İkram Kali

Sonuç dediğimiz gibi!

İkram Kali

Kısa bir aradan sonra yeniden merhaba.

Gazetecilikte 5 N 1 K kuralı içinde haber yapmak kadar bazı haberlerin takibi de önemlidir. Haberin sonucunu araştırarak okuru bilgilendirmek gazetecinin görevdir. 21 Haziran 2019 Cuma günü "Ermenistan Van arasında oyun içinde oyun!" başlıklı köşe yazımızın sonucunu merak eden siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Türkiye'ye yönelik sözde soykırım kampanyalarını, siyasi kin, nefret ve düşmanlığını yöneten ve destekleyen Ermeni diasporasının organize ve finanse ettiği dört yılda bir Ermenistan'da Pan-Ermeni (Hamahaygagan) Oyunları düzenlendiğini, oyunlara Türkiye'den de katılım olduğunu belirttiğim yazımda , "Ne zaman ki BDP-HDP veya aynı siyasi çizgideki siyasi parti kentimizde, bölgemizde belediye seçimini kazansa, milletvekili çıkarsa, Ermeniler başta olmak üzere Amerika ve Avrupa ülkelerinin büyükelçileri, konsolosları ve ataşeleri çeşitli bahanelerle Van'a geliyorlar " dedim.

Yazımın devamında 7. Pan-Ermeni Oyunları'nın 5-8 Ağustos 2019 tarihleri arasında yapılacağını, açılışın hukuki olarak Azerbaycan'a ait olan ancak Karabağ Savaşı sonrası işgal edilen, Ermenilerin bağımsızlık ilan ederek kurdukları, uluslararası arenada Ermenistan dahil hiçbir devlet tarafından tanınmayan 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin fiili yönetimindeki ve devlete başkentlik yapan Hankendi/ Stepanakert kentinde gerçekleştirileceğini, oyunların devamı ve finalinin Erivan'da gerçekleştirileceğine dikkat çektim.

Pan-Ermeni Oyunları Dünya Komitesi Başkanı İşkhak Zakaryan başkanlığındaki bir heyetin oyunlar öncesi (11 Haziran 2019) ilk defa gerçekleşen 35 dakikalık direk uçak yolculuğuyla Erivan'dan Van geldiğini, kamuoyundan, basından adeta gizlenen gizemli ziyaret ile ilgili kısıtlı haberlerin yalnızca bazı Ermeni haber sitelerinde yer aldığını, Akdamar Adası Kilisesi ve Van Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret eden Ermeni heyetin, eş-belediye başkanları Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Ertan ile görüştüğünü anlattım.

Söz konusu yazımda Pan-Ermeni Oyunları'na İstanbul Ermenilerinden oluşan sporcuların da katıldığını, organizasyon heyetinin, İstanbul'a gitmesi gerekirken özellikle Van, Iğdır, Kars illerini hangi amaçla ziyaret ettiğini sordum.

Yazımın sonunda, "Kimse Vanlıların aklıyla alay etmeye kalkmasın. Pan-Ermeni Oyunları açılışının işgal altındaki Karabağ'da yapılması da, meşalenin Hatay Vakıflar Köyünde yakılması da, Van, Iğdır, Kars'ın ziyaret edilerek belediyelerle temasta bulunulması da Türkiye'ye karşı yürütülen siyasi ranta dönüşen sözde soykırım ve tanınma-toprak-tazminat faaliyetlerinin parçasıdır. Oyunlar da, soru işaretleri içeren ziyaretler de, söylemler de siyasidir. Doğu Anadolu'yu içine alan sözde 'Büyük Ermenistan' ve sözde 'Batı Ermenistan' haritaları yayımlayan Ermeni çevrelerinin adım adım yürüttükleri siyasi faaliyetler ortadayken, kentimizde yaşananları kimse turizm, dostluk, barış diyerek yutturmaya kalkmasın. Dünyanın her köşesinden her inanç ve etnik kökenden kentimize turistlerin gelmesini, gezmesini tüm Vanlılar heyecanla, memnuniyetle karşılar ve destekler. Ancak Türkiye karşıtı kötü niyetli amaçlar doğrultusunda farklı kimliklerle Van'a gelerek siyasi çalışmalar, ziyaretler yaparak bazı merkezlere mesajlar verilmesini, bayrak açılarak gösterilerde bulunulmasını, belli yerlere göz kırpılmasını ve ihaneti vicdan sorumluluk ve sağduyu sahibi hiçbir Vanlı kabul etmez, hoş görmez " ifadeleriyle noktaladım.

Gelelim oyun içindeki oyunların sonucuna.

Çeşitli ülkelerden Ermeni sporcuların katıldığı yedinci Pan-Ermeni Oyunları'na Şişli ve Taksimspor kulüplerinden 70'i amatör sporcu olmak üzere toplam 300 kişiden oluşan Türkiyeli Ermeni kafilesi oyunlara katılacaktı. Ermeni vatandaşlarımız açılışın Karabağ'da yapılması nedeniyle oyunlara katılmayarak tepki gösterdi.

Karabağ seçiminin siyasi bir tercih olduğuna işaret eden Ermeni Olimpiyatları İstanbul Komite Başkanı Haygaram Karasu yaptığı açıklamada, "Türkiye ve Azerbaycan ile diplomatik krize yol açan bir bölgede spor müsabakası düzenlemek, spor aktivitesi değil, siyasi bir tercihtir. Bizler bu ülkenin vatandaşlarıyız ve bir çizgimiz var. Azerbaycanlı dostlarımızı üzen bir diplomatik sorun varsa biz böyle bir etkinliğin içinde olmayız. Türkiye vatandaşları olarak Karabağ'a gitmenin yanlış olduğunu düşündük "dedi.

Ermeni Olimpiyatları İstanbul Komitesi üyelerinden, Taksimspor Kulübü Başkanı Garo Hamamcıyan da, "Karabağ sorunu hassas bir konu. Olimpiyatların güzelliği resmigeçit seremonisidir. Bize 'Resmigeçit törenine katılmayın ama oyunlarda yer alın' dediler. Bu kabul edilemez "diye konuştu.

İşgal altındaki Dağlık Karabağ topraklarında siyasi amaçla olimpiyat düzenleyen Ermenistan her şey gibi sporu da siyasete alet ediyor. Bu ülkenin vatandaşları olan Türkiyeli Ermeniler ise oyunları protesto ederek siyasi provokasyona alet olmadılar.

Gizemli Van ziyareti heyetinde bulunan Pan-Ermeni oyunları Uluslararası komite Başkanı İşkhan Zakaryan, oyunlar öncesi yaptığı siyasi açıklamada her Ermeni'nin tarihini bilmesi ve en az bir kere Ermeni Soykırım müzesini ziyaret etmesi gerektiğini söyledi.

Biz ne demiştik?

"Oyunlar da, soru işaretleri içeren ziyaretler de, söylemler de siyasidir" demiştik.

 

 

Kabul etmiyorum

İçişleri Bakanlığının aldığı kararla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan görevlerinden uzaklaştırıldı.

Kişisel görüşüm...

Seçimle göreve gelen belediye başkanlarının görevden alınmalarını demokratik bulmuyor ve hoş karşılamıyorum.

Kente ve kentte yaşayanlara hizmet etmek, yaşanılabilir huzurlu çağdaş kentler oluşurmak amacıyla seçmenlerden yetki alan ve bu yönde seçmenlere çeşitli vaatlerde bulunan belediye başkanlarının da belediyeyi ideolojik adrese dönüştürmelerini, "eş başkanlık" gibi anayasal düzeni bozmaya yönelik yasal olmayan benzer uygulamalar içine girmelerini, kenti üçüncü sınıf anlayışla yönetmelerini de kabul etmiyorum.

Bu kentin insanları... Gelecek kaygısı yaşamadan huzurlu, güvenli, çağdaş bir kentte yaşamak istiyor.

 

 

Keşke

Görevden alınan belediye başkanlarına basın açıklaması, yorumlar yaparak destek olmaya çalışan kişi ve kuruluşlar var. Eleştirileri, tepkileri, yorumları okuyoruz. Kimin ne dediğini, kimin neyi neden dediğini, kimin nasıl dediğini, kimin siyasi şovmenlik yaptığını, kimin sözünü nereye gönderdiğini ve samimi olduklarını kullandıkları ifadelerden anlıyoruz.

Sözüm ona başkanlara 'destek' verenler keşke aday belirleme sürecinde ve seçim sonrasında "dost acı söyler" anlayışıyla samimi eleştirilerde, uyarılarda bulunsalardı. Keşke hakları kadar sorumluluklarının da olduğunu hatırlatsaydılar. Uyarı ve eleştirileri sergilenen destekten daha değerli ve anlamlı olurdu kanımca.

Yazarın Diğer Yazıları