Bahçelerimiz, çıkmazlarımız, betonlarımız

Geçenlerde annemle İskele Caddesi tarafından Kale Yolu'na geçmeğe çalıştık.

Geçenlerde annemle İskele Caddesi tarafından Kale Yolu'na geçmeğe çalıştık.

"Çalıştık" diyorum, çünkü iki cadde arasında bir geçiş bulmakta çok zorlandık.

Yorgun ağaçların, şaşkın bahçelerin kalabalığı arasında, iki defa çıkmaza girdik.

Aslında Van'ın bahçeli evlerinin hızla yok edildiğini görüp de üzüldüğüm için bu karmaşa beni biraz da neşelendirmedi değil hani.

Denizimize rengini veren mavi şu göğümüzün, başı taşa değmeden, bahçelerin yeşiline başını dayaması kadar güzel ne olabilir?

Hele de ağaçlarımızın, yeşillerinin içindeki atlı yaz yorgunluğunu ve belki de hüzünleri sarının, kırmızının olanca tonuyla yerlere böyle cömertçe serişini seyretmek ne güzeldi.

Dört yanı harabe kaleli, dört yanı sazlık-dereli şu canın yurt köşesinde varlıklarını yeşile gömmüş evlerimiz hâlâ bana çocukluğumun o pasparlak neşeli günlerini hatırlatıyor.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme