Şahin Akçap

Sessizliğin sesi

Şahin Akçap

Derler ki:

“Toplumsal yaşamda en korkutucu olgu dipten gelen dalgalar ve fırtına öncesi sessizliktir.”

“Peki, nasıl olur bu?” Diye sorulursa yanıtı aslında çok basittir.

-Birikerek!

Yani:

-Kaynayan suyun yarattığı basınç gibi...

-Kapalı bir alana akan suyun dolup taşması gibi…

-Tükenen sabrın, sabır taşını parçalaması gibi...

Ancak:

Fiziksel olarak basıncın düşürülme olasılığı vardır.

Kapalı alanda bir ark yaratılarak taşan suyun bendinin zarar görmesi önlenebilir.

Ama:

İnsanoğlunun tükenen sabrının sonu hiç de selamet değildir…

Birlerin onlar, onların yüzler, yüzlerin binler, binlerin on binler, yüz binler, milyonlar olduğu anın adına sosyal bilimciler sosyal patlama diyor.

Bu patlamalar ne bent dinler, ne de bir başka engel!

********

Tabiat 2014 yılının Ağustos ayının ikinci haftasını fırtınalarla açıyor.

Gök kararıyor, şimşekler çakıyor, uzaklardan döne döne gelen hava akımı saniyeler içinde hortuma dönüşebiliyor, yağan yağmur dakikalar geçmeden sel olabiliyor, kara bulutlar güneşi kuşatarak günü geceye çevirebiliyor.

Her şeyin anlık olduğu görüyor, doğanın zapt edilemez gücüne bir kez daha tanık oluyoruz.

Farkında mısınız?

Tabiat ananın bu acımasız karakteri insan karakteriyle ne kadar çok benzeşiyor.

Her halde sessizliğin sesinin anlamı içinde anlatılmak istenen gerçek budur.

Yazarın Diğer Yazıları