Büyükşehir Belediyespor’u ateşe atılar

Önceki hafta takımlarını desteklemek için Van’a gelen Sakaryaspor taraftarlarına Büyükşehir Belediyespor taraftarlarının gösterdiği centilmence yaklaşım ve ev sahipliğinden söz etmiştim.  Yazıda alkışlanacak sportmence bu davranışın devamını dilemiştim.

Bugün Bölgesel Amatör Futbol Lig'nde (BAL) Cizrespor’da  Başkalespor arasında oynanan ve 1-1 beraber biten maç sonunda Cizrespor Yöneticileri, futbolcuları ve taraftarında karıştığı,  7 Başkaleli futbolcunun çeşitli yerlerinden yaralandığı ve hastanelik olduğu çirkin,  sporun özüne yakışmayan saldırıyı yazacaktım. Bugün  Cizrespor’un evine gelen takımlara yönelik saldırgan tutumunu ayrıntılarıyla anlatacaktım.   Saldırıyı en ağır şekilde kınayacaktım. Ancak Büyükşehir Belediyespor’u hançerleyen sözde taraftarlar ve bazı futbolcuları buna fırsat vermedi.

Önceki gün Van’da oynanacak Büyükşehir Belediyespor-Bergama Belediyespor maçı sabahı yöneticilerden Eşref Ukay ve Kara Kobralar taraftarlar Derneği Başkanı Ercan Dülger ile yolda karşılaştık. Kendilerine Sakaryaspor taraftarlarına gösterilen misafirperverliği, centilmenliği takdir ettiğimi ve bu güzel davranışın bütün konuk takımlara gösterilmesi gerektiğini anlattım.  Neden maçlara gelmediğimi sordular.  O olaylı utanç verici Van Belediyspor Eyüpspor maçından sonra artık Van’da futbol maçlarına gitmediğimi anlattım.

Öğlenden sonra Büyükşehir Belediyespor-Bergama Belediyespor maçı oynandı. Müsabaka 2-2 skorla bitti.  Bergama Belediyesporlu Gökhan Çetinus, attığı golden sonra asker selamı verince kıyamet koptu.  Vanlı futbolcularla Çetinus arasında arbede yaşandı. Konuk futbolcu polis koruması altında linç edilmekten canını zor kurtardı.   Sahada olmaması gerekenler ucuz kahramanlık yapmak adına sahaya girdi. Güvenlik güçleri ve Büyükşehir Belediyespor yöneticilerinin sağduyulu gayretleri olmasaydı sahada ölümle sonuçlanabilecek çok kötü sonuçlar olabilirdi. Maalesef Van önceki gün ikinci bir Eyüp maçı benzeri bir utancı, ayıbı yaşamıştır.

Bergamasporlu futbolcunuun sevinme  şeklini beğenmeyebilirsiniz, ama  sahaya girenlerinde,  bizim futbolcularımızın da yaptığı provokasyondur, tahriktir.  Biz önce kendimize bakalım.  Büyükşehir Belediyespor’a içten ve dıştan büyük zarar verilmiştir. Başta futbol oynamaktan başka görevi olmayan bazı futbolcularımız ve taraftar kisvesi altında sahaya giren sorumsuzların olaylarda günahı çoktur. Aslanlar gibi futbol oynayarak rakiplerini kendi sahasında yenemeyen takımlar,  futbolcular ve yöneticiler taraftarlarını tahrik ederek başarısızlıklarını çıkan olaylarla örtmeye çalışırlar. Başta hakemleri, rakiplerini suçlarlar.  Van’da olan budur.   Dikkat ederseniz başarısızlık, hatalar konuşulmuyor. Hep  diğerini  suçlama var.  Büyükşehir  Belediyespor'un    neden en çok kırımız kart  gören  takım olduğu  sorgulanmıyor. 

Kimse kalkıp tahrik, haksızlık hikayesinden bahsetmesin. Futbol fizik gücü ve zekanın birleştiği takım spordur. Aklına,  sinirlerine hakim olan mücadele ederek maçı da gönülleri de kazanır. Kazanamazsa bile centilmen, sempatik takım olur. Kaldı ki kazanmak, kaybetmek sporun ruhunda var.

Sahaya “Spor barış ve kardeşliktir”  pankartları asacaksınız sonra asker selamı verdi diye o pankartların altında yenemediğiniz konuk takımı ve bir futbolcusunu bu bahane ile linç etmeye kalkacaksınız.  Sporda  barış kardeşlik anlayışınız bu mu?

 Öte taraftan sahada medeni olmayan görüntülere neden olan sizler olay çıkararak takıma katkı sağladığınızı mı düşünüyorsunuz? Çok yanlıyorsunuz.  Yaptığınız çok ayıp ve utanç vericidir. Eyüp maçını yeniden hatırlattınız. Bravo size.  Kendi takımınızı elinizle ateşe attınız.  Zerre kadar sporun evrensel ruhuna inanmış olsaydınız yenemediğiniz rakip bir takımı önce alkışlayarak gönderirdiniz. Sonra da döner 2 kırmız kart gören ve kendi sahasında galip gelemeyen, disiplinsiz davranan, taraftarı tahrik eden takımınızı sportmence sorgulardınız, hesap sorardınız. Bunun yerine siz ne yaptınız?  Ceza almak için rakip takıma saldırdınız. Ayağınıza kurşun sıkarak takımı yaktınız.

Eleştiri yapan gazetecilere attığı gol sonrası parmak işareti yapan futbolcunun disiplinsizlik cezası almadığı, kadro dışı kalmadığı,  yaptığı yanına kar kaldığı bir spor kulübünde önceki günkü olaylarda bazı futbolcuların rol alması gayet normaldir.  Ancak unutmayın ki sporda başarının vazgeçilmez temel koşulu disiplindir.

Gerçek spor kültürünün yerleşmediği toplumlarda müsabakalarda kışkırtma, kör duygular,  ötekileştirme,  rakibi  ve hakemi düşman görme, ideoloji, hırçınlık, küfür, hakaret her zaman devreye girer.

Bütün bunlardan sonra şimdi hangimiz, hangi yüzle geçen hafta Cizre’de canlarını zor kurtaran,  savaştan çıkarcasına hastanelik olan 7 Başkalesporlu futbolcumuzun hakkını arayabiliriz. Hangimiz çirkin saldırıyı yapan Cizrespor yönetici, taraftar ve futbolcularına “Yaptığınız ayıptır, yanlıştır,  sportmenliğe sığmaz” diyebiliriz.  Ağzımızı açarsak dönerler bize “ önce siz kendinize bakın” derler.  

 Beyler,  sporda herşey kazanmak değildir.  Şampiyon olsan ne olur olmasan ne olur. Maalesef sicilimiz bir kez daha bozuldu. Umarım ve dilerim ki B.Belediyespor bu olaylardan sonra hakem ve gözlemci raporuna göre ağır cezalar almaz. Alırsa ligde işi çok zora girer. 

Şapkanızı önünüze koyun, ön yargı ve duygularınızdan sıyrılarak başkasını suçlu ve düşman ilan etmeden düşünün. Ona göre değerlendirme yapın.   Görevi yalnızca tarafsız, objektif haber yapmak olan gazetecilileri de yaşananları haber yaptı diye kimse hedef tahtasına koymasın. Bu olayın dünyanın her yerinde basın için haber değeri vardır.  Olaylarda sorumluluğu olanlar  “nerede  hata yaptık"  diyerek önce özeleştiride bulunsunlar.

 Muhalefet böyle yapılır

Siyasi rakibinin etik ve yasa uygun olmayan iş ve işlemlerinin olduğuna inanıyorsan dürüstçe araştırır, belgeler yasal itirazını yaparsın. Ayrıca kamuoyunun bilgisine ve vicdanına da sunarsın.

CHP bu kez öyle yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, AK Parti iktidarının, kamuya personel seçmeyi kadük ettiğini, hakkaniyeti çiğnediğini, siyasi himayenin devlet memuru olma noktasına getirdiğini savunarak istisnai kadro olan Valilik Özel Kalem Müdürlülüğü kadrosunun atlama tahtası olarak kullanıldığını ileri sürerek bu yolla memur olanların listesini yayınladı. Koç, KPSS'ye girip atanamayan 20 gencin intihar ettiğini ve bunların yerine AK Parti'nin yakınlarının, hile yapılarak sınavsız kadroya taşındığını vurguladı.

Açıkladığı liste baya uzun

Hemen hemen bütün bakanlar çocuklarına,  damatlarına, gelinlerine, yakınlarına ayrıcalık sağlıyor. Bunlar daha sonra jet hızıyla memurluktan yüksek maaşlı, ek ödeme veren genel müdürlüğe, daire başkanlığına, genel sekreterliğe uzmanlığa, müşavirliliğe,  yönetim kurulu üyeliklerine atanıyor.

Organize işlerin sadece bir film adı olmadığını belirten Koç, "Vatandaş soruyor; KPSS varsa neden torpil var, torpil varsa neden KPSS yapıyorsunuz?" diyor. Adaletli olmak zordur,  güç ve yetki sahibi olup ta adaletli davranmak daha zordur.

Bu ülkenin gerçek sorunu kurumları ve toplumu çürüten yolsuzlukların önlenmesi ve sosyal adaletin her yerde sağlanabilmesidir. Gerisi teferruattır. 

Mustafa Kaçmaz’ın son durağı

Küresünnilerin ilk milletvekili ve siyasette önlerini açan, geçen dönem MHP’den Van Milletvekili adayı olan 19.  dönem DYP Van Milletvekili Mustafa Kaçmaz Ak Parti’ye eski deyimle ilhak etti. Kaçmaz’ın rozetini Başbakan Ahmet Davutoğlu 5. Van İl Başkanlığı Kongresi’nde yakasına taktı. Küresünniler siyasette daha aktif olmak için adımlar atıyorlar.  Siyasette sabırla, inatla, sadakatle inandığın siyasi kulvarda koşmak er geç başarı getirir. Öyle diyorlar.

Kulaklarına küpe olur

  “İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önüde hesap verecektir”.
Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç’in yukarıda ki veciz sözlerini şimdi Van Ak Parti’de  görev yapan  birileri “Ne güzel demiş. Allah rahmet eylesin. Umarım Van'da Ak Parti’de siyaset yapanların kulaklarına küpe olur”  diyerek paylaşmış.

Kurdun keyfini bozma

Hoca, bir kış günü ormanda odun kesiyormuş. Odun kesmeye iyice dalmış. Bir aç kurt sessizce saldırıp, Nasreddin Hoca’nın yokuşun altında bıraktığı eşeğini yemiş, yokuş yukarı kaçmağa başlamış.
Birisi uzaktan durumu görüp seslenmiş:
- “Hoca yetiş! Kurt eşeğini yedi, kaçıyor!”
Hoca bir eşeğin kemikleri çıkmış ölüsüne, bir de yokuş yukarı kaçmakta olan kurda baktıktan sonra:
- “Boşuna yorulma efendi” demiş. “Olan oldu! Hiç olmazsa tok karnına yokuş yukarı kaçmaya çalışan kurdun keyfini bozma!” Öğüt: Olaylara farklı yönlerden bakıp değerlendirmeyi öğrenelim.