Sınır ihlallerinde ne yapmalıyız?

Sınır, bir mülkiyet çizgisidir. Nerede başlayıp, nerede bittiğini tanımlar. Neden böyle bir çizgiye gereksiniminiz var? Sizler, boşlukta bulunmuyorsunuz. Sizler, doğa ile ve başka insanlarla ilişki halindeyken varsınız. Sınırlarınız sizi başkalarına, göreceli olarak tanımlamaktadır. Tümüyle sınırlar kavramı, bizlerin ilişkilerimizle var olduğumuz gerçeği ile ilişkilidir. Bu nedenle gerçekte, sınırlar ilişkilerle ilintili ve son olarak da sevgi ile bağlantılıdır.
 Ruhsal ve bedensel dengemiz için sınırlarınız diğerleri tarafından görülebilir kılınmalı ve ilişkilerle onlara iletilebilir olmalıdır. İlişkiler hakkındaki korkularımız nedeniyle, sınırlar konusunda pek çok sorunumuz vardır. Suçluluk, sevilmeme, sevgi yitimi, bağlantı kaybı, onay eksikliği, öfkeye hedef olma, tanınma ve benzeri korkularla kuşatılmışızdır. Bunların tümü sevgide başarısızlıktır, oysa evrenin planı, bizim nasıl seveceğimizi öğrenmemizdir. Bu ilişki sorunları yalnızca ilişkiler içinde çözülebilir, çünkü sorunların kendisi ve ruhsal varlık, bu kapsam içinde yer alır.
Bu korkular nedeniyle, gizli sınırlar edinmeye çalışırız. Sevdiğimiz birine dürüstçe hayır demek yerine, pasifçe ve sessizce kendimizi çekeriz. Karşımızdakine bizi incittiği için kendisine öfke duyduğumuzu söylemek yerine, gizlice kızgınlık duyarız. Çoğu kez, bir başkasının sorumsuzluğu ile gelen acıyı tek başımıza göğüsler, onların bu hareketinin bizi ve sevenleri nasıl etkilediğini kendilerine söylemeliyiz; oysa bu, onların ruhu için yararlı olacak bir bilgidir. Bazı insanlar, sınırlarımız olduğu için bizi terk eder veya bize saldırır mı? Evet onların karekterlerini öğrenmek ve soruna karşı tedbirler almak, onu hiç tanımamaktan daha iyidir.
DUYGUSAL UZAKLIK
Yüreğinizin yeniden güven kazanması için gereksinim duyduğu mekanı veren geçici bir sınırdır; asla kalıcı bir yaşam tarzı değildir. Kötüye kullanılan ilişkide taraflar, duygusal yönden '' buzların erimesi'' için emin bir yere gereksinim duyar. Bazen suiistimalci ilişkilerde, suiistimale uğrayan kişi, karşısındaki kendi sorunları ile yüzleşerek ilişkide güvene layık olana dek duygusal bir uzaklığı koruma gereksinimi duyabilir. Acı ve hayal kırıklığı için kendinizi hazırlıklı tutmaya devam etmemelisiniz. Eğer istimar edildiğiniz bir ilşki içinde bulunmuşsanız. Geri dönmek için emniyet sağlanmasını ve değişikliğin gerçek belirtilerin görülmesini beklemelisiniz.
Pek çok kişi, bağışlama adına birisine güvenmede aceleci davranır ve karşısındakinin ''tövbekarlığa bağlı kalmanın meyvesini'' verdiğinden emin olmaz. Gerçek değişikliği görmeden suiistimalci, bağlanmaktan ilişkinin sorumluluğunu almaktan korkan veya bağımlı bir kişiye kendinizi açmaya devam etmek, aptallıktır. Bağışlayın, ancak tutarlı değişiklik görene dek kalbinizi gözetin.
* Hayatınız kontrolünüz dışında mı?
* İnsanlar sizden yararlanıyor mu?
* Hayır demekte zorlanıyor musunuz?
* Ne zaman evet ne zaman hayır demelisiniz?
* Gerçekleşmeyen arzularınız yüzünden hayal kırıklığına uğruyor musunuz?
* Kendinize sıklıkla şu soruları soruyor musunuz?
* Bu neden hep benim başıma geliyor?
* Neden diğer insanların beni itip kakmasına fırsat veriyorum?
* Neden devamlı olarak çabalayıp, herkesi memnun etmek zorunda hissediyorum?
* Neden başkalarının her şeyi benden daha iyi yaptığını düşünüyorum, kendimi daha aşağılarda görüyorum?
* Neden her şey ters gidecek gibi geliyor?
* Neden en ufak bir uyarılmayla moralim bozuluyor ya da öfke nöbetleri geçiriyorum?
* Neden haksızlığa uğradığımda susup kalıyorum, bir cevap veremiyorum, kendimi savunamıyorum?

Bakmadan Geçme