
Hayatı ciddiye almak gerek
Mustafa M. Atilla
Her bir insanın; hayat hikayesinden; yazmak için bir konuyu rahatlıkla çıkarabilirsiniz.
Her bir insanın; yaşam hikayesi; size yazmanız için ilham kaynağı olabilir.Yine birçok insanın hikayesi; sizi değiştirip hayatınıza yön verebilir, renk katabilir.
Hayatı ciddiye almayın;...çünkü tüm hayatınız er geç sadece fotoğraflarda kalacak! diye bir alıntı okumuştum facebook sayfasında.
Öyle diyordu!
Biraz düşündüğümde haklı nedenleri olabilir bu düşünceyi paylaşan kişinin,belki ona hayatı tatsızlaştıranlar olmuş veya hayatı bir hedef uğruna kendi eliyle tüketip heba etmiş,belki de hep kendini birilerine adamış olabilir veya bizim bilmediğimiz yaşamının içinde hayallere kapılıp aradığını bulamamış da olabilir.
Belki herşeyi şansızlığa bağlamış,görmesi gereken tüm gûzelikleri görememiş.
Belki de hayatının her anı istediği gibi gitmiş,sona doğru ancak bir şeyleri farkedebilmiş de olabilir…
Fotoğraflar da kalacak diye hayatı ciddiye almamak absürt bir düşünce.
Biraz haklı bir düşünce gibi gelebilir o alıntıyı okuyanlara, fakat kısa da olsa dünyaya gelmek, yaşamın içine alınmak, yaratılmış herşeyden haberdar edilmek, zevklerinden, yararlanmak, tabiatın içinde olan herşeyden solumak, yemek, içmek, konuşmak, görmek, arkadaşlık, kardeşlik, aile, gezmek, tatmak, yaratılmış tabiat ve içinde ki canlılardan insanların, bitkilerin, hayvanların yaratılışındaki özeni, itinayı, renkleri ayırabilmek bile sadece hayatı ciddiye almamız için bize herşeyi sunuyor zaten.
Hayatı ciddiye almak ile ilgili bir anket, bize ciddiye alınıp alınmama konusunda farklı düşünceleri anlatabilir. Birçoğumuz ciddiye almıyorum, birazımız alıyorum, en fazla da ortalarda bir yerlerde olduğumuzu gösteriyor. Okurken aklınıza takılacaktır, ben hangisiyim kolayı mı?, seçtim acaba.
Belki de; Saçmalama… Çünkü hayat ciddiye alınacak kadar uzun değil diyebilecek çok insan,, veya Saçmalama.. Hayat; ciddiye alınmayacak kadar önemlidir diye düşünen o çok insandan, çok daha az olan insanlar mı? tercihlerin de doğru.
Bence hayatı;
Ciddiye almayan bir tek filozof,bir tek bilim adamı,bir tek kaşif,bir tek düşünür yoktur. Çünkü hayatı ciddiye almadığımız zaman başarının b sini yakalayamaz ve böyle düşünenlerin başarısızlıklarına tanık oluruz ki; boşvermişlikle ciddiye almamak tan
kaynaklanan bir hayat,hayatı önemsemeyen,başarısız hikayelerin kahramanı oluruz.
Düşünün bir defa gelmiş geçmiş öne çıkan önemli şahsiyetler ne kadar hayatı ciddiye almış olabilirler ki onlara başarıyı,ayrıcalığı getirmiş. Yoksa hayatı ciddiye almayıp onlara dıştan sunulan bir şey mi? bu.
Ne dersiniz!?.
Hayatı ciddiye almayan bir kişi, başka bir kişinin hayatını, yardıma ihtiyacı varsa el tutmayı, hayatını kolaylaştırmayı ciddiye alabilir mi? Kendi hayatını ciddiye almada kararsız kaldı ki bir başkasının, ailesi'nin, arkadaşının, akrabasının hayatını ciddiye alsın kolaylaştırsın.
O kadar şey var ki. hayatı ciddiye almakla ilgili. Çünkü hayatın içi rengarenk fotoğraflarla dolu, kimi renkli, kimi siyah beyaz, albümler dolusu.
Hayatı ciddiye alacaksak; beşeri yönüyle de en önce,
İnsanı ciddiye almak lazım…
Başarıyı ciddiye almak lazım…
Doğruluğu, hoşgörüyü, yardımı ciddiye almak lazım…
Dostluğu, akrabalığı, arkadaşlığı ciddiye almak lazım..
Ülkenin bütünlüğünü ciddiye almak lazım..
Mahşeri ciddiye almak lazım…
Gençleri ciddiye almak lazım…
İsrafı ciddiye almak lazım…
Toplumsal sıkıntıları ciddiye almak lazım…
Birlik ve beraberliği ciddiye almak lazım…
Hayatla barışık yaşamayı ciddiye almak lazım ki o fotoğraflar her defasında renkli çıksın.
Heba edilemeyecek kadar kıymetli hayatı topyekün ciddiye almak lazım ki ülkemiz, kadim Van şehrimiz, yaşamaya, huzur bulmaya değer hale gelsin.
Hayat şaka yapmaya gelmez, ciddiye almak lazım ve bunu çok iyi anlamak lazım.
Bir bakmışsın!
Gün gelir ciddiye almadığımız hayat, bize şaka ile karışık güzel keyifler sunabilir.
Kıymetli dostlar…