İkram Kali

Külünüzün kıymetini bilin

İkram Kali

Mahallemizin odun ateşiyle ekmek yapan kara fırınından geçenlerde ekmek alırken kor gibi yanan odun ocağının önünde biriken gri kül dikkatimi çekti.  Fırıncı dostumuza çıkan külü ne yapıyorsunuz diye sordum.  Hiçbir şey yapmıyoruz, çöpe döküyoruz dedi. Odun külünün değerlendirildiği eski günleri anımsayarak fırıncının verdiği yanıta doğrusu şaşırdım.  Şaşırdım çünkü yanmış odundan geri kalan, yaşayan bir kültürün ürünü olan külün çevreyi kirleten, işe yaramayan çöpe gidecek sıradan atık olmadığını biliyorum.

Büyük kısmı kalsiyum karbonat olan odun külü geçmişin yokluk zamanında hayatımızın birçok alanında kullanıldığı gibi, doğal ürünlere önem verenler tarafından bugünde kullanılan mineraldir.

Kül deyip geçmemek gerekir.

Kül; yanma sonrası açığa çıkan ve daha fazla yanmayacak olan katı maddelerin bileşimidir. Külün yapısında sülfat, fosfat, karbonat, klor gibi birçok elementin yanı sıra alkali ve toprak alkali metalleri de bulunur. Azot, karbon, oksijen ve hidrojen ise külün yapısında kesinlikle bulunmazlar. Külün tuzu karbonattır. Bu yüzden kül, sodyum karbonat yerine kullanılmaktadır.

Çocukluğumuzun eski Van'ında doğalgaz, kalorifer yoktu. Şahmanıs kömürünün kullanımı da pek yaygın değildi. Sonbahar aylarında evlerimizin önüne kış boyu ısınmada kullanacağımız odun dökülürdü. Odun kırıcılar tarafından ağır baltalarla kırılan odunlar aile yardımlaşmasıyla şenlik havasında odunluğa taşınır, annemiz tarafından muntazam şekilde istif edilirdi. Odun kırıcılar da işlerini birkaç gün içinde bitirdikten sonra kırma bedelinin yanı sıra odunları üstünde kırdıkları kütüğü balta hakkı olarak sırtlayarak evlerine götürürlerdi. Kırılan odunlardan kalan talaşlar ise tutuşturucu olarak soba yakılırken kullanılmak üzere bir kenara yığılırdı.

 Hiç unutmam…

Kerpiç evimizin giriş holünde yanarak odaları ısıtan alüminyum gri renkli boya ile boyanmış sac odun sobamız vardı. Rahmetli Reyhan anam sabah namazı, öğlen saati ve akşam ezanı sonrası sobayı yakardı. Soba sıcaklığının keyfine doyum olmazdı.  Hele kızak kaymış birde elimiz ayağımız üşüyerek eve koşmuşsak sobanın yanında ısınmak bir başka olurdu.  Soba kenarındaki lop da (minder) oturmak, yanı başındaki sedir/kanepe de uzanmak adeta imtiyazdı. Soba tahtasının arkasına kıvırılan Van kedimiz Maviş sıcağın etkisiyle mest olup uykuya dalarken kimi zaman soba üstünde kuzu kestane pişirilirdi.  Soba üstünde fokur fokur kaynayan demlikteki su yemek, çay ve günlük işlerde kullanılırdı. Birkaç saat içinde harla yanan odunlar ısıtma görevini tamamlayarak kömüre dönüşerek kürekle sobadan alınarak saç mangala bırakılırdı.  Kömürün karbon monoksit gazını gidermek için mangal bir süre dışarıda bekletilir daha sonra eve geri getirilerek ısısından son ana kadar yararlanılırdı. Ha, bu arada ütü yapılacaksa kömürlü ütü için mangaldaki gazı giderilmiş kömürden yararlanılırdı.

Odun yakarak ısınmanın yararları bunlarla sınırlı değildi.

Yanmış odun atığı olan kül evlerde çok yönlü kullanılan malzemeydi. Çamaşırların, bulaşıkların yıkanmasında, madeni eşyaların parlatılmasında temizlik maddesi olarak kullanılan kül, Van Baklavası yapımında ise karbonat yerine kullanılarak baklavaya kendisine has rayiha ve doku kazandırırdı. Kullanılmayan kül birikintisi bahçede ağaçların dibine kerdilere dökülerek gübre görevi yapardı. Zengin mineral ve vitamin içeren külün kullanım alanları saymakla bitmez.

Sizde…

Evrensel bir ilaç ve gübre olarak ve bitki zararlılarını ve hastalıklarını kontrol etmek için kül kullanabilirsiniz.

İçinde potasyum karbonat barındıran kül ile sarı,  tunç, bakır ve alüminyum metal kaplarınızı parlatabilirsiniz. 

Kül suyuyla beyaz çamaşırlarınızı yıkayarak inanamayacağınız beyazlık elde edebilirsiniz.

Potasyum gübresi yerine alkalik özelliklerin daha yoğun olduğu külü kullanabilirsiniz.

Doğayı kirletmeden temizleyen kültürün doğal ürünü kül suyu ile geleneksel yöntemlerle farklı sabunlar yapabilirsiniz.

Bitmedi…

Külün kültürümüzde de önemli yeri var.

Van halk kültüründe "Külbaş", "Kül koyum başan", "Kül oldu başıma", "Kül eliyim başan" , "Kül halıma", "Sana kül olum",  "Rengi küle dönmüş", " Kül gözüne", "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" vb. atasözleri ile deyimler külün günlük hayatımızdaki önemini anlatır.

Şarkılara, türkülere esin kaynağı olan kül ünlü bestekâr Avni Anıl'ın dillerden düşmeyen şarkısının mısralarında "Biraz kül, biraz duman o benim işte/ Kerem misali yanan o benim işte/İnanma gözlerine ben ben değilim/ Beni sevdiğin zaman o benim işte" ifadesiyle müzikal anlam kazanmıştır.

Van'da bugünde onlarca kara fırında ekmek, çörek gibi unlu mamuller pişirilmektedir. Odun kullanan bir o kadar da restoran, lokanta var. Van Büyükşehir Belediyesi, merkez ilçe belediyeleri veya kaymakamlıklar hazırlayacakları geri dönüşüm projesiyle fırın,  lokanta ve restoranlardan çıkan odun küllerini toplayıp değerlendirerek ekonomiye kazandırabilir, birkaç işsiz insanımıza da iş alanı yaratabilirler. 

Hiçbir kimyasal madde içermeyen, insana ve çevreye zararı olmayan odun küllerinin çöpe dökülmesi artık engellenmelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları