Rus ruleti!
Şahin Akçap
Stratejisi acemiliklerle dolu olan liderler geri tepen silaha benzerler.
Peki, nedir bu acemilik derseniz anlatayım?
Bir tahtarevalli düşünün… Denge direnç noktasından sağ ya da sol tarafa miligramlık bir ağırlık fazlası olduğunda ağırlık o tarafa kayar.
Günümüz liderleri bırakınız fiziksel yasaları, toplumsal yasaları bile görmezden gelerek dengeler üzerinde söz sahibi olmak isterler. Oysa hükmettikleri güç yüzde elli oranının çok altındadır. İşte bu hükümranlık hırsı yüzünden dengeyi tutturamayanlar farklı ve yasal olmayan yolları denemek isterler.
O yollar ise tehlikeli yollardır...
Denge için yürütme erkinin kurumlarını kullanma hukuksuz uygulamalara neden olur. Devreye kolluk kuvvetlerinin gücü ile halkın vergileriyle alınmış savunma ya da saldırı silahları sokulur. İşte bu yanlış adımın açılımında da mutlak güç egemenliği devreye girer. Mutlak güç egemenliğinin diğer adının diktatörlük olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Her diktatörün bilinçaltında iktidarı kaybetme ve hesap verme korkusu yatar. Korku hezeyana döndüğünde ise baskı mekanizması daha yoğun çalıştırılır ve kıyıcılık artar.
Ancak her zaman olduğu gibi:
“Korkunun ecele faydası yoktur!” Halk sözü tecelli etmekte gecikmez.
Çağımızda diktatörlüğe özenen liderleri içinde tek kurşunu olan tabancayı şakaklarına dayayıp tetiğe basan aklı başından gitmiş şaşkınlara benzetirim.
Tetiğe bir kendileri asılırlar, bir peşlerinden körü körüne giden yandaşları.
Şansları yüzde ellidir.
Ama mutlaka silah patlar ve perde kapanır.
Geride kalan halktır, haktır ve halk ile haktan yana olanlardır…
