya atılan kurbağa örneğinde olduğu gibiyiz.
O deney anımsayalım isterseniz.
Sıcak suya atılan kurbağa sıcaklığın temasıyla kendini atılan kaptan dışarı sıçrıyordu. Ancak soğuk su dolu bir tenceredeki suyun yavaş yavaş ısıtılması ve kaynama seviyesine getirildiği durumda kurbağa bunu fark edemiyor, sıçrayıp kaçmıyor ve ölüyordu.
Dün hatta dünden önce ve bugün yaşananlar kurbağa örneğinden farksızdır.
Bakınız dün birkaç güncel haberi kahvehanedeki arkadaşları test etmek amacıyla sordum. Sonuç kahrediciydi. Çünkü insanlar günlük hayattaki acılı olaylardan tabana kuvvet kaçıyor, bir gün kendilerinin de yaşayabilecekleri hüzünlü durumları görmezden gelerek paylaşmaktan kaçınıyordu.
Örneğin Angelina Jolie'nin göğüslerini aldırdığını bilenlerin sayısı Suriye'nin dünyanın neresinde olduğunu bilenlerden kat be kat çoktu.
Kahvehaneye gelen iki gazetenin köşe yazarlarını sordum.
Dr. Haydar Dümen'in hangi gazetede ve ne içerikte yazdığını bilenlerin sayısı Ahmet Hakan'ın köşe yazısını okuyanlardan misli fazlaydı.
Kahvede en çok konuşan ve her şeye limon olan emekli ağabeyimiz:
"Hoca beni katma bu teste.  Ben gazetelerin bulmacasını çözmek için alırım." Derken korkaktı ve okuduklarını paylaşmaktan, tartışmaktan uzaktı. O'nu da Nazım Hikmet'in o isyankâr şiiriyle özdeşleştirdim. Şöyle diyordu büyük şair 1947 yılında yazdığı Dünyanın En Tuhaf Mahlûku başlıklı şiirinde:
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada bu zulüm senin sayende
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin demeğe de dilim varmıyor ama ,
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
Yani diyeceğim o ki testlerde ibaret olan Milli Eğitimimiz çoktan testlerde çakan kuşakların dönemine doğru hızla ilerlerken Angelina Jolie'nin göğüslerinin aldırdığı haberinden haberdar olan yurttaşlarımızın önemli bir bölümü maalesef kanlı bir eylemin hedef tahtası olan Reyhanlı'nın yurdumuzun hangi bölgesinde olduğunu öğrenme zahmetine katlanmıyor.
Beni en çok da üzen ulusal acılar karşısında yekvücut olmayı başaramayan liderlerimizin tavrıdır. Olayların başlangıç ve sonucu ne olursa olsun iktidarın ve muhalefetin liderleri tasada, kaygıda, felaketlerde bir araya gelme yükümlülüğü taşımaktadırlar.
İyi başlangıcın kötü sonucunda:
"Sen öyle yaptın, ben seni uyardım." Teraneleri ile:
"Sizin yüzünüzden!" Babındaki özeleştiriden uzak söz dalaşmaları; Türkiye dostlarına umutsuzluk, düşmanlarına da tırnak çalma şansı kazandırır.
Ne yazık ki bizlere gözyaşı döktüren Reyhanlı vahşeti; ulusal birlik ve beraberliğimiz testinden sınıfta kalmamıza neden oldu.
Bu zaaftan kurtulamadığımız sürece de iç ve dış barışta zafiyet uçurumlarının oluşması kaçınılmaz olacaktır.

 

Bakmadan Geçme