Ümran Öztürk

VAN BALIĞI PİDESİ

Ümran Öztürk

Kentlerin mutfak kültürü diğer kültürlerden etkilenerek dönemlere göre değişse de bazı lezzetler her zaman popülaritesini korur, geleneksel tatlar lezzetler olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak süre gider.

Farklı coğrafyalarda, farklı iklim koşullarında hatta farklı inançların beslenme özellikleri de mutfak kültürlerine yansımıştır. Milletlerin kendi öz benliklerini yansıtan aslında mutfak kültürleridir bir bakıma. Mutfak kültürü tarihsel gelişimimizi, kültürel zenginliğimizi ve sosyal bağlarımızın ne kadar kuvvetli olduğunun ipuçlarını ele verir.  Van’da beslenmenin temelini oluşturan en etkili besin et ve hayvansal ürünlerdir. Tüm bunlar sofraların vazgeçilmez beslenme ürünleridir.

Olağanüstü zenginliğe, güzelliğe ve coğrafi konuma sahip  Van’ın mutfak kültürü hiç şüphesiz ülke sınırlarını aşarak dünyaya yayılmıştır. Zengin Van kahvaltısında hiçbir yörede, hiçbir bölgede tatmadığınız lezzetleri tadar, farklı sunumlarla önce gözünüzü sonra karnınızı doyurursunuz.

Van otlu peyniri, murtuğası, cacığı, gül reçeli, kavurması, gavutu, manda kaymağı, balı, Van çöreği, ekmek çeşitleri ile zengin Van kahvaltı sofrasını zenginleştiren çeşitlerden bazılarıdır.

Yüksek kesimlerde yetişen endemik bitkilerin karışımıyla yapılan, coğrafi işaret tescil belgesi alan Van peyniri (Van otlu peyniri olması daha doğru olurdu) ile yine tescil belgesi olan Van Gölü’nde endemik bir tür olan Van balığından sonra bu kez Van’da yetişen güllerden üretilen gül reçelinin tescillendiğini gururla öğreniyoruz. 

Guinnes Rekorlar Kitabı’na giren Van kahvaltısı kadar yemekleri çorbaları ve hamur işleri de Van’ın karakteristik özelliklerini yansıtır.

Van’ın mutfak kültüründe ana malzemesi mercimek olan Sengeserin lezzetini tadan bir daha asla unutamaz. Bulgurdan yapılan bir köfte vardır ki sarımsaklı yoğurt ve kıymalı salça sosuyla ağzınızda muhteşem bir tat bırakan Kürt Köftesi Van’ın yöresel yemekleri sıralamasında ilk sıralarda yerini alır.

Bir de meşhur ikililer vardır ki belli aylarda her evin sofrasında haftada birkaç gün aynı menüye rastlarsınız.

Van Denizinden soframıza gelen lezzet

Van Denizi'nin tuzlu-sodalı sularında yaşayabilen tek canlı türü olan ve dünyada sadece bu kapalı havzada bulunan uçan balık yani Van balığı Van’da bir lezzet olmaktan ziyade geleneksel mutfak kültürünün kuşaktan kuşağa günümüze kadar gelen bir parçasıdır.

15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde Van Gölü'ne dökülen akarsulara doğru üremek için akın eden Van balığı göçü heyecan verici bir görüntü sergiler izleyenlere.

Van balığının akıntıya karşı yüzüp 20 santime kadar zıplayarak kayaları aşan bu balığın göçü esnasında verdikleri savaşı fotoğraflayan, videolarını çeken herkes nefeslerini tutarak izlerler.

Göç esnasında balık avı için bekleyen martılar kadar yasaklara yaptırımlara rağmen kaçak avlanma yapan kişileri de pusuda bekler görürsünüz.

Özellikle Muradiye Şelalesi bend-i mahi çayının kuvvetli akış gücünden dolayı görkemli, doyumsuz bir manzaraya tanık olursunuz. Eğer bu görkemli görsel şöleni izlemek isterseniz Van balığının göç mevsimi olan Mayıs ayında Van’da olmayı planlamalısınız.

15 bin kişinin geçim kaynağı olan ve kentin ekonomisine büyük katkı sağlayan Van balığının yaşam hikayesi kadar lezzeti de ilgi çekicidir. Sofralarımızda ayrı sunumlarla yerini alsa da o hep ayran aşı ile farklı lezzetler yaratır.

Bazı yemekleri tamamlayan, ona denk düşen, yakışan bir başka lezzet olur illaki soframızda . Sengeser’e turşu nasıl yakışıyorsa özellikle salamura (tuzda saklanan) balığın bulgur pilavına, taze Van balığının, Ayran aşına yakıştığı gibi. Yani bazı lezzetler birbirinin tamamlayıcısı gibidir. Bu ikili her zaman birbirini tamamlayan lezzetlerdir.

Van balığının pişirme teknikleri, sunumu kadar önemlidir. Kişisel tercihler göz önüne alındığında lezzetine, nefasetine doyamadığınız bu dünyada tek olan balığın yörede en çok tercih edileni tandırda balık olsa da birçok şekilde pişirilip sunum yapılmaktadır.

 Özel marina edilerek sofralarımıza gelen balığı ızgaradan, fırına, tandırdan, kızartmaya, buğulamasından tavasına kadar tadabiliyoruz. Aşçılarımızın hünerli ellerinde değişik yöntemlerle pişirilen Van balığı günün koşullarına göre her geçen gün değişik pişirme şekillerine yenileri ekleniyor. Ayaküstü ya da deniz kenarında yenen ekmek arası balık yanında, köftesi de rağbet görüyor. Van balığı yumurtası olarak da bildiğimiz havyarı, unu, eklenen maydanoz ile birlikte çırpılmış yumurtaya bulayarak yağda kızartılan bostaniye (havyar) Van’ın muhteşem lezzetleri arasında yerini hep korumuştur.

Van balığı pidesi duydunuz mu hiç?

 Onu da size ben anlatayım. Van balığının pidesini annem ve rahmetli babama  bizzat deneyimleyerek yapan biri olarak mutfağımda yerini alan muhteşem lezzetin Van mutfağında da yerini almasını arzu ederim.

 Van balığı pidesi için kişi sayısına göre alınan  Van balığı yıkanır. Balığın sırt kısmından etler ayıklanır.   Balıketi, ince kıyılmış maydanoz, tuz, karabiber, arzuya göre kırmızı pul biber iç harç haline getirilir. Hazırlanan harç kıymalı pide tarifinde olduğu gibi merdaneyle açılan hamurun üzerine yayılarak fırına verilir. Çıtır çıtır Van balığı pidesi, bol yeşillikli mevsim salatası, soğuk ayran aşı veya ayran ile birlikte afiyetle tüketilir.

Van balığı pidesinin yanına en çok yakışan hem besleyici hem doyurucu özelliğe sahip Ayran aşıdır.  Ama benim kişisel tercihim sıcaktan ziyade; soğuk, freşh, ferah ayran aşından yana.

Çorba soğuk içilir mi dediğinizi duyar gibiyim. Çorba ayran aşıysa soğukta, sıcakta içilir. İkisi de ayrı bir lezzet ikisi de ayrı bir tat. O sizin tercihinize kalmış. Ayran aşının üzerindeki o nane rayihası, o ferahlatıcı lezzeti damağınızda htiğinizde ne kadar doğru bir tercih yapığınızı anlayacaksınız.

Van balığına eşlik eden soğuk ya da sıcak ayran aşı ve bol yeşillikli mevsim salatasıyla kendinize muhteşem bir ziyafet çekebilirsiniz. Şimdi Van balığını çeşitli pişirme şekilleriyle yemenin tam zamanı.

 

Yazarın Diğer Yazıları