Timurlenk Bozkurt

Van'a Dair - 5

Timurlenk Bozkurt

ALLAH'IN OKU EMRİ - 1

Ben bir yandan bu sözleri söylerken bir yandan da Kamil dayının bana verdiği defterin sayfalarını karıştırıyordum. Binden biri gözüme İkra,yani Oku başlıklı bir sayfa ilişti. Sanki adam bana yardım ediyordu. Kamil dayı bir dakika ,dedim ve adamın yazdığı Oku başlığını taşıyan bölümü yüksek sesle okumaya başladım:

" İslamın okumaya ve ilim öğrenmeyi emreden bir dindir. Yani tavsiye etmekle kalmamış emretmiştir.

"Yine Yüce Peygambere vahyedilen ilk ayet Okuma üzerinedir. Hatta dolaylı olarak okuma üzerine değil, bizzat okuma emridir. Yani tek kelime; İKRA , yani OKU ayetidir.Bu ayet Cebrail Aleyhisselam tarafından Yüce Resule tebliğ edildiğinde O," Ben okuma bilmem" buyurdular. Bunun üzerine Allahın emri ile Cebrail bir kez daha :"İKRA" yani "OKU" dedi. Yüce Resul birkez daha;" Ben okuma bilmem cevabını verince Yüce Rabbimiz bu kez sert ve kesin bir tarzda ve hem de Cebrail in Yüce Peygamberi kollarına alıp sıkması ile ,son kez emrini tekrarladı ve " İKRA ,BİİSMİ REBBUKE, - " OKU , RABBİNİN ADIYLA OKU." Buyurdular. "

"Artık bu kesin emirdir okuyacak. Hem de, derinlemesine okuyacak. Kimsenin bilmediği konuları bilecek,kimsenin çözemediği en girift bilmeceleri,meseleleri çözecek,hal yoluna koyacaktır. O, İnsanı okuyacak, Kainat kitab-i Kebirini okuyacaktır. Çünkü Ona Yaratanı tarafından okumak ve bilmek emredilmiştir. Hiç mümkün müdür ki, okumasın, hiç mümkün müdür ki , tefekkür etmesin, hiç mümkün müdür ki bu okuma sonunda, bu derinlemesine tefekkür sonunda her şeyin en güzelini bilmesin , her işin en iyisini yapmasın, en müşkül konuları hal yoluna koymasın."

"Her şeyin en iyisini, en doğrusunu ,en güzelini, en mükemmelini o bilecektir ki, ümmetine öğretmen olsun, tüm insanlık ailesine yol gösterici olsun, rehber olsun, eğitmen olsun."

"Nitekim O, ümmetine öğle bir eğitmen ve öğretmen oldu ki, ümmeti asırlarca tüm insanlığa rehber olmuş eğitmen olmuş, öğretmen olmuş , yol gösterici olmuştur. Çağının çok gerisinde, cehalet içinde debelenen kavmini ,vahşiyane ve cahilane bir hayat süren, onun tebliğinden haberdar olunca ona koşan,huzuruna varıp diz yere vurup oturan başka kavimlerin mensuplarını örnek insan haline getirmiştir. Siyah kadının oğlu olarak anılan ve kendisi de simsiyah bir cilde sahip olan Köle Bilal-i Habeşi yi, İran dan koşup gelen Selman-ı Farisiyi , çok sert bir tabiata sahip Gıfar kabilesinden Ebuzer-i Gıfarı yı almış, hamur yapmış,yoğurmuş, kalplerine, ruhlarına yeni bir şekil vermiş ve onları aydınlık seherlerin mis kokan çiçekleri haline getirmiştir. Her an kelle uçurmaya hazır bekleyen ve öz kızını diri diri toprağa gömen Hattab ın oğlu Ömer i almış,pişirmiş ve bu ele alınıp pişirilişin sonucu karıncayı bile ezmekten sakınan bir Ömer ortaya çıkmıştır." (DEVAM)

Yazarın Diğer Yazıları