Kibrin ve zorbalığın faturası: (Uzun bir makale, zamanın varsa beynini tazele).
Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş
— Rantın, kibrin, cahilliğin, görgüsüzlüğün, aç gözlülüğün, zorbalığın sonu, dinin ve bayrağın siyasete ve vurguna alet edilmesiyle, doyumsuzluğa kalkan olarak kullananların sonu; ülkeyi onlarca yıl geriye götürüp, şimdi tabela partisi haline dönüşenler gibi kaybolup gitmektir. Yıkılışının kutlamasında ise: “ERİK DALI GEVREKTİR” yerine, “GEVŞEKTİR.” diye oynayarak gelmektir.
Erik dalı gevrektir
Amanın basmaya gelmez
Haydi basmaya gelmez
Elin gızı naziktir
El gızı naziktir
Amanın küsmeye gelmez
Haydi küsmeye gelmez
Eller oynasın eller
Diller oynasın diller
Eller ne derse desinler
O dillerini yesinler
Amanın oynasın eller
Diller gaynasın diller
Eller ne derse desinler
O dillerini yesinler
Bizim oğlan naziktir
Amanın küsmeye gelmez
Haydi küsme, şimdi
Eller ne derse desinler
O dillerini yesinler.
— Üzdünüz üzdünüz üzdünüz, yuvaları dağıttınız, çalışkan ve vatanperver yiğitleri “yedik bitirdik” zannettiniz, kibrinizin ve kesenizin kurbanı olarak, ağır toplar ile Türkiye’nin beyin takımlarını perişan ettiniz, vatanseverleri ve duyarlı bireyleri kötü emellerinizde kullanamadığınız İçin sürgünlerle perişan ve hasta edip, sosyal devlet olarak hakkını vermediğiniz fakiri fukarayı; makarnaya, kömüre, yardım kolisine köle edip, rantçılar hariç tüm garibanları ve halkı küstürdünüz. Ardından vaatler ile hiç bir şey olmamış gibi, bayram şekerleri dağıttınız.
— Ülke sevdalısı, Türkiye’ye onlarca hizmetler sunan liyakatlı bürokratlara ve yöneticilere vefasızlık yaparak, sonradan gelme; liyakatsiz, çakarlı araba kompleksli, sülalesini devletin makam araçlarıyla gezdiren görmemiş, beceriksiz, çakma ve çalma sözde bürokratlarına yem ettiniz.
— YKS ve KPSS’de derece yapan Türkiye’nin beyin takımı gençlerin haklarını mülakatlarda gasp ederek, hatta mülakatlara çağırmadan bunalımlara iterek, onların yerine 55 puan alan en alt zeka seviyesindeki yurt dışı ve tabela üniversitesi mezunu sıfır yetenek, sıfır tecrübeli; mühendisleri, hukukçuları, ekonomistleri ve eğitimcileri kamunun kilit noktalarına yerleştirerek, devletin zeka ve algı seviyesini sıfıra düşürdünüz.
— Milletvekilleriniz, il ve ilçe başkanlarınız ile parti kadrolarında kaymak yiyenler, vicdanlarınının pusulasının yerini kaybederek, on fertli bir aileden ilkokul mezunu on kişiyi kamu da işe alırken, on fertli ve neredeyse hepsi üniversite mezunu bir aileden bir kişiyi bile işe almadınız. Adaletli olmak, hak ve hukuka saygı duymak yerine, tehdit ve kayyumlarla, bin yıllık uygarlığın devamı olan kocaman ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletini, derebeylikle ve okuma yazma bilmeyen cahil tarikat lideri şeyhlerle yönetmeye kalktınız.
— Onlarca vekil, partili ve bürokrat arkadaşımla veya tanıdığımla konuşup yazıştığımız da veya yazdığım makalelerimde gerçekleri söylediğim için gösterdikleri tepkilere ‘özeleştiriyi bilmezsiniz, yüzleşmeye de cesaret edemezsiniz, bu kadrolarla, bu bürokratlarla, bu özel kalemlerle, bu siyasilerle ve bu adaletsiz politikalarla, çok fazla yürüyemezsiniz.” Dediğim zaman kızanların bir kaçı, ‘hocam haklı olduğunuz konular varmış, dinlediğimizde ciddiye almamız gerekiyormuş’ erdemini, bugün itiraf ettiler de, geç kaldılar.
— Seçimi kazananların işi de zor, yukarıda yazdıklarımı iyi okumaları ve yorumlamaları gerekmektedir. Bir taraftan gerçeklerden asla vaz geçmeyecek ve tüm yanlışları yazacak olan adil ve keskin kalemler. Esastan ise, yıllardır hakları birilerine peşkeş çekilen içi ve mutfağı alev alev yanan vatanperver, duyarlı bireyler ile vatandaşlar.
— Aday gösterilmeyen kibirli ve tepeden bakan Çankaya belediye başkanı ile okur yazar bireyler çok iyi bilir, ben parti gözetmeksizin, Türkiye’nin yarınlarının; adaleti, hakkı, hukuku, huzuru ve barışı İçin yazarım. Aile, makam ve parti saltanatı sürmek isteyenleri, kamu malını çar çur edenleri, devleti babasının çiftliği zannedenleri, makam araçları ve çakarları ile caka atanları yazarım, gözünün yaşına bakmadan, kardeşlerim de bilir ve çokta memnun olurlar, kardeşim bile olsa yazarım. Nesli tükenen Kel Aynak türü gibiyim, koruma altına falan alınmak istemiyorum, onurumu koruyorum.
— Günler aymalı, aymazlara her zaman, her yanlışta ve her şartta, herhangi bir siyasi parti gözetmeksizin hesap sorulmalı, ben yazarım.
