İkram Kali

Onur duydum

İkram Kali

Biz bu şehirde doğduk büyüdük.

 

Bu şehrin acıları ve sevinçleriyle yoğrulduk.

 

Bu şehrin ninnileriyle uyuduk. Bu şehrin kuşlarının sesleriyle uyandık. Bu şehrin sokaklarında, bahçelerinde, tarlalarında oynadık. Bu şehrin bostanlarında yetişen doğal sebzeler ve bahçelerinde yetişen meyvelerle lezzeti tattık. Bu şehrin kehriz ve zernebat sularından kana kana içtik. Bu şehrin kavak ve söğüt ağaçlarının gölgelerinde dinlendik.

 

Bu şehrin dağlarında uşkun, kekik topladık. Yine bu şehrin dağlarından eşeklerin sırtında getirilen kar'lar ile yapılan dondurmayı yiyip, karla soğutulan hakiki limonataları içerek serinledik.

 

 

Bu şehrin sinemalarında izlediğimiz filmlerle İstanbul'u görme hayalleri kurduk. Bu şehrin türküleriyle coşup, ağıtlarıyla hüzünlendik. Bu şehrin davul zurnası eşliğinde halay çektik, manilerinde söze anlam kattık.

 

Bu şehrin denizinde yüzüp, kumsalında güneşlendik. Bu şehirde paytona binip ‘arkaya yağlı kırbaç’ yedik. Bu şehrin huzurlu gecelerinde hayaller kurarak yıldızları saydık. Ay ışığının aydınlattığı gecelerde bahçeleri suvararak (sulama) suya doyurduk. Bu şehrin oturma gecelerinde bir araya gelip kavurga, hedik yiyerek hikâyeler dinledik. Bu şehrin kalesinin zirvesinde eski şehre ve tarihe saygıyla selam durduk. Bu şehrin bahçeli evlerinin çardaklarında ailece semaver çayı eşliğinde doyumsuz kahvaltılar yaptık.

 

 

Bu şehrin güneşi, suyu havası ve kadirbilir sakinleriyle can bulduk. Bu şehrin köklü futbol takımları Van Gençlik, Şengençler, Erekspor’un renkleriyle Beşiktaşlı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı olduğumuzu htik. Bu şehrin yollarında ıslık çaldık, çember çevirdik.

 

Bu şehrin münevver büyüklerinin cesurca onurlu ve saygıdeğer duruşlarından etkilendik. Acılar dolu hüzünlü ve kahramanlık, hikâyelerini bu şehrin yorgun yüreklerinden kezzerki diklerinden  dinledik. Bu şehrin mahallelerinde kadim komşuluklar ile biz olmayı, kardeş olmayı, paylaşmayı, mertliği hemşehri olmayı öğrendik.

 

Özetle…

 

Biz Van ile Vanlı olduk. 

 

Van ile can bulduk.

 

Vanlı olmanın değerini, anlamını bu aziz şehre tutkuyla bağlı olan ailemizden, yakınlarımızdan, komşularımızdan ve memleket sevdalısı Van'ın simge isimlerden öğrendik.

 

 

Vanlilık kimligmizle, şirin dilimizle her yerde  saygı, sevgi gördük.

 

Ülkemizi, memleketimizi seviyoruz.

 

İyi ki Van’da doğduk, İyi ki Van’da büyüdük.

 

İyi ki bu aziz toprağın çocuğuyuz.

 

***

 

Sevgili okurlar…

 

Her Vanlı gibi bende memleketim olan Van'ı çok seviyorum.

 

Şehrimizin gelişmesini kalkınmasını, burada yaşayan herkesin işinin aşının olmasını, insanlarının birbirine saygı duymasını, kadim kültürünün korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını, her anlamda gelişmiş huzurlu modern kültür ve yaşanılabilir uygarlık şehri olmasını arzu ediyorum.

 

Bunları isterken “hakkım varsa sorumluluğum da var” ilkesinden hareket ederek memleketimize imkan ve gücümüz oranında katkı sunmaya çalıştım. Bu amaçla  yazdık, konuştuk, önerdik, katıldık, sorguladık, eleştirdik. Verilen her türlü görevi yerine getirmeye çalıştık. Vanlılık ruhu ve kimliğiyle  bunları yapmaya çalışırken çeşitli dönemlerde sırf bu nedenle şahsım ve ailem üzüntü verici şekilde sadırlara, hakaretlere uğradı. Ama kimseden korkmadık, yılmadık, susmadık, hiçbir kimseye de boyun eğmedik. İnandıklarımızdan ve mücadelemizden taviz vermeden yolumuza  devam ederek bugünlere geldik.

 

Aziz dostlar...

 

Van 1915 işgal ve isyanlarında yakılıp yıkılarak hafızasını yitirdi.  Şehrimiz 1920 sonrası yeniden kurulduktan sonra son 30-40 yılda göçler, terör olayları, yaşanan depremlerle sonucu büyük travmalar geçirdi. Şehrimizin sosyal, ekonomik dengesi bozuldu. Çıkara dayalı imar uygulamaları, duyarsızlıklar ve sorumsuzluklar sonucu şirin Van şehri kimliğini kaybetmeye başladı. Memleketimizin güzel insanları  da atlara binip gittiler. Eski Van evleri ve Cumhuriyet dönemi şirin resmi kurum binaları yıkılarak yerlerine beton yığını estetikten uzak binalar dikildi. Geride Van kokan az sayıda kadirşinas yüzler, eski Sanat Enstitüsü ve Tekel binası kaldı.

 

 

Vanlılık ruhuyla 2011 yılında önce Gümrük Müdürlüğü binasını, 2014’den sonra eski Sanat Enstitüsü binasının Van Kent Müzesi olması için yazılar yazdım. Haber yaparak, ilgilileri ziyaret ederek dikkatlerini çekmeye çalıştım. 2017 yılında Van Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Zorluoğlu’nun idarecilik anlayışı ve talimatlarıyla Van Kent Müzesi önerimiz hayata geçirildi.

 

Van Kent Müzesi kuruluşunda Vanlıların STK temsilcilerinin, akademisyenlerin daha doğrusu her kesimin görüş ve önerilerini almak amacıyla düzenlenen I. ve II. Van Kent Müzesi çalıştaylarında konuşan Sayın Valimiz Van Kent Müzesi öneri sahibi olarak adımı anarak şahsımı onurlandırdı. Sayın Valimize şükranlarımı arz ediyorum.

 

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal hocamızda çalıştay konuşmasında ve sosyal medya paylaşımında emek ve çabalarımıza atıfta bulunarak, adımı anarak bizi onurlandırdı.  Peyami hocamız da teşekkür ediyorum.

 

Valilik Basın Danışmalığı, Vanspor Basın Sözcülüğü, Türkiye Spor Yazarları Derneği Van Temsilciliği ike gazetecilik yaptığım görev süreleri içinde ciddi, saygın kurum ve kuruluşlarca çeşitli ödüllere layık görüldük. Hepsinin ayrı bir yeri ve manevi değeri var yaşamımda.

 

Önceki gece bir ödüle daha aldık..

 

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin “Van’ın Kuruluşunun 100. Yılında 100 Etkinlik” temasıyla başlattığı etkinlikler devam ediyor. Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “Van’a Saygı ve Vefa” gecesinde şahsım “Van’a Hizmet Ödülü”ne layık görüldü. 17 Fakülte, 5 Enstitü, 4 Yüksekokul, 9 Meslek Yüksekokulu, 1 Konservatuar, 43 adet Uygulama ve Araştırma Merkezi, 30 bini aşkın öğrencisi, 2 bini aşkın öğretim görevlisi olan yüksek eğitim kurumundan Van adına vefa ve saygı içeren ödül almaktan onur duydum. Ödülü Van’a geçmişte hizmet eden ancak adı unutulan isimler ve bu güzel topraklara sevdalı olanlar adına aldım.

 

 

Naçizane şahsımı ödüle layık gören Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Sayın Peyami Battal başta olmak üzere Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Zeki Taştan’a üniversite ve fakültenin değerli yöneticilerine teşekkür ettim. Sevgili öğrencilerin bulunduğu anlamlı, renkli özel ve güzel bir gecede vefanın, onurlandırılmanın mutluluğunu yaşadım. Ödül sonrası sosyal medya yoluyla, telefon açarak, mesaj yazarak sevincimizi paylaşan arkadaşlarıma, dostlarıma, yakınlarıma, meslektaşlarıma ve Türkiye’nin dört bir yanından güzel dileklerini ileten Vanlı hemşehrilerime ve Van dostlarımıza teşekkür ediyorum.

 

Şahsımı onurlandıran büyüklerimizin ve güzel dilekleriyle kutlayan dostlarımızın bize daha çok sorumluluk ve görev yüklediklerinin farkındayım.

 

Ben Vanlıyım. 

 

Memleketime hizmet etmekten onur duyuyorum.

 

Bu can bedende oldukça, gücümüz yettikçe, sesimiz duyuldukça, yazmaya devam ettiğim sürece memleketime aşkla hizmet etmeye, katkı sunmaya devam edeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları