Şahin Akçap

Kasım'da son yaz günleri

Şahin Akçap

Anadolu'da dağların rengini beyaza boyarken kar havaları da soğuttu. Bizim oralarda Erek Dağının dorukları beyazla buluştuğunda sonbahara elveda denilmiş, hızla kış hazırlıklarına başlanılmıştır.

Kışların çetin geçtiğini yaşadığı hayat tecrübeleriyle bilen rahmetli babamız daha Temmuz ve Ağustos ayında oduncunun, kömürcünün kapısını çalar, asma kilitli odunluğumuzu silme odun ve kömürle doldurduktan sonra şöyle bir sırtını sedirin köşe yastıklarına dayayıp:

"Bu dünyada en zengin şimdi benim!" Derdi.

Doğu ve Güneydoğu'nun kış habercisi dağlardaki kar sobalar kurdurturken, Antalya'da havalar hala yaz gibi. Kasım ayının ilk Pazar gününde Konyaaltı plajlarında insanlar şemsiye altındaydı ve mavi bir atlasa benzeyen Akdeniz'de kulaç atıyorlardı.

O kavuran ve bunaltan yaz günlerinin ardından serinleyen akşamlar etkisini doğan gün ile buluşturunca Antalya'da şurup harika günler başlar. Ve bu havalar ne üşütür, ne terletir ne de bunaltır. Kim demişse ne güzel demiştir ki bu havaların Antalya'daki adı şurup gibi havalardır.  

Ne var ki her şey güneşin asırlardır süren doğal devinimi içinde. Yazdan kalan günlerde bugün yarın yağmurla yüz yüze kalacak. Antalya'yı kuşatan Bey Dağlarının dorukları da beyaz örtüyle sarınacak. 

Biliyor musunuz? Yeryüzünde bulutlu günlerin en az olduğu kentlerden birisi Van, diğeri de Antalya'dır. Buna rağmen kış gelince birisi yağmurlara diğeri de kar ve borana teslim olmaktan kurtulamaz.     

Hayat bu... Yağmura da kara da merhaba diyoruz.

Tanrıdan tek dileğimiz felaketlerin olmadığı günlerdir.  

Yazarın Diğer Yazıları