EKMEK ile ASLAN

Bahri Yıldızbaş yazdı...

* Yıl 1927...

* Ünlü yazarımız Ahmet Rasim'in yaşı ilerlemiş, işsiz kalmış ve yolunu bir gün Ankara'ya düşürmüş.

Anafartalar Caddesi'nde onu gören, gazeteci ve milletvekili İsmail Müştak, 'Aman Efendim' demiş, 'Nasılsınız, bir emriniz var mı? Ankara'da!'

Ahmet Rasim, buruk bir gülümsemeyle; 'Fırınlarda ekmeklerin dört köşe değil, yuvarlak yapılması yüzünden buraya kadar geldim.' demiş.

İsmail Müştak, bir şey anlamadığını bakışlarıyla belli edince, Ahmet Rasim devam etmiş, 'Bir okka ekmek alayım, dedim... Elimden düşüp yuvarlanmaya başladı. Ekmek önde, ben peşinde buraya kadar koştuk. Şaşkın şaşkın, şimdi o ekmeği arıyorum.'

Sözlerden bir şey anlamayan vekil efendi, konuşmayı ATATÜRK'e aktarınca, ATATÜRK; 'Sen ne yaptın İsmail Müştak' diye parlamış. 'Yarım asır, Türk eğitimine hizmet etmiş bir zat, yoksul düşmüş; Ankara'ya ekmek aramaya geldiğini söylemiş; sen hangi otelde kaldığını bile sormamışsın ! '

Ahmet Rasim, o gece aranmış ve bulunmuş. Köşke davet edilerek, Atatürk tarafından kendisine vekillik teklif edilince; 'Ekmek, gerçekten aslanın ağzındaymış.' demiş.

— 'Ekmek, Aslan'ın ağzıdadır.' sözünün nereden geldiğini de öğrenmiş oluyoruz. Şimdilerde değiştirilmiş ve 'Ekmek, aslanın midesine inmiş.' söyleniyor. 'Sanki, ağzı olan ve söylenen sözleri anlayan yiğit Aslan'ı bulmuşuz da, midesi olanı arıyoruz.'

Yuvarlanan ekmeklerin, dört köşeli yapılması İçin, fırıncıları anlayacak değirmencilerin olması ümitlerimle; sağlıklı, huzurlu ve mutlu akşamlar diliyorum.

Bakmadan Geçme