İkram Kali

Suriye'yi bırak Ermenistan'a bak

İkram Kali

Neden böyle söylediğimi anlatayım.

Türkiye kamuoyu bütün dikkatlerini Suriye sorunu, Rusya görüşmeleri, göçmen konusu ve koronavirüs salgınına yoğunlaştırırken…

Moskova'da biz mi kazançlı çıktık... Yoksa Ruslar mı?

Tartışmaları yapılırken…

Ülkemizin kuzeyindeki küçük komşumuz, Türk devletinden toprak, sözde Ermeni Soykırımını tanıma ve tazminat talebi hayali olan Ermenistan da Türkiye'ye karşıtı düşmanlık, kin nefret faaliyetleri yoğunluk kazanmış durumda.

Siyasi, eğitim ve kültür politikalarını Türkiye düşmanlığı üzerine kuran, son dönemlerde bu bağlamdaki nefret söylem ve çalışmalarını sistematik şekilde yoğunlaştıran Ermenistan tarafında neler olduğuna bakalım…

BİR: 2019 yılında Türkiye düşmanlığı temelinde geliştirilen Ermenistan-Yunanistan-Güney Kıbrıs işbirliği çerçevesinde Nisan 2020'de Erivan'da yapılması planlanan üçlü zirvenin hazırlık çalışmaları yapılıyor.

İKİ: Ankara'da 23 Şubat'ta gerçekleştirilen HDP'in 4'üncü Olağan Genel Kongresinde 1915'te Van'da Ermeni ayaklanması, katliamlarının baş sorumlusu, Rus işgalinin öncüsü, Türk, Kürt ve Ermeni halklarına büyük acılar yaşatarak terör örgütü Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun) Partisi'nden Khajag Mgrdichian da katılıyor!

ÜÇ: Erivan ve Ermenistan'ın işgali altındaki Dağlık Karabağ'ın Hankendi kentinde 24-28 Şubat 2020 tarihleri arasında yapılan, 20'yi aşkın komite ve ofisten 50 temsilcinin katıldığı Taşnaksutyun Partisi Hay Dat (Ermeni Davası) Komite ve Ofisleri'nin konferansında 2020 yılında sürdürülecek faaliyetler arasında Türkiye ile ilgili dikkat çekici kararlar alınıyor.

Kararlar arasında;

1. Dağlık Karabağ'ın uluslararası tanınması uğruna ve Azerbaycan'ın Ermeni politikasına karşı yürütülen mücadele;

2.  "Ermeni Soykırımı"nın dünya toplumu tarafından tanınması için ve tazminat mücadelesi yönünde gerçekleştirilen çalışmalar;

3. "Nahcivan'ın Ermeni kimliğinin" uluslararası çevrelerde ele alınması;

4. Sevr Antlaşması'nın imzalanması ve Ermenistan ile Türkiye sınırını belirleyen Wilson Hakem Kararı'nın alınmasının 100. yıldönümlerinin kutlanması;

5. Moskova ve Kars anlaşmalarının 100. yıldönümü vesilesiyle bu sözleşmelerin sonuçlarının ortadan kaldırılma şekilleri bulunuyor.

DÖRT: Abuk sabuk konuşmalarıyla tanınan, Rusya'nın Liberal Demokrat Partisi lideri faşist Vladimir Jirinovski'nin "Lenin'in hatası olmasaydı, bugün Türkiye de olmazdı, Ermenistan ise kudretli bir devlet olurdu"  sözleri Ermenistan'da ön plana çıkarılıyor.

Jirinovski: "Şayet 1917'de Rus devrimi yaşanmasaydı, Kafkasya ordusu İstanbul'u işgal etmiş olurdu. Ama ordumuz geriye çağrıldı, Bolşevik Rusya ise savaştan çıktı. Bu arada Yunanlar ve İtalyanlar Türklere karşı savaşmaya devam etti. Engel olmamamız gerekiyordu. Türkleri sonlarına kadar katletmelerine izin vermeliydik. Lakin Lenin, bunun "işçi Türklere karşı Emperyalist güçlerinin savaşı olduğunu" ilan ederek Türkiye'ye silah, altın ve para verip yardım etti. İşte Sovyet Rusya, en başından beri bu tehlikeli jeopolitik hataları yaptı. Bu, Lenin yüzünden oldu. Lenin'in hatası olmasaydı, bugün Türkiye de olmazdı, Ermenistan ise kudretli bir devlet olurdu"  ifadelerinde bulunuyor.

BEŞ: Türkiye'nin "Dağlık Karabağ meselesi, sadece Azerbaycan'ın değil, Türkiye'nin de sorunu olup bu mesele, Azerbaycan'ın topraksal bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözülmeli" tezine karşı çıkan Ermenistan'ın Kanada eski büyükelçisi, 'Modus Vivendi' araştırma merkezi başkanı Ara Papyan "Ermenistan, Dağlık Karabağ (Artsakh) meselesine karışmaya çalışan Türkiye'ye karşı resmen şikâyette bulunmalıdır" diyor.

Özetle Ermeniler;

Türkiye'nin Doğu bölgesini "Batı Ermenistan"  ilan etmekle kalmıyorlar. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türk Kapısı", Kazım Karabekir Paşa'nın "Şark Kapısı" olarak nitelediği Nahcivan Özerk Cumhuriyeti üzerinde adeta hak iddia ediyorlar.

Emperyalistlerin Anadolu'yu aralarında paylaştığı Sevr Antlaşması'nın yırtılıp çöpe atıldığı Sevr Antlaşması ve Kurtuluş Savaşı ve ardından taraflar arasında tekrarlanan II. Dünya Savaşıyla birlikte amacına ulaşmayan Wilson Prensiplerini kutlayarak algı yaratmayı amaçlıyorlar.

Sakarya Muharebesinin Ankara Hükümetinin zaferiyle sonuçlanmasından sonra Sovyet Rusya'nın aracılığıyla üç Sovyet Cumhuriyeti Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile Kâzım Karabekir'in temsil ettiği TBMM Hükümeti arasında 13 Ekim 1921'de imzalanarak Türkiye'nin doğu sınırının belirleyen ve Ermeni Sorununu sona erdiren Kars Antlaşması sonuçlarının yok sayılmasını istiyorlar.

Taşnaklar ve diaspora güdümündeki Ermenistan bir taraftan Türkiye'den sınır kapısını açmayı bekliyor, diğer taraftan ülkemize karşı kin, nefret, düşmanlık faaliyetlerini yoğunlaştırıyor. Onun için Türkiye'den toprak talebi olmayan Suriye'yi bırak Ermenistan'a bak diyoruz.

Unutmayın…

Çakallar güçlerini kalabalıktan alır.

Sıkıntılı, zorlu süreçte Türkiye'ye karşı bazı ülkelerin, terör örgütlerinin saldırıları kalabalığından cesaret alarak heyecanlanan, Rusların 1915'te yüz üstü bırakmasından ders almayan Ermenistan'ın düşmanca politikaları elbette beyhudedir, ama adımlar da izlenmelidir. 

Türkiye tüm komşularıyla karşılıklı dostane ilişkiler içinde olmalıdır.  Lakin düşmanlık güden, sorunlu komşularla çevrili ülke olduğu gerçeği de unutmamalıdır.

 

 

 

Yunan faşizmi!

Faşizmin dili, ırkı sınırı yoktur.

Düşmanla işbirliği yapmayan, isyan etmeyen, Alman ordularını arkadan vurmayan Yahudi, Slav, Roman, eşcinsel, engelli sivil, esir ve siyasi muhalif 12 milyon masum insanı yok eden Irkçı faşist Hitler'in Nazi Yahudi Soykırım kampı görüntüleri 75 yıl sonra Yunanistan sınırında yeniden hortladı.

Utandım, üzüldüm.

Yüreğim parçalandı.

Kınıyorum, protesto ediyorum

Edirne'den Avrupa'ya gitmek üzere sınırı geçen göçmenleri yakalayan Yunanistan güvenlik güçleri yaklaşık 100 göçmeni döverek, çırılçıplak soyarak don katında Türkiye'ye geri gönderdi.

Tamam.

İstemeyebilirsin, engelleyebilirsin.

Ama onur kırıcı uygulama niye?

İnsanlık anlayışınıza, adaletinize, vicdanınıza yazıklar olsun.

Yapılan suçtur.

Vicdanları yaralayan suça Yunan kadar sözde medeni Avrupa da ortaktır.

Olay kazara ülkemizin sınırında meydana gelseydi… Batı ülkeleri ve içimizdekiler el ele vererek Türkiye'yi yargısız infazla linç ederlerdi.

Göçmenleri devleti, sivil halkıyla sahiplenen Türkiye'ye her fırsatta insan hakları dersi vermeye kalkan devletler, uluslararası insan hakları örgütleri utanç verici alçakça muameleye sesiz kalarak altında ezilmişlerdir?

Medeni dünya!

Türkiye'nin insan hakları savunucuları neredesiniz?

Göçmen, mülteci, sığınmacı insandır.

***

Dedim "Gidiş?", dedi "Onlara göre"

Dedim "Kötü mü ki?", dedi "Bin kere!"

Dedim "Hak, adalet?", "Tuu" dedi yere,

Arkasından baltasını biledi. 

Aşık İHSANİ

 

 

 

 

Koronavirüs kültürü de değiştiriyor

Koronavirüs  (Covid-19) dünyanın birçok ülkesinde can almaya devam ediyor. Ölen insanların sayısı 3 bin 72'ye yükseldi.

Camileri, kiliseleri kapatan, futbol maçlarını düğünleri, eğlenceleri, festivalleri iptal ettiren, ekonomileri çökerten koronavirüs salgınıyla mücadelede temizliğin önemine özellikle dikkat çekiliyor.

Uzmanlar…

Eliniz sık sık yıkayın…

Tokalaşmayın, öpüşmeyin…

Yaşlılar, hastalar zorunlu olmadıkça dışarı çıkmasın diye uyarıyorlar.

Van tarihinde umumi tuvaletler…

Toplu taşıma araçları ilk defa dezenfekte ediliyor. 

Farkında mısınız?

Koronavirüs kendi kültürünü yaratıyor.

Virüs salgını ile birlikte sağlık bilgisi, selamlaşma, beslenme kültürü de mutasyona uğruyor.

Salgın tehdidi ortadan kalktıktan sonra öpüşme,  daha fazla su, sabun kullanımı, toplu yerleri temiz tutma, genel temizliğe harcanan bütçe gibi değişiklikler daha da önemsenerek " Her zaman her yerde temizlik" temasıyla kültüre dönüşecek.

Çünkü ne olursa olsun, kirli hiçbir şey sağlıklı değil!

Yazarın Diğer Yazıları