GÖZ AMELİYATLARI ŞİMDİ DAHA KOLAY

Serkan ASLAN
Kataraktın gözün önünde büyüyen bir kitle ve zar olmadığını hatırlatan vurgulayan Karağ, kataraktı şöyle ifade etti: "Katarakt, beyine görüntü yollayan retina ( ağtabaka ) nın üzerine ışık düşmesini sağlayan göz küresinin içindeki lens isimli merceğin herhangi bir neden ile saydamlığını yitirmesidir, yani katarakt gözün önünde büyüyen bir kitle veya zar değildir." Karağ, merceğin kesifleşmeye başlaması ile hastanın önce bulanık görmeye başladığını, giderek görmesinin azaldığını ve başkasının yardımı olmadan günlük hayatını devam edemeyeceğini, gazete, kitap okuyamaz hale geldiğini söyledi.
'En büyük sebep yaşlılık'
Kataraktın en önemli sebebinin yaşlılık olduğunu ifade eden Karağ, 50 yaşın üzerinde göz merceğinin bulanıklaşmaya başladığını,şeker hastalığı, kortizon grubu ilaçlar, sigara, aşırı güneş ışığına maruz kalma, beslenme bozuklukları kataraktın daha erken yaşta ve daha sık görülmesine yol açabileceğine dikkat çekti. Göze darbe gelmesinin de kataraktın oluşmasına neden olduğunu kaydeden Karağ, "Bebeklerde doğumsal katarakt da görülebilir. Anne karnında geçirilen ateşli hastalıklar, metabolik problemler ve doğum travması, doğuştan katarakt yapabilir. Ailede katarakt olması çocuklarda görülme riskini arttırır."diye konuştu.
Kataraktın belirtileri arasında uzağı veya yakını görememe, ışık kamaşması, insan yüzlerini veya yol işaretlerini tanıyamama ve sulanma şikayetleri olduğunu belirten Karağ, görmenin yavaş yavaş oluştuğunu ve çocuklarda, görme kaybına bağlı kayma ilk ortaya çıkan belirti olduğunu işaret eden Karax, şöyle devam etti: "Katarakt'ın belirtileri kataraktın çeşidi ve derecesiyle yakın ilişkilidir. Çekirdek (nükleer) kataraktında uzak görme bulanık ancak yakın görmede geçici de olsa ciddi bir rahatlama vardır. Arka zar kataraktında ise, uzak görme nispeten iyi ancak yakın görme çok bozulmuştur, ayrıca parlak ışıkta şiddetli kamaşma vardır. Katarakt ilerlediği zaman uzak ve yakın görme iyice bozulur. Olgunlaşmış kataraktta görme tamamen kaybolmuştur. Yalnızca ışık hissi algılanır."
Kataraktın teşhisi
Hastanın şikayetleri ve ayrıntılı göz muayenesi eşliğinde kataraktın kolayca teşhis edilebileceğini vurgulayan Karağ, "Ancak çekirdek veya arka zar kataraktının çok erken devrelerinde dikkatli muayene yapılmazsa gözden kaçabilir"şeklinde konuştu.
'Kataraktın gözlükle de tedavisi mümkün değildir'
Halk arasındaki yaygın kanının aksine, oluşmaya başladıktan sonra kataraktın perhiz veya göz damlası benzeri ilaçlarla tedavisinin mümkün olmadığına dikkat çeken Karağ, hastaların arzusu üzerine meslektaşlarının verdiği ilaçların ancak hastayı psikolojik yönden tatmin edebileceğini söyledi. Kataraktın gözlükle de tedavisinin mümkün olmadığını kaydeden Karağ, "İlerlemesini de durdurabilecek etkili bir yöntem bulunabilmiş değildir. Tek tedavisi ameliyattır. Ameliyat, şeffaflığını kaybetmiş olan göz merceğinin alınıp yerine yeni bir göz merceğinin yerleştirilmesi sistemine dayanmaktadır."diye konuştu.
Katarakt tedavisinin en güncel olan ameliyat sisteminin Fako cerrahisi olduğuna vurgu yapan Karağ,  "Fako cihazı, saniyede 40 000 defa titreşen ses dalgaları yardımıyla kataraktı göz içerisinde eritir. Böylece katarakt temizlendikten sonra, katlanabilir ve akrilik maddeden üretilmiş mercek göz içerisine yerleştirilir. Fako cihazı sayesinde göz içerisine çok küçük bir bölgeden girilerek ameliyat tamamlanmaktadır. İşlem süresi kısalmakta ve ameliyatın emniyeti artmaktadır. İşlemi tamamlarken dikiş atmak gerekmemektedir. Ameliyat sonrası iyileşme çok hızlı olmakta ve hastanın günlük faaliyetleri etkilenmemektedir."dedi.
Fako ameliyatının uygulanması
Ameliyat öncesinde hastanın ayrıntılı göz muayenesinın yapılması gerektiğini belirten Karağ, "Ultrason ile göz merceğinin numarası ölçülür. Fako ameliyatı çocuklarda narkoz ile yapılır. Aşırı sinirli ve duramayacak hastalara göz etrafına iğne yapılarak anestezi sağlanır. Ancak hastaların çoğunda yalnızca damla yardımıyla ameliyat yapılabilmektedir. Fako ile katarakt temizlendikten sonra, göz merceği ikiye katlanır ve Fako cihazının göz içerisine girdiği bölgeden yerleştirilir."diye konuştu.
Akrilik göz merceğinin kalitelisinin oldukça önemli olduğunu kaydeden Karağ, Amerika veya Avrupa kaynaklı olan ve FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Örgütü) veya CE onayı olan merceklerin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Fako ameliyatı sonrası iyileşme seyri
Ameliyattan hemen sonra görmenin bulanıklaştığını ve ertesi gün önemli ölçüdü netleşme sağlandığını kaydeden Karağ, 1-2 hafta içerisinde iyileşmenin tamamlandığını söyledi. Bu aşamada hastalara uyarıda bulanan Karağ,şöyle devam etti: "Bu devrede, enfeksiyon ve alerji problemlerine karşı ilaç kullanımı ve göz içerisinin su temasından uzak tutulması gereklidir. Ameliyat sonrası uzak veya yakın için küçük derecede bir gözlük kullanımı gerekecektir."
Fako ameliyatı sırasında göz merceğinin arka zarı dışında kalanların tamamen temizlendiğini belirten Karağ, kataraktın tekrarlamasının söz konusu olmadığını söyleyerek,"Ancak ameliyatta yerinde bırakılan ve yapay göz merceğinin oturduğu arka zar zamanla kalınlaşabilir. Bu kalınlaşma, vücut yapısı ve kullanılan göz içi merceğinin kalitesi ile ilişkilidir. İkincil katarakt denilen bu problem YAG laser cihazı ile kolayca halledilebilmektedir."dedi.
Fako ameliyatının başarısı
Tecrübeli bir elde ve gelişmiş Fako cihazı varlığında sonuçları çok başarılı bir ameliyat olduğunu ifade eden Karağ, görme kabiliyetini engelleyebilecek herhangi bir retina yani sinir tabakası problemi yoksa ameliyat sonrasında net görme ortaya çıkacağını belirtti.
Kataraktın artık gelişen tıbbın ve mikro-cerrahi sayesinde hastaların korkulu rüyası olmaktan çıktığına dikkat çeken Karağ, "Artık eskisi gibi katarakt ameliyatı olmak için kataraktın olgunlaşmasını bekleme mecburiyeti de ortadan kalkmıştır; hasta, gözündeki perdeden dolayı günlük hayatını devam ettirmekte zorlanmaya başladığı andan itibaren bu ameliyat yapılabilir. Böylece kişi kısa zamanda eski yaşamına dönebilir."şeklinde konuştu.
vanhaber,haberlervan,katarakt,göz,ameliyat

Bakmadan Geçme