Dolap beygiri olmadan...
Şahin Akçap
Mutluluk, hayatı zor yaşayanlar için ulaşılmazdır.
Hayatı kolaylaştıran bireyin iradesidir. Birey seçeceği politik kimlikte bilinçli olursa yaşadığı hayat kolaylaşır, yokuşları tükenir, sıkıntıları erir.
Ne var ki birçok toplumda insan sadece üretim aracı olarak görülür. Ürettiğinin bedelinin aslan payı üretim ilişkilerinin sahiplerine akarken sadece damlalar ona düşer. Kadercilik birey için sömürü mekanizmasının dişlilerinden biri olunca da:
"Bu dünyada yoksulsam öbür dünyada zengin olacağım." Değer yargısına kilitlenir ve emek sömürüsü alabildiğine yoğunlaşır.
Tıpkı dolap beygiri gibidir emeğini sömürten, örgütsüz ve sürü gibi yaşayan insan!
Kendi çevresindeki kısır döngüden sıyrılıp çıkamaz. Çocukları da zaman içinde o kısır döngüye takılıp kalır. Sürüdeki sayı çoğaldıkça egemenlerin katmerli baskı ve zulmü çoğalır.
Dolap beygirliğinden yırtmanın tek yolu yasal örgütlenmelerin içinde yer almak, emek ve alın teri üzerinde varsa sömürü ona karşı amansız mücadele vermek:
"Böyle gelmiş böyle gider."
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!"
Takıntısına düşmemektir.
Örgütlü insan sahip olduğu yasal haklarını bilir, savunur, asla sömürü tuzaklarına düşmez.
Tüm bunlarla birlikte bireyin dikkat edeceği önemli noktalar vardır.
Düşünce ve inanç tüccarlarının oyununa gelmemek, sarı sendika denen ejderhaların yemi olmamak, siyasi kadrolarıyla yönetmeye hazır olan partilerin içindeki insanları dün ve bugünlerini analizini yaparak iyi tahlil etmektir.
Mutluluğa giden yol bireylerin tek vücut olması, sosyal hayatlarını ve ülke çıkarlarını tehdit eden unsurları bilinçli olarak kavraması:
"Bugünüm böyle geçti, yarına Allah kerim!" Kaderciliğine düşmemesidir.
