Ümit Kayaçelebi

VİDAD ve eski derneklerden bahsedeyim

Ümit Kayaçelebi

Bir zamanlar şimdiki gibi böyle dernek enflasyonu yoktu! Dernek kurmak ve görev almak derneği yürütmek de öyle herkesin kârı bir şeyde değildi. Formaliteleri fazlaydı yer bulmak yönetim kurmak ve derneğin idamesini sürdürmek sanıldığı kadar da kolay değildi.

70’li yıllara şöyle bir geriye dönüp baktığımızda çok fazla siyasi, sosyal ve benzeri dernek yoktu.

Sağda ve solda kendi görüşleri doğrultusunda dernekler vardı ki bunların içinde en çok üyesi olan o zamanki TÖB-DER. Sol görüşlü öğretmenlerin ağırlıklı olarak yer aldığı bir dernekti. Buna mukabil sağ görüşlü öğretmenlerinde yer aldığı ÜLKÜ BİR vardı. Ülkü Birin yeri Ahmet Çelik’e ait dükkanın yer aldığı iş yerinin en üst katıydı. TÖB-DER de şimdiki Ziraat Bankasının yerinde olan Hacı oğlu İhsana ait binanın ikinci katındaydı.

Şunu söyleyebilirim ki o yıllar da TÖB-DER’in ağırlığı hissedilecek kadar çoktu.

Yine o yıllarda ÜLKÜ OCAKLARI da sağda birleşen milliyetçilerin en çok uğrak yeriydi.  Çarşı Karakolunun oradaki yerinden sonra Maraş Caddesinde Akdamar Otelinin altında ve en son olarak 1980 darbesi olduğu zamanda Hazreti Ömer Camiinin önü ülkücülerin buluşma noktasıydı. Bu konu ile alakalı olarak ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum çünkü bu ülkü ocakları ile ilgili çok tafsilat var.

Tekrar konumuza döndüğümüzde Van’da Komünizmle Mücadele Derneği var şimdiki Dabbağoğlu parkının olduğu yerde ve  Hüseyin Erdemire ait iki katlı binaların birinde de Türkiye İşçi Partisi var. Ama kimsenin kimseye karıştığı yok sataştığı da yok medeni bir şekilde herkes işinin davasının peşinde.

Aynı Civarda hemen komşu olarak da Milliyetçi Hareket Partisi var. Parti dediğiniz toprak dam tahta sandalyelerde oturduğunuz bir odadan başka bir şey değil. Oradaki binaların hepsi toprak camları kırık damları kışın başınıza akar şoratanları düşer ama yinede insanlar ideallerinin ve mefkurelerinin peşinden koşmaktan geri durmazlardı.

Her biri aynı kafada olmasalar bile bir birlerine hakaret ettikleri olmazdı sadece herkes kafasındaki davanın peşindeydi.

Bir zaman sonrada DDKD (Devrimci Doğu Kültür Ocakları) DHKD (Devrimci Halkların Kültür Derneği) de sol arenada yerlerini aldılar. Van’a o yıllara baktığınız da siyaset çizgisinde giden koşturan bir sürü dernek var ama sosyal ve kültürel anlamda çok fazla dernek de göremiyoruz.

Bu arada Milli Görüş çizgisinde yere alan Akıncılar Derneği ile o yılların en çok ses getiren MTTB yi anmadan geçmek olmaz.

Yani, siyasete baktığınız zaman Milli görüşçüler en çok MTTB de, Sol cenahtakiler TÖB-DER de ve milliyetçilerde ÜLKÜ OCAKLARINDA etkinler.

O yıllarda tek ve etkin sosyal ve kültürel Dernek Vanı Tanıma ve Tanıtma Cemiyeti.  70 li yıllarda Van’ı Tanıma ve Tanıtma Cemiyeti rahmetli amcam Kaya Kayaçelebinin Van-Muş Nakliyat Ambarının olduğu yerde idi. Kendisi de başkandı o yüzden hem kendi işlerini ve hem de Cemiyetin faaliyetlerini orada sürdürüyordu.

Van’ı Tanıma ve Tanıtma Cemiyeti başlı başına bir konu olması hasebiyle bununla alakalı olarak ayrıca bir yazı yazarak bu derneğinde geçmişte neler yaptığını sizlere aktaracağım inşallah.

Aklımda şimdilik kalanlar  bunlar unuttuklarımız da olabilir bu nedenle affınıza sığınarak hemen konuya girmek istiyorum.

1975 yılında Milli Görüşçü dostlarımız büyüklerimiz bir araya geldiklerinde MTTB ve Akıncılar Derneğine umumiyetle gençler gitmektedir. Biz her yaşta ve görüşte farklı düşünen insanların da bir araya gelebileceği bir dernek kuralım dediler.

Ama öyle olsun ki sadece selamet partisine gönül verenler değil, Milliyetçi Hareket Partililer  de, Adalet Partililerde, Güven Partililer de, hatta Cumhuriyet Halk Partililer  bile gelsinler. Bizim çatımızın altında her görüşte insanlar olsun ve tek gayemiz Van’a hizmet olsun deyince Türkoğlu Çarşısının oradaki eski Serhat Lokantasının ikinci katı tutuldu.

Öyle bir yer ki yerler kuru beton duvarlar dökülüyor kocaman bir yer. Yani Mefruşat yok lüks yok ortada bir masa ve kupkuru tahta sandalyeler.

Adını VİDAD koyduk.  Van İşçiler Dayanışma Derneği. Hacı Tufan Ebinç, Rahmetli Nizamettin Şen, Ali Gürsoylu, İdris Say, ve birkaç kişi daha. Onlar yönetimde ama onların yerine işi kotaran Aydın Talay, Ali Değirmenci, Müfettiş Abdullah Bey, Selahattin Pele ve bendeniz.

O yıllarda Van’da iyi hatipler var, Şığ Reşit Efendi (Reşit Güleşer), Malla Ali, Mahmut Hoca,  Ali Değirmenci, Abdullah bey Aydın Talay bizim ağır toplarımız. Unuttuklarımız da var tabi.

Hatta o yıllarda Fetullah Erbaş Tatvan’da noterdi o bile bizi kırmayıp Van’a gelip sohbet gecelerinde sohbette bulunuyordu. Hatta zaman zaman beni bile gel bu işlere alış diye kürsüye çıkarıp bize sohbet imkanı sundular.

Yerimiz hoş değildi ama biz birbirimizi çok seviyorduk. Herkesin gelmesini bir toplumsal buluşma istememize rağmen Milli Görüş çizgisi dışında olanlar maalesef davetimize icabet etmediler.

Fakat biz mutluyduk bölmek bölüştürmek yerine buluşturmayı arzu ettik ise de o yıllar da siyasi tansiyonu düşürmek mümkün olmadı.

İşte o yıllarda rahmetli Mehmet Şevket Eygi bilmem ne mesele ise Milli Gazete ile aralarında çıkan bir mevzudan dolayı Milli Gazetede yazılarını kesmiş ve kendi adına Haftalık Büyük Gazeteyi alın satın dağıtın diye bir mektupla bir miktar gazetesini göndermişti derneğe .

Arkadaşlar satıp dağıtmaya karşı çıktılar. Dediler hem bizden ayrılmış başka gazete çıkarıyorsa bizde onun gazetesini ne alırız nede satarız dediler ve gazete ortada kaldı. Ve Büyük Gazeteyi dağıtan kimse olmadı.

Ben bu duruma üzüldüm. Çünkü ben Mehmet Şevkiyi 60 yıllarda onun Çıkardığı Yeni İstiklal Gazetesinden tanıyordum. Yeni İstiklal Gazetesini babam alıp getirirdi ve ben de okurdum Yeni istiklal Gazetesinin  1960-1967 yılları arasında hemen hemen  40 binlere varan tirajı vardı.

Oradan hatırlıyor ve rahmetli babama da simaen çok  benzediği için de kendisine karşı ayrı bir muhabbetim vardı.

1966 yılında Bugün Gazetesi’ni çıkardığında o gazete büyük bir beğeni ile karşılanmış ve tırajı o yıllarda 100 binlere varmıştı. O yıllarda Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Günaydın, Saklambaç ve Kelebek gazeteleriyle yarışmak öyle kolay değildi. Ama üstadın gazetesi iyi satılıyordu.

Hatta onun önderliğini yaptığı her gün, her sabah yüz binler toplansın diye her sabah Müslümanlar sabah namazına  gelsin diye bir gündem de  oluşturmuştu.

60 lı yıllarda da BUGÜN Gazetesinin fahri olarak acizane muhabirliğinde de bulunmuştum.

Ve ben kendisine mektup yazarak Van’da olup bitenleri bildirip her şeye rağmen sizin Haftalık Büyük Gazetenizi satmaya karar verdiğimi bildirdim .Adresimi verdim ve gazete bana gelmeye başladı 20-25 civarı gazete gönderiyordu. Zaman zaman bana kızmalarına bazen kırılmalarına rağmen epey müddet bu gazete dağıtımımız devam etti daha sonra zaten o da Büyük Gazeteyi bıraktı.

Demem o ki o yıllarda herkes ona sırt döndüğü halde ben ona olan saygımdan mütevellit Büyük Gazeteyi Van’da okuyucuyla buluşturdum.

Allah mekanını cennet etsin inşallah herkes gibi onunda seveni de sevmeyeni de vardı..

Ve bizim VİDAD uzun müddet çalışmalarına devam etti çok güzel insanlarla sohbetler, konferanslar  ve zaman zaman Van'ın hocalarıyla vaazlar bile oldu. Güzel bir kaynaşma buluşma yeriydi ancak bu da fazla sürmedi. Derken 1980 12 Eylülün de VİDAD de tarihe karıştı.

Bu gün orada buluştuğumuz insanların bazısı yok bazısı taşrada. Bende ölenleri rahmetle  kalanları da sevgiyle anıyorum.

Hey gidi günler hey nerde kaldı o VİDAD günleri diyerek yazımı noktalıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları