Ülkemizin geçmişi
İdris Ortakaya
Yakın tarihimize bir göz atarsak ne korkunç olaylarla karşılaşmış olduğumuzu net olarak görebiliriz.
Acıları yeniden hatırlayıp üzülmek belki bizlere bir şey kazandırmaz ancak ders çıkarabiliriz, diye düşünüyorum.
Hatırlayan; Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde binlerce faili meçhul cinayet söz konusu idi…
Aslında faili belli ama meçhul statüsüne sokulan cinayetler…
Kanaatim odur ki; katledilen insanların katillerinden hesap sorulmuyorsa, hesap sormayanlarda bu katiller kadar sorumludurlar.
Başta Tansu Çiller olmak uzere Mehmet Ağar, Hayri Kozakçıoğlu, Veli Küçük ve diğer A takımları binlerce insanın katledilmesinde önemli katkı sağlamışlardır.
O nedenle; Tansu Çiller dönemi masaya yatırılarak sorgulanmalıdır.
Tansu Çiller’in A takımı binlerce Kürdün katilidir.
Sözde Kürtler adına parlamentoda bulunan BDP ise şimdiye kadar bu önemli meseleyi gündeme getirmemiştir.
Bunları şiddetle kınıyorum.
Şu anda katiller İlahi adalete sevkedilmiştir.
İlahi adalet mutlaka tecelli edecektir.
Buna inancım tamdır.
Hayrı Kozakçıoğlu öldü. Ancak neden, nasıl öldüğü henüz belirlenmedi. Mehmet Ağar en sevdiği değeri olan kızını kaybetti. Çok mutlu bir yaşam içinde olduğunu sanmıyorum. Ancak onlarda olanlardan ders çıkarırlar mı bilemiyorum.
DİYARBAKIR’DA HERKES GAFFAR OKKAN…
Gaffar Okkan Diyarbakır’da Emniyet Müdürüydü, öldürüldü. Diyarbakır halkı ile iç içe olan, onları kardeşi gibi gören, onlarla içli dişlı olan rahmetli Müdür öldükten sonra, Diyarbakır’da binlerce çocuğun adı Gaffar Okkan oldu.
Oysa, geçmişi hatırlıyorum da, Devlette görevli ne kadar, piskopat, manyak, beceriksiz, işe yaramaz, niteliksiz ve kalitesiz adam varsa hepsi Doğu ve Güney Doğu da görevlendirilirdi.
Bunların hizmet etme gibi bir dertleri yoktu. Eziyet etmek, devlet adına korku ve baskı uygulamakla görevliydiler.
Son on yılda bu yapı tersine işlemeye başladı.
Bilgili, becerikli, yetenekli, kaliteli ve bölge halkıyle birleşen, bütünleşen insanlardan oluşan yöneticilerin atanmalarına şahit olunca, büyük bir mutluluk duymaya başladık.
VALİ TAŞYAPAN’I MAKAMINDA ZİYARET ETTİK…
Üç günlük bir Van gezisine katıldım. Van’daki etkinlikte, yeni Valimizin eşi hanımefendi ile ayaküstü bir sohbetimiz oldu. Hanımefendi halktan birisi. Halkın içinde, vatandaşın her sorunu ile ilgilenen, mütevazi, kaliteli bir insanla tanışmanın mutluluğu içindeyim.
Van Valisi Sayın İbrahim Taşyapan’ı Kırgızistan Fahri Konsolosu Sayın Dr. Mustafa Kurt, UDAD yöneticileri ve organizasyon ekibi ile birlikte makamında ziyaret ettik.
Çok beğendiğimi ifade etmek isterim.
Dünyaya ve ülkeye bakış açısını beğendim.
Bilgili, ilgili, yetenekli, kaliteli bir kişiliğe sahip olduğu her halinden belliydi.
Kısa da olsa Sayın Valimizle fikir teatisinde bulunduk. Kendisine Ulupamir köyünün sorunlarını aktardık. Memnun ve mutlu ayrıldık.
UDAD EKİBİNİN UYUMU MÜKEMMELDİ…
UDAD adına etkinliği düzenleyen yedi kişilik ekip hanımlardan oluşuyordu… Bunların dördü kapalı, üçü ise açık hanımlarımızdı… Birbirleriyle uyumu, işbirlikleri bizleri kendilerine hayran bıraktı.
Siyasi düşüncelerinin farklı olması onlar arasında bir sorun teşkil etmedi.
Bu davranışları ile hayranlığımız kendilerine kat ve kat arttı.
Kusursuz bir organizasyon düzenleyerek bizden on üzerinden on puan aldılar.
Kendilerini ayrı ayrı kutluyorum.
KUMBARA SANAT VE KÜLTÜR MERKEZİ…
Gezi programımızın içinde Kumbara Sanat ve Kültür Merkezi de vardı.
Bir milletin temelini oluşturan en önemli taşlardan birisi de o milletin kültürüdür. Kültürü yozlaşan bir milletin yıkılması yok olması çok kolay olur. Van da kültürel sanatsal hizmet veren Kumbara Sanat ve Kültür Merkezi ve Yörem Sanat ve Kültür Merkezlerine hayran oldum.
Van’daki üç günlük gezim beni son derece mutlu etti.
İnsanlarımızın mutluluğu gözlerinden okunuyor.
Her şey güzeldi.
Bu güzelliğe katkı sunan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Necdet Takva ile değerli dostum M. Salih Özbek beyefendilere sonsuz şükranlarımı sunar, Yüce Allah’tan Ülkemiz ve Van’ımızı terör belasından korumasını temenni ederim.
