CHP iktidara gelmeyi çok bekler
İkram Kali
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Cizre'de yaşanan gerginliğe değinirken "Devlet aciz içindedir. Kamu güvenliğiyle ilgili tüm otoritesini kaybetmiştir. Devlete güvenip, Doğu'da Güneydoğu'da bir iş yapmaya kalkmayın. Devlet yok ortalıkta" dedi,
Bölgede sermaye ve insan göçü konuşuluyor.
İnsanlar tedirgin, üzgün.
İnsanlar her şeye rağmen geleceğe umutla bakmak istiyorlar. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise Ak Parti’ye karşı muhalefet yapayım derken ağzından çıkanın farkında değil galiba. Bunları sıradan vatandaş konuşabilir. Ama ülkenin ana muhalefet partisi konuşamaz.
Ne demek “Devlete güvenip, Doğu'da Güneydoğu'da bir iş yapmaya kalkmayın.”
Yatırımın yapılamayacağı yerde insan durur mu, siyaset yapıla bilir mi? O zaman CHP’nin TBMM’de ne işi var.
Demek ki birileri buraları gözden çakarmış.
Böyle siyaset olur mu? Bu siyaset anlayışıyla CHP iktidara gelmeyi daha çoook bekler.
Yabancılar ne geziyor?
1990’lı yılların gergin bir Nevruz günüydü. O sıra Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Danışmanı olarak görev yapıyordum. Nevruz nedeniyle Avrupa’dan lokantacı, hemşire, bekçi, garson tabiri caizse sıradan adamlardan oluşan Kürdü, Türkü, Türkiye’yi çok çok seven ülkemizin demokratikleşmesini, barışını, huzurunu çok arzulayan geceleri bu nedenle uyuyamayan bir grup gözlemeci Van’a gelmişti.
Ukala, kibirli tavırlar sergileyen, Van tabiriyle hır heşek (işe yaramaz) şımarık takımın Van’daki edası onur kırıcıydı. Sanki işgal edilmiş bir toprağın emperyalist efendisi havasında konuşuyorlar, bağırıp çağırıyorlardı. Özel muamele bekleyen Avrupa’dan gelen sözüm ona insani gözlemci grup arasında sanırım İtalyan olan bir şahıs giydiği cüppe ile beraberindeki birkaç kişiyle valiliğe gelmişti. Vali Yardımcısı Bestami Alkan kendilerini devlet adamına yakışır biçimde makamında kabul ederken ağızlarının payını vererek göndermişti. Bütün bu yaşananlar Türk, Kürt, Laz, Çerkez kimliklerini benliğinde hisseden bir yurttaş olarak onuruma dokunmuştu. Ama ondan daha üzücü olan ise yerel Kürt siyasetçi kardeşlerimizin bu adamlara hak etmedikleri değeri vermesi, bunlardan medet ummasıydı. Emperyalist, sömürgeci tavırlarını görememeleri düşündürücüydü.
Bölgemizde ne zaman bir sorun ya da olay yaşanmışsa Avrupa ülkelerinin Başkonsolosları, Büyükelçileri veya farklı kimlik taşıyan adamları anında buralarda bitmişler. Avrupalılar hiçbir zaman babalarının hayrına, insanımızı çok sevdikleri için adamlarını buralara göndermemişlerdir. Size Avrupa ülkelerinin bu politikasını canlı örnekleriyle anlatan onlarca kitap önerebilirim. Bunları söylemek Batı düşmanlığı olarak değerlendirilmemeli. Sapla samanı karıştırmamak lazım.
Türkiye’nin kendi içinde, aile arasında yaşanan sorunlara yabancıların müdahil olmalarının fitne, fesat ve çıkardan başka hiç bir katkısı olmamıştır. Dünde böyleydi bugünde böyledir.
Bugünde bölgeyi en çok ziyaret eden yabancılar arasında en fazla ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve diğer batılı ülkelerin temsilcileri yer alıyor.
Türkiye’de herkesin umutla çözüm sürecine kilitlendiği sırada geçen hafta Cizre’de Hüda- Par ile PKK arasında çıkan çatışmalarda 3 kişi hayatını kaybetti!
ABD Adana Başkonslosu Ekim ayında yine bölgedeydi.
Sizce bu ziyaretler normal mi?
2015’te ne bekliyoruz?
Uzatmaya, dolandırmaya gerek yok. Ülkemizde yaşayan insanlarımız; 2015’te barış, huzur, sosyal adalet, güven istiyor. İnsanca bir yaşam bekliyor.
Memur-Sen golü
Hükümete yakınlığıyla eleştirilen Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen 275 bin sağlık çalışanını yıllık 525 lira promosyondan etti. Çalışanlar yıllık bin lira yerine 475 lira promosyon alacak. Memur-Sen 2014’te de memur maaşları için hükümetin ilk teklifinden daha düşük olan seyyanen 123 lirayı yeterli bulup imza atarak 3 milyonu aşan memuru enflasyon karşısında ezdirmişti.
2014’ün unutulmayan golü yarışması açılsa Memur-Sen’in golü kesinlikle birinci seçilir.
Günümüzün sendikaları böyle.
Memurum
Hırsızın biri gece iş başına konuldu. Gözüne kestirdiği bir adamı köseye çekti ve:
- “Ya paran ya hayatın?”
Adam:
- “Benim hiç param yok.”
Hırsız:
- “Nasıl yani? Ne iş yapıyon ?”
Adam:
- “Memurum”
Hırsız:
- “O zaman yürü git. Memursan hayatın bile yoktur