İstanbul'da bir Vanlı olarak yaşamak çok güzel.
Neden mi?
Ülkemizdeki Van algısı her yerde, hep olumludur. Gölü vardır, kedisi vardır, peyniri vardır, kahvaltısı vardı, Van balığı, derin bir tarihi; geçmişte yaşanmış medeniyetlerin temelleri ve izleri vardır.
Van'ın günümüze kadar süregelen geçmişinde iyi yönleri kötü yönlerinden hep fazla olmuştur. Yaşanan depremler dolayısıyla Van'a ve Vanlılara olan ilgi de artmıştır.
Son yıllarda İstanbul'da Van Kahvaltı Salonları bir furya halinde çoğalmaya başladı. Ancak ne kadarı gerçek anlamda Van kahvaltısını ve lezzetini yansıtıyor?
Şehrimizin tanıtımına yönelik en önemli unsurlarından olan " Van Kahvaltı Salonları " Van'ın dışında birçok şehirde bulunmakta ancak ürünlerin birçoğu aslına uygun olarak tüketicilere sunulmamaktadır. Dolayısı ile farklı yerlerde farklı kahvaltı çeşitleri ile sadece adı Van kahvaltısı olmaktadır.
Buralarda içinde "VAN" olan her şey çok güzel, çok ilgi görmektedir. Ancak gerçek anlamını ve lezzetini bulduğunuz müddetçe. Vanlılara ait olan değerlere önce Vanlılar sahip çıkmalıdır. Valiliğimiz kahvaltımıza sahip çıkmalı, marka tescilinden çeşidine lezzet faktörüne kadar belli bir standarda oturtulmalıdır.
Van kahvaltısı içinde pastırmalı yumurta, dilpeyniri olmamalıdır. Gavut, murtuğa, Van reçeli, Otlu Van peyniri, Van cacığı, tereyağı, bal, kaymak, Van çöreği ise mutlaka olmalıdır. Hatırlıyorum da geçtiğimiz yıllarda "büryan" için birbirine neredeyse savaş açacak olan iki ilimiz ne kadar mücadele etmişti. İsmiyle özdeşleşen, doğuştan Van tescilli kahvaltımızın kıymetini bilelim ve sahip çıkalım.
Şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun kutlanacağı 2 Nisan ve Kurtuluş haftası boyunca İstanbul'da şehrimize yakışır bir tanıtım organizasyonu Valiliğimiz ve belediyemiz tarafından düzenlenebilirdi. Umarım seneye bu konu dikkate alınır. İstanbullular gerçek Van lezzetlerini önce Vanlılardan tadmalı daha sonra doğru tadları ayırabilmeli.
Bizi biz yapan değerlere gerçekten SAHİP ÇIKALIM Kİ!
Değerlerimiz gerçekliğini yitirmesin…
