Neden arayıp sormuyorsun?
İkram Kali
Van'ın sevgi saygı duyulan, yaşadığı şehrin kültürüne, ekonomisine, sosyal hayatına katkılar sağlayan eli öpülesi çok değerli insanları var. Bunlardan bir kısmı vefat ederek aramızdan ayrıldı. Hayatta olanlar ise memleketinde kalarak veya farklı şehirlere yerleşerek yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor.
Geçenlerde rahmetli babamın dükkan komşuları camcı Hikmet Sağlam'ın PTT caddesindeki iş yerine hal hatır sormak üzere uğradım. Hemen belirteyim. Gençlik dönemlerinde eski taksi yazıhanelerinden Ses Taksi de taksicilik yapan daha sonra esnaflığa geçen Hikmet Sağlam'ın çok güçlü ve güzel sesi var. Hikmet Abi en zor türküleri başarıyla yorumlayan yeteneğiyle de bilinir tanınır. Geçen yıllara rağmen sesinden bugünde hiçbir şey kaybetmeyen, koca salonlarda mikrofonsuz türkü söyleyen Hikmet Abi Kenan Temiz tarzındaki yorumuyla zamanında müzik çevrelerinin dikkatini çok çekmişti. Kendisine sahip çıkan olsaydı belki bugün Hikmet Sağlam'ın profesyonel sanatçı kişiliğinden ve başarısından söz etmiş olacaktık. Sahipsizlik şehrimizin her alanda yaşandı yaşanmaya da devam ediyor.
Neyse…
İçeri girdiğimde dükkânın orta yerinde odun sobası yanıyordu. Nisan ayı olmasına rağmen havalar ısınmadığından sobanın sıcağı hoş geliyordu doğrusu. Sobanın yanı başında duran kürsülerin birinde oturup soluklandıktan sonra, "Abi sobayı daha kaldırmamışsın dedim." Elmasla kestiği camı bırakarak, "Bilirsin 20 -22 Nisan arasında yaşanan camuşkıran soğukları var. Van'da sobalar ondan sonra kalkar. Camuşkıran geçmeden canımız pek ısınmaz" dedi.
Hoş geldin, hal hatır sonrası memleketin genel durumu, ekonomik kriz, seçimler, spor üzerine değerlendirme yapıyorduk. Elazığ tarzı 8 köşe kasketi, Samsun Çarşamba'da yaptırdığı yumurta topuk ayakkabısı, renkli kişiliğiyle Van oturma gecelerinin vazgeçilmez hoş sohbet isimi olan, Van türküleri yorumcusu Anadolu insanının ortak özelliğini kendisinde toplayan Seyfettin Zırhlıoğlu gülen yüzüyle içeriye girdi.
Hikme Abi kendisi gibi esnaf olan oğluna sessizce 'çay söyle' dedi.
Zırhlıoğlu'nun yüksek sesli merhabasıyla sessizlik yerini gülüşmelere bıraktı. Aynı dönemin arkadaşlarının Van'ın eski güzellikleri müzik geçmişi ve ortak anıları üzerine yaptığı sohbete bizde hatırladıklarımızla yeri geldiğinde katılmaya çalıştık.
Güzel sohbette neler konuşulmadı ki?
Eski Şehir Parkı'nda Erdal Yamaç'ın bağlamasıyla sahne alması, Gar Gazinosu, İskele Belediye Gazinosu, İbrahim Tatlıses'in isminin yeni yeni parladığı dönemlerde kaset çıkaran Rahmetli Enver Gencer yad edildi. Halen hayatta olan Kenan Suruç, Güven Alpaslan, Mehmet Bağdatlı, Metin Güzel, Mehmet Türkoğlu'nun yanı sıra Şahin Türkmenoğlu, Avukat Alper Önder, Uygur İlvan gibi müziğe emek verenler ile Tarzan Ğero (Hayrettin), Memduh Gültepe, berber Seyfettin Demirkan gibi birçok değerimiz özellikleriyle anlatılarak anıldı.
Yanan soba ve sohbet eşliğinde çayımızı yudumlanırken esnaflığı bırakarak emeklilik hayatına uyum sağlamaya çalışan tanıdık bir ağabeyimiz geldi. Hoş geldin sonrası oturma ve çay teklifine işi olduğu için teşekkür etti. Esnaf dostlar arasında ayaküstü sohbet sırasında emekli esnaf ağabeyimiz kadim dostu Hikmet Sağlam'a "Ben uğramasam merak edip arayıp sormuyorsun. İnsan dostlarını arayıp sorması gerekir. Belki hastayım, belki bir sorunum var" diyerek serzenişte bulundu.
Haklıydı…
Dostunu tebessümle dinleyen Hikmet Sağlam da" Meşguliyetimizden dolayı ihmal etmiş olabiliriz. Ama sevdiklerimizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı arayıp sormamız gerekir. Sen haklısın. Bu görev mazeret kabul etmez" dedi ve "Bir gencimize kız istemeye gittik. Gelin evinin erkeklerine sohbet sırasında biz işimizin gereği çok çalıyoruz. Mesai saatlerimiz belli olmayabiliyor. Yeri gelir pazar, bayram günleri ve gece geç saatlere kadar çalışabiliyoruz. Mesaili çalışanlar gibi düzenimiz yoktur. Damadınızın durumu budur haberiniz olsun dedim" anekdotunu anlatarak dostunun gönlünü almaya çalıştı.
Van kültürüne önemli katkıları olan, mahallelimiz, ata baba dostumuz rahmetli Fevzi Levendoğlu ağabeyimiz ile bugünde özlem duyduğum abi kardeş dostluğumuz vardı. Bazen kendisini ihmal edip arayıp sormadığımızda kadife ses tonuyla, "Beni neden arayıp sormuyorsun, hep ben mi seni arayacağım" derdi. Sevgiden kaynaklanan bu sitemi karşısında mahcup olur, kusurumuzu telafi etmeye çalışırdık. Ruhu şad olsun.
Sosyal varlık olan insanların günümüzde en çok sevgiye aranıp sorulmaya ihtiyacı var.
İnsanlar…
Kimiyle kardeş. Kimiyle akraba… Kimiyle dost… Kimiyle arkadaş… Kimiyle komşu… Kimiyle sırdaş… Kimiyle de yoldaştır. Konumumuz ne olursa olsun, aramızdaki sevgi saygıya bağlı sosyal hukuk arayıp sormayı, acı ve tatlı günlerde yan yana olmayı gerektirir.
İhmal etmeyelim.
Sevdiklerimizi, değer verdiklerimizi, özlem duyduklarımızı arayıp soralım.