İkram Kali

Damak tadımız değişiyor mu?

İkram Kali

İstatistik Kurumu 2016 verilerine göre ülkemizde büyükbaş hayvan sayısı, binde 6 oranında artarak 14 milyonu geçti. Buna karşın küçükbaş havan sayısı yüzde 1.4 oranında azalarak, 41 milyon 329'a düştü.  2 milyon 456 bin baş koyun varlığı ile Van  Türkiye birincisi durumunda. Dünde bugünde küçükbaş hayvancılığın özellikle koyun besiciliğinin merkezi Van’dır.

 Genelde Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde özelde Van’da et tüketiminde küçükbaş hayvan eti tercih edilir. En güzel yemekler, kavurmalar, mangal koyun kuzu etinden yapılır. Van’da etili yemeğin olmadığı sofraya gelen yemekler yemekten sayılmaz, sığır eti lezzetsiz saman gibi  et olarak değerlendirilir. Şehrimizde lokantaların nerdeyse tamamı  et lokantalarıdır. 

Son yılların en çok konuşulan ve tartışılan isimlerinden iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı. Prof. Dr. Canan Karatay da, ülkemizde mutfak kültüründe, etli sebze veya bakliyat yemekleri, fırında pişirme, buğulama, haşlama gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulandığını belirterek kırmızı et tüketimini öneriyor. Karatay, ” Dünyada yapılan bütün çalışmalar, doğal beslenen, gün ışığında serbestçe otlayan, suni yemle beslenmeyen her türlü hayvan etinin sağlıklı olduğunu gösteriyor. İşte araştırma sonuçlarını değerlendirirken dikkat edilmesi gereken ince ayrıntı budur! Çünkü bizim ülkemizdeki sofralarda geleneksel olarak, sağlıklı kırmızı et olarak gösterilen keçi, kuzu, doğal beslenen dana ve koyunların etleri tüketilmektedir” diyor.

En sağlıklı kırmızı etin kuzu, keçi ve av hayvanlarında bulunduğunu, etlerin yağlı yenilmesini belirten Karatay, kilo vermek istiyorsanız, her gün dört-beş kalem kuzu pirzolası, dana biftek, bonfile ya da etli sulu yemekleri (hiç olmazsa bir öğünde) korkmadan, suçluluk hmeden rahatlıkla tüketin. Kırmızı et, bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek sık sık hastalanmayı önler” şeklinde konuşuyor.   Kımızı et bu denli yararlı önemlidir.

Küçükbaş hayvancılığın merkezinde yaşayan Vanlılar da Karatay’ın önerdiği gibi yemeklerine kırmızı koyun kuzun eti tüketmeyi seviyor.  Ancak geçen hafta Erzurum’da yapılan bir toplantıda konuşan Tarım ve Gıda Bakanı Müsteşarı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Nusret Yazıcı’nın açıklamaları et tüketiminde, besicilikte kafaları karıştırdı.  Açıklama referandum, Suriye’de çocukların canına kıyan kimyasal silahların kullanılması, ilimizin kendine özgü gündemi arasında pek dikkat çekmedi.

Yurt dışından 500 bin hayvan ithalatını biran önce bitirip kendi kendimize yeterli hale gelmeye çalışıyoruz diyen Yazıcı,  " İthal ettiğimiz her bir hayvan yurtdışının çiftçisini desteklemek demektir"  diye konuştu.

Yazıcı’nın ilimizi yakından ilgilendiren açıklamalarını değerlendirerek Vanlı küçükbaş hayvan besicilerini ve kırmızı küçükbaş hayvan eti tüketmeyi seven kamuoyunu aydınlatmayı düşünen biri çıkmadı.  Yapılan açıklamalarla ilgilenen dahi olmadı.

Müsteşar Yazıcı aslında çok önemli bir şey söyledi.

Hayvan yetiştirici bölgesi ilan edilen  Erzurum'un hayvancılık konusunda istenilen potansiyelde olmadığını konuşmasında vurgulayan ve et tüketim kültürüne dikkat çeken Yazıcı, "Damak tadımızda değişti tabi. Anadolu coğrafyası büyükbaştan ziyade küçükbaş hayvancılığa uygun topraklar. Ama damak tadımız büyükbaşa yöneldiğinden dolayı o tarafa doğru bir kayma söz konusudur. Bunun içinde önlemler almaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Müsteşar Yazıcı iki cümlede ülkemizin gelecekteki hayvancılık politikasını özetliyor.

Ne diyor?

“Damak tadımız büyükbaşa yöneldiğinden dolayı o tarafa doğru bir kayma söz konusudur. Bunun içinde önlemler almaya çalışıyoruz”

Bu şu demektir büyükbaş hayvancılık daha çok desteklenecek. Nitekim öyle de oluyor. Hayvancılık bölgelerinde doğan her buzağıya 4'üncü aya geldiğinde 750 TL destek verilecek.

Gelelim ilimize.

 Van’da hayvancılıkla ilgilenen kurumların kuruluşların insanların et tüketiminde damak tadının küçükbaş hayvandan büyükbaş hayvan etine doğru kaydığına dair bir çalışması var mı? Yok.  Van’da küçükbaş hayvancılık yapan besicileri bu konuda bilgilendirecek, yönlendirecek bir çalışma var mı? O da yok.

 Türkiye’nin küçükbaş hayvan merkezi olan ilimiz hayvancılık ile ilgili strateji planı geliştirmek zorunda. Bakanlık araştırma ve çalışmalarını yaparak yol haritasını belirlemiş. Van’ın yol haritası nedir o belli değil.

 

İran’ın İslami vicdanı

Suriye'nin kuzeybatısında bulunan muhaliflerin kontrolündeki İdlib kentine, Esad rejimi  tarafından kimyasal silahlarla düzenlenen saldırılarda çoğu çocuk 130’a yakın Suriyeli hayatını kaybederken 535’i aşkın kişi ise yaralandı.  Çocukların cansız bedenleri dünyayı ayağa kaldırırken Fransa, Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi'ni acil olarak toplantıya  çağırdı.

 İdlib'deki görüntülere Avrupa Birliği, ABD ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülke ve kuruluş tepki gösterdi. BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu, saldırıyla ilgili soruşturma başlattı.

İran İslam Cumhuriyeti yöneticilerinin ölen siviller karşısında sesleri çıkmadı. Ölen Müslüman Suriyeliler için İran’da yürüyüş protestoları gerçekleştirilmedi.

Kimyasal saldırı sonrası ABD, Akdeniz'deki savaş gemilerinden 59 Tomahawk Cruise füzesini Şinsar ve El Şayrat hava üslerine fırlattı. İdlib'e kimyasal saldırı düzenleyen uçakların kullandığı Şayrat hava üssü az veya çok imha edildi.

Sivillerin hayatını kaybetmesine, yaralanmasına sağır, dilsiz, kör kalan İran, Suriye’de Esad rejimi uçaklarının vurulmasını protesto  için İran halkını sokaklara döktü. Önemli olan çıkarlardır insanların ölse ne olur.

Müslüman sivillerin ölümüne tepkisiz kalan İran devletinin İslami ve vicdani yaklaşımı ürperticidir.

Yazarın Diğer Yazıları