Şahin Akçap

Sazdı, sözdü Neşet ERTAŞ'tı...

Şahin Akçap

Neşet Ertaş denilence Kırşehir, Kırşehir denilince Neşet Ertaş gelir akıllara. Kenti ile özdeşleşmiş örnek halk sanatçılarındandır.
O'nun için Âşık Veysel'in devamdır denilir. Doğrudur... Tıpkı Âşık Mahsuni Şerif ve diğer saz ve halk sanatçıları gibi...
Neşet Ertaş hasta ve yoğun bakımda. Son gelen haberler durumunun ciddileştiğinin kara haberini veriyor. Halk sanatçısı ağzıyla:
"Yolun sonu görünüyor mu?"
Hak vaki olur da aramızdan ayrılırsa; Neşet Ertaş'ı; Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde, Dane Dane Benleri Var Yüzünde Zahide'm, Kırşehir'in Gülleri, Kendim Ettim Kendim Buldum, Kibar Kız, Gitme Leyla'm, Mahpushanelere Güneş Doğmuyor, Gönül Yarası, Gönül Dağı, Neredesin Sen, Seher Vakti Çaldım Yarın Kapısını, Gel Gayri Gel türküleriyle beraber o erişilmez insan yanıyla hatırlayacağım...
İnsan yanı için belleğimde ve yüreğimde yer eden olay şöyle gelişmişti.
Gençliğin çok sevdiği Nil Karaibrahimgil'e gazeteciler Neşet Ertaş'ı sorduklarında tanımadığını söyler. Gazeteciliğin farklı alanlarından biri olan magazin veya olay fotocu (paparazzi) gazetecilik dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de etkili. Ve o magazin muhabirleri Nil'in, ünü sınırlarımızı aşmış Neşet Ertaş'ı tanımadığını gazete sayfalarına ve ekranlarına taşıyınca nefesler tutulur. Gözler Neşet Ertaş'tadır. Usta şöyle yanıt verir:
"O yeni kuşağın değerli sanatçılarından. Beni tanıyamayabilir. Bundan daha doğal ne olabilir ki. Ama ben onu tanıyorum ve sözleri çok şirin parçalarına kulak kesiliyorum."Der.
İnsan olmak, sanatçı olmak bence budur. Olgunluk ve hoşgörü!
Peki, bunu duyan Nil Karaibrahimgil ne yaptı? Öykünün Nil Karaibrahimgil boyutu da ders niteliğinde.
O da kendi kuşağına örnek olacak bir tavır sergilemişti. 
Koca Neşet Ertaş'ın gönlünü almak için internetteki kendi sayfasına taşıyarak, kuşağının Neşet Ertaş'ı tanımasına olanak sağlamıştı. Hem de tıklandığında Neşet Ertaş'ın türkülerinin çalındığı bir link oluşturarak.
Neşet Ertaş'la ilgili bir ayrıntıyı daha anımsatmak isterim. Yıllar önce sanatçılara ulufe gibi Devlet Sanatçısı unvanları dağıtılmış ancak Neşet Ertaş bu teklifi ger çevirmişti. Neden sorulduğunda da:
"Ben halkın sanatçısı olarak kalmayı yeğlerim." Yanıtını vermişti.
UNESCO tarafından "Yaşayan insan hazinesi" olarak değer görmüştü. 
Halk müziğinde saz ve söz sanatçıları halkın sözcüleridir. Onlarla yaşarlar, onların mutluluğunu duyarlar ve acılarına ortak olurlar. Türkülerinin, uzun havalarının, bozlaklarının, ağıtlarının can evi Anadolu'nun nabzını yediden yetmişe tüm canlara taşırlar.
Bu yazıyı yazarken, Anadolu Saz Âşıkları geleneğinin son kilometre taşlarından biri olan Neşet Ertaş'ın yoğun bakımdaki durumunun ciddileştiği haberini geçiyordu ajanslar. O'na Tanrı daha uzun ömürler versin diye dua ettim.
Acı haber tez ulaşır derler ya... Son gelen haber gönlümüzü kanattı. Usta hakkın rahmetine kavuşmuştu.
Gönül telimizi titreten ustaya Allah'tan rahmet; Anadolu'nun uçsuz bucaksız bereketli topraklarında onun sazına ve sözüne kulak vermiş sevenlerine sabır ve başsağlığı dilerim.
Seher vakti çaldım yarin kapısını
Baktım yarin kapıları sürmeli
Boş bulmadım otağının yapısın
Çıkageldi bir gözleri sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
Ne bilsin eller eller
Perişan haller ey
Açtırdım kapıyı girdim içeri
Aklımı başımdan aldı o peri
Dedim sende buldum halis gevheri
Dedi yoh yoh bir mehenge sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
Ne bilsin eller eller
Perişan haller ey
Hep gönüller muradıdır aşığın
Nöbetin bekleyen alır keşiğin
Beklemeli şu sultanın eşiğin
Günde yüzbin kere yüzler sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
Ne bilsin eller eller
Perişan haller ey
Gahi karıştırır kanı yaş ile
Dost bulunmaz hayal ile düş ile
Yetilmez menzile bu gidiş ile
Hemen aşk atına binip sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
Ne bilsin eller eller
Perişan haller ey

Yazarın Diğer Yazıları