İkram Kali

Van Vakfı'nda neler oluyor?

İkram Kali

Vakıflar, dernekler resmi kurumlar dışında bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini gönüllülük usulüyle alan, kar amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.

Dernekler insanlar için kişilerin bir araya gelmesiyle, Vakıflar ise mal veya hizmetler için sermaye üzerine kurulan kısaca STK olarak tanımlanan Sivil Toplum Kuruluşlarıdır.

 İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı'nın hemşehri dernekleri verilerine göre en fazla hemşehri derneği yüzde 53.33 ile Marmara Bölgesi, yüzde 21.54 ile İç Anadolu Bölgesi'nde bulunuyor. Hemşehri vakıf dernekleri arasında Karadeniz,   Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesi ilk sıralarda yer alıyor. 

Vanlılar ekonomik, eğitim, kamu görevi, iş ve sosyal nedenlerle yoğun olarak yerleştiği İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin, Adana, Balıkesir, Aydın, Gaziantep illerinde uzun yıllar vakıf, dernek çatısı altına bir araya gelme becerisi gösterememişlerdir.

Çeşitli tarihlerde yoğun olarak Ankara ve İstanbul illerinde eğitim gören Vanlı öğrenciler yararına kurulan bir iki Van derneklerinin sayısı son yıllar içinde hızla artış göstermiştir. Bugün Van ve ilçelerinin adını taşıyan onlarca dernek ve birkaç adet federasyon bulunmaktadır.

Vanlıların Van dışında kurduğu ilk vakıf İstanbul'da 1993 yılında 200 bin TL sermaye ile Celalettin Tüfekçi  Nurettin Gündüz, Mehmet Kuralkan, İlhan Kubilay,Hayati Gürbüz Oktay Akay,Sabri Donat,Mustafa Güngör,Ahmet Cenan Kuba,Aslan Alp,Orhan Okayer,,Hasan Dadak,Ömer Gülüştür, Nurettin Özal,Turgut Okayer,Recep Meriç,Mehmet Necati,Ahmet Kaplanoğlu, Enis Yalım Erez,Halil Halit Toker,Ahmet Cihan Ünsal,Özçelik Okayer,Nevzat Soydan, Oğuz Gülay,Eyüp Altaylı, Dündar Altay tarafından kurulan  Van Kültür Ve Dayanışma Vakfı'dır.

 Vakfın ilk başkanlığına kuruculardan eski Emniyet Genel Müdürü, Çanakkale, Çorum valilikleri yapan Vanlılar için özveriyle çaba gösteren Celalettin Tüfekçi seçilmiştir.  1980 ihtilalinde kapatılan Van Öğrencilerine Yardım Derneği'nin mülkiyeti olan Van Samatya Öğrenci Yurdu uzun mücadeleler sonrası İstanbul Fatih Kaymakamlığı görevi yaptığı yıllarda Celalettin Tüfekçi ağabeyimiz döneminde Van Vakfı'na kazandırılmıştır. Vakıf başkanlığına daha sonraki genel kurullarda Kubilay Altay, İlhan Kubilay, Ayüp Altay ve halen görevde bulunan Müjdat Çelik seçilmiştir.

Van Vakfı kuruluşundan sonra Vanlı öğrencilere burs sağlamanın yanında Samatya öğrenci, yurdunu restore ederek yenilemiş, Vanspor'un 1. Lig'e çıkmasında, Van kültürünün tanıtılmasında, Vanlılar arasında dayanışma sağlanmasına önemli katkılar sunmuştur.

Van Vakfı kısa sürede Antalya ve Ankara şubelerinin açılını gerçekleştirmiş. Ankara şubesi kapanırken açılışında bulunduğum Antalya şubesi ise sosyal ve kültürel etkinliklerle adını duyurmaya devam etmektedir. 

Van Vakfı; Vanlıların ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda dayanışmalarını geliştirmek ve güçlendirmek, yardımlaşmayı gerçekleştirmek, kültür, eğitim ve ekonomik düzeyini yükseltmek Van'ın tarihi, turistik ve folklar değerlerini araştırmak, ortaya çıkarmak, ve tanıtmaya İstanbul-Van ve diğer illerdeki hemşehriler arasında sevgi bağlarını güçlendirici yardımlaşma ve dayanışma duygularını geliştirmek, Van ili ve ilçelerinde muhtaç durumda bulunan öğrencilere eğitim desteği gerçekleştirmek üzere yaşama geçirilmiştir. Ancak beklenen performansı gösterememiştir. 

 Van Vakfı 18 Aralık günü İstanbul Rescate Otel'de Vanlıların, vakıf üyelerinin yoğun katılımıyla yeni başkanı ve yönetim kurulunu seçecek.

Aldığım bilgilere göre başkanlık için mevcut başkan Müjdat Çelik ve yönetim kurlu üyesi Nizamettin Ağar adaylığını açıklamış.  Adaylar Vanlıları iş yerlerinde, evlerinde ekipler halinde ziyaret ederek destek arıyorlar. 

Vakfın kuruluşuna, faaliyetlerine yakından tanık olan ve yakından izleyen Vanlılardan biriyim.  Van Vakfı son yıllarda amacına uygun başarılı sayılabilecek işe yarar faaliyet yaptığı söylenemez.

Van Vakfı'nın varlık nedeni yalnızca halaylı türkülü geceler, öğrencilere burs vermek birilerini ağırlamak değildir.  Uzun bir süredir vakfı yöneten mevcut ekip bana göre maalesef başarılı olamamıştır. Vakfın Aksaray'da bulunan yerinin 250 bin TL'ye satılması,  satılan yerin bugün 500 bine TL değer kazanması, paranın bankada bekletilmesi başarı sayılamaz.  

 Mevcut yönetimin iyi ilişkiler içinde olduğu eski Van Milletvekili,  Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik siyaseten en güçlü olduğu dönemlerde Van Vakfı'na İstanbul Ankara, İzmir, Antalya gibi illerde rahatlıkla gayrimenkul, hatta Van Vakfı Koleji, Van Vakfı Üniversitesi kazandırabilirdi ama yapılmadı. Bazı hatırı sayılır özel okullara sağlanan sınırsız imtiyazın binde biri Van için Van Vakfı için sağlanmış olsaydı Van Vakıf bugün maddi ve manevi açıdan kimseye muhtaç duruma düşmez, kuruluş amacına uygun örnek faaliyetlerini rahatlıkla yapabilirdi. Bakan Çelik en kudretli olduğu zamanlarda Vanlılara ve Van Vakfı'na hep mesafeli durdu.  Kaybeden kendisi kadar Van da oldu.

  Van vakfına kapı kapı gezerek para toplamak marifet değil. Van Vakfı'na   belediyelerden, hazineden  ve güçlü yardımseverlerden  kalıcı bağış kazandırmak, kaynak yaratmak önemlidir.  Karadeniz dernek ve vakıfları Türkiye'nin her yerinde hazineden yer alabilmekte aldıkları yeri kiraya vererek gelire dönüştürmektedirler. Bu ülkenin sevdalısı Van Vakfı ve dernekleri neden bu imkandan yararlanmasın. Ama bunun suçunu birazda kendimizde ve siyasetçilerimizde aramak gerekir.

Van Vakfı 18 Aralık günü yeni bir ruh ve heyecan kazanmak zorundadır.

 Vakfı kişisel amaçlar uğruna kullanmayacak,  basamak yapmayacak, Van ve Vanlılar arasında dayanışmayı gerçekten sağlayacak, öğrenciler başta olmak üzer muhtaç hemşehirlerimize destek olacak, Vakfa gayrimenkul, gelir kaynakları yaratabilecek. Vakfı Van derneklerinin birleştirici kurumuna dönüştürebilecek ilkeli bir ekibin göreve seçilmesi gerekmektedir.

Van Vakfı delegeleri 18 Aralık'ta yönetim kuruluna mutlaka en az 3-4 kadın Vanlı seçmeleri de gerekir. Zira kadının olduğu yerde disiplin çaba ve umut vardır. Göreve talipli olan ekipler yapacaklarını vakfa kazandıracaklarını kaynaklarıyla birlikte açıklamaları şarttır.

 Vanlı emekli yargıç Haşmet Sırrı Akşener'in kendisini ziyaret edenlere Van Vakfı'na gayrimenkul kazandırılması teklifinde bulunarak bunun için de ilk maddi desteği  bir emekli maaşını bağışlayarak yapacağını açıklaması Vanlıların Vakıf  ile ilgili  heyecanlarının, beklentilerinin ve yeniden dirilişin umutlarının bir  yansımasıdır.

Van ve Vanlılar artık kurumsal dayanışma içinde olmaları gerekir.  Zira bütün dünyada ve ülkemizde STK'lar her geçen gün daha büyük bir önem ve değer kazanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları