Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

Cevher

Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

Fedakarlık, karşılıklı olur. Biri ‘feda’ ederken, diğeri ‘kar’ ediyorsa, bunun adı başka bir şeydir ve iyi değildir.

Trafikteki saygısızlıkları, çevreye ihaneti, barışa ve özgürlüğe vurulan kilitleri, ekonomi, eğitim ve sağlıktaki kaosun sebeplerini, adaletsizlikleri, haksızlıkları, iki yüzlülükleri ve toplumsal gerçekleri görenler, her şeyi kendisine dert edinen, ileri düzeyde hassas kişiliklerdir.

Her şeyi gören, fark eden, analiz yapan, yorumlayan ve sorumluluk sahibi olup baş kaldıranlar, “her şeyi ben düzelteceğim” diye diye kendilerine dertler edinerek, zamanla kendilerine öylesine zararlar verirler ki, çoğunluk “keyfe alemi cuhuda” yaşarken, onların dertleri içlerinde büyüyerek kocaman hastalıklar yumağına dönüşür. Başkaları için kendilerine zararları olur, başkalarına zararları olmadığı gibi, çoğu başkalarının ve beynindeki tuzu kuruların umurunda bile olmazlar.

Bu konuyu, “SİYAH BALON” hikayesi iyle özetleyeyim.

Küçük bir zenci (siyahi) çocuk, şehrin lunaparkında dolaşırken bir satıcının elindeki balonları seyre dalmış. Her renkten ve her biçimden balonlar ışıl ışıl parlıyorlar. Derken birdenbire kırmızı bir balon, kazara bağlandığı yerden kurtularak havada uçtu uçtu uçtu ve nihayet aşağıdan seçilemeyecek kadar yükseldikten sonra gözden kayboldu. Bu manzarayı seyretmek için öyle bir insan kalabalığı toplanmış ki, satıcı bir tane daha bırakmanın iyi bir reklam olacağını düşünerek havaya parlak sarı renkte bir balon daha bıraktı.

Arkasından, bir tane de beyazını çözdü. Küçük zenci (siyahi) olduğu yerden büyük bir hayranlık içerisinde ardı ardına uçan rengarenk balonları seyrettikten sonra: ''Baloncu amca'' dedi. ''Acaba bir de siyah renkte balon bıraksanız ötekiler kadar yükselir mi?''

Baloncu adam, anlayışlı bir bakışla çocuğa tebessüm ederek, siyah renkli bir balonu çözdü. Parmaklarını gevşetip onu da boşluğa bırakırken: ''Yavrum'' dedi, ''bizi yükselten dışımızdaki renk değil, içimizdeki CEVHERDİR”

Bütün renkli balonları gökyüzüne bıraksak, hepsi yükseldikçe göklerin rengini alacak ve kaybolup gideceklerdir.

Peki, cevher sahibi ve duyarlı insanlar öyle midir? Gündüzleri kalabalıklarda çoğunluğun göremediği ve onların gördükleri gerçeklerle, geceleri ise çoğu kimsenin göremeyeceği, görse bile ortak olamayacağı acılarıyla, uykusuz, yapayalnız, sağlıksız, huzursuz ve mutsuzlar.

“Yağmurları toplamak isterim, çocuklar, çiçekler ve böcekler, su dansı yapsınlar diye.” by

Sağlıklı, mutlu ve huzurlu haftalarımız olsun.

Yazarın Diğer Yazıları