Bereket Ayına Hoşgeldin Diyelim

Üç aylar mevsimine girdiğimiz ilk günden bu yana her gün "Allah'ım! Recep ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazana yetiştir" diye dua ede ede hasretini çektiğimiz şehr-i Ramazan'a ulaştık çok şükür. Ramazan kelimesi sözlükte: Yaz sonunda, güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur; güneşin hararetinin şiddetinden kızgın yerde yalın ayak yürümek ve yanmak; kılıcın iki taş arasına konulup, keskinleştirmek için dövülmesi gibi manaları içermektedir. O halde Ramazan ayı, arınma, bilenme ve korunma eylemi olarak mü'minlerin hayatına yansımalı… Ramazan yağmuru; kirlerden ve kirlilerden arınma mevsimi… Cahiliyenin kokuşmuş ve kirli havasından vahyin iklimini soluma seferi… Kirli işleri ve kirli hesapları kapatma kararı… Kirli ellerin, çirkin işlerde gösterdikleri cesarete, karşı koyabilme yürekliliği…
Ramazan, bilenmektir… Şirke, zulme, münkere karşı duyarlılığın, teyakkuzun uç noktası… Mücadele ruhu ile müzeyyen ve mücehhez olma eylemidir. Bireysel ve toplumsal yıkım ve yok oluş karşısında ihya ve inşa çabası… Ayılma ve arınma günleri… Günübirlik gel-gitlerin kargaşasından "Hesap Günü"nün ciddiyetine yönelmektir. Ramazan mektebinin müntesip ve müdavimleri olarak hayatı programlamak sorumluluğu altındayız. Oruç ile soluklanmak… Toplumsal kırılmalar, ruhsal bunalımlar, ahlaki çürümeler karşısında bir Ramazan nefesi… Bir soluk vahiy ile dirilmektir. "Kulluk"ta derinleşme… İslami yaşam düzeyini geliştirme cehdi… Kulluğa çeki-düzen verme becerisidir. İşte oruç tüm bu saydıklarımızı içinde barındırıyor ve bizlere de öyle sesleniyor. Ramazan-ı Şerif, mübarek bir zaman dilimi, çok faziletli ve bereketli bir aydır. Bu ayda yapılan ibadet ve hasenata diğer zamanlara göre daha fazla çok sevap verilir ve günahlar affedilir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Ramazan ayının önemi hakkında şöyle buyurmuştur: "Ramazan girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur." (Buharî, Savm, 5).
Ramazan ayının diğer aylardan daha üstün ve faziletli olmasının belli başlı sebeplerini şu şekilde özetleyebiliriz: Ramazan Kur'an ayıdır; çünkü hidayet rehberi Kur'an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Nitekim Yüce Allah: "Ramazan ayı; insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği aydır"(Bakara/185) buyurmaktadır. Ramazan-ı Şerif, İslâm'ın beş temel esasından birisi olan oruç ibadetinin (Buharî, İman, 1) yerine getirildiği oruç ayıdır.   Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır: "Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin…" (Bakara/185) Yüce Allah'ın en büyük mucizesi olan Kur'an-ı Kerim'in Hz. Peygamber (s.a.v.)'e indirilmeye başlandığı, "bin aydan daha hayırlı" olduğu bildirilen  Kadir Gecesi bu aydadır. Ramazan ayı mü'minler için bir af ve bağışlanma ayıdır. Yüce Allah'ın rahmet ve mağfireti mü'min kullarının üzerine sağnak sağnak yağar, onları günah kirlerinden arındırır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu mübarek ayın rahmetine, mağfiretine ve affına nail olmak için yapmamız gerekenleri şöyle açıklıyor: "Her kim Ramazan ayının faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek, Ramazan'ı ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, İman, 37; Müslim)  Ramazan yardımlaşma, paylaşma ve hayır ayıdır. Bu rahmet ve bereket ayında Yüce Allah'ın sayısız lütuf ve ihsanına nail olan mü'minler, "Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap…" (Kasas/77) buyruğuna uyarak, ellerindeki imkanları ihtiyaç sahipleriyle paylaşırlar. Bu ayda daha fazla hayır ve hasenatta bulunurlar, bol bol sadaka verirler, iftar sofralarında din kardeşlerine de yer verirler. Zengin Müslümanlar, Ramazan ayına mahsus sadaka-ı fıtırların yanı sıra zekâtlarını da bu ayda vermeye gayret ederler. Çünkü Allah Resûlü (s.a.v.), Ramazan ayında verilen sadakaların daha faziletli olduğunu haber vermiştir. (Tirmizî, Zekât, 28)
Ramazan ayının kıymetini bilmeli, bu mübarek ayı büyük bir fırsat olarak görmeli, böylece daha fazla sevap işlemeli ve günahlardan sakınmalıyız. Resûlullah (s.a.v.), Ramazan ayının kıymetini şöyle açıklıyor: "Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerîf'in ne olduğunu lâyıkıyla bilselerdi, senenin tamamının Ramazan olmasını arzu ederlerdi." (İbn-i Huzeyme, Sahîh, III, 190) Ramazanı değerlendirmenin önemi hakkında da şöyle buyurmuştur: "Cebrail (a.s.) bana göründü ve 'Ramazan'a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun' dedi. Ben de 'âmin' dedim." (Tirmizî, Daavât, 100)
O halde mübarek Ramazan'da, festival, fuar, şölen, şenlik ve şamatasını aşıp;  gerçekten de Ramazan'a ulaşabilmeliyiz!.. Kendimizle yüzleşebilmeliyiz. Biz neyin peşindeyiz? Ramazan keyfiyetinin mi, yoksa keyfinin mi? Gerçekten hangisini önemsiyoruz? sorularını kendi kendimize sormalıyız. Ramazan'ın feyz ve bereketinden gereği gibi istifade ederek günahlarımızdan kurtulmanın gayreti içinde olmalıyız. Bunun için; Kur'an-ı Kerim kıraati, tevbe-i istiğfâr, dua, zikir ve tesbihat ile meşgul olmalı; tuttuğumuz oruçla nefsimizi dizginleyerek günah işlemekten sakınmalı; Allah'ın rızasını kazandıracak salih ameller işlemeli, imkânlar ölçüsünde hayır ve hasenatta bulunmalı, fakir fukarayı gözeterek hayır dualarını almalı, oruçlu mü'min kardeşlerimize iftar ettirmeli, akraba ve komşularımıza ikramlarda bulunmalıyız. Bu vesileyle tüm okuyucularımızın mübarek Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor; ilimiz, ülkemiz ve tüm İslâm âlemi için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.

Bakmadan Geçme