Osmanlıdan utananlar utansın
İdris Ortakaya
Osmanlı İmparatorluğu, yüz yıllar boyunca Cihana hükmetmiş ve yönetmiştir. Bu muhteşem İmparatorluğu atmışbeş yaşından sonra kısmen dahi olsa tanıdığım için çok mutluyum. Neden kısmen diyenlere; Osmanlıyı tamamen tanımak, öğrenmek için çok okuyup, çok araştırma yapmadan doğru bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Yıllarca emek verip araştırma yapılarak, Osmanlıyı tanıma şerefine ulaşılır.
Osmanlı kim?
Osmanlı, bizlerin Ataları, ceddi, Ecdadı ve soyudur.
Ecdadımızı bizlere, İhanetçi, hain, cani, gaddar ve katil diye tanıtanlar utanmalıdır.
İktidarları için babasını öldüren, kardeşlerini katleden ve oğlunu yok eden canavarlar olarak lanse edilmiştir, Osmanlı…
Muhteşem yüz yıl dizisinin senaristine, yönetmenine, dizi çalışanlarına ve oyuncularına bu noktada teşekkür ediyorum.
En çok Osmanlının haremini konu almış olmalarına rağmen zaferleri, hizmetleri, yönetim biçimi, tebasında bulunan farklı din, farklı dil, farklı yaşam biçiminde olan değişik ırkların bir arada yaşamalarına olanak sağlayan ve bunlara adil ve demokratik davranışlarını işlememiş olmalarına rağmen, yine de Osmanlının tanıtımına önemli katkı sağladıklarına inanıyorum.
Ve tekrar diziye emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Osmanlının, Türk dünyası muhteşem bir dünyadır.
Bu dünya Asya, Avrupa ve Afrika kıtalatını kapsar.
Dünyanın bu üç kıtasında at koşturan, eserler yapan, hizmetler üreten Osmanlının yaptırdığı eserler halen dimdik olarak ayakta durmakradır.
Türk dünyasını tanıyıp o dünyaya hayran olmamak mümkün değildir.
Böyle bir muhteşem dünya insanı büyülüyor.
Bu dünyanın mensupları yalnızca Türkler değildir.
Bu dünya içinde yer alanlar, Ermeniler, Kürtler, Kırgızlar, Kazaklar, Özbekler, Azeriler, Araplar, Yunanlar, Bosnalılar, Hırvatlar, Afrikanın bir çok devleti ve daha onlarca devlet Türk dünyasının kapsamına girmektedirler.
Bu muhteşem dünya Osmanlının denetimi altında, özgürce yaşamlarını devam ettirmişlerdir.
Türk dünyasını tanımaya çalışırken, zaman zaman Osmanlı konulu yazılarda yazmaya çalışmaktayım.
"BAYKUŞLAR LEŞ PEŞİNDE" başlıklı yazımı okuyan ve yorum yapan bir yakınım, Osmanlıyı savunma düşüncemin Faşizmi savunmak olduğunu ifade etmiş ve benim yıllarca devrimci mücadele içinde yer almamla bu anlayışı bağdaştıramamış.
Tabii ki bu bir algı meselesidir.
Benim yazdığım yazıları eleştirenlere teşekkür ederim.
Ancak eleştiri, yanlışıma karşılık doğruyu yazmakla değer kazanır.
Aksine, algı sorunu yaşayan, bilgisiz, cahil ve zavallı bir kişiliğin tezahürü olur.
Erciş’te dedelerimizden bizlere intikal eden tarlalarımız var. Bu tarlalarımıza ait tapular Osmanlı tapusudur. Tapularımızı okuyabilecek, Osmanlıca bilen, Osmanlıca okuyan bulmakta güçlük çekmekteyiz. Okullarımıza Osmanlıca dersi koyalım diyen Cumhurbaşkanımıza söz söyleyenlerin İngiltere’yi takip etmesini öneririm.
Osmanlının en büyük düşmanı olan ve Osmanlının tarihten silinmesinde de önemli katkı veren İngiltere, Ünversitelerinde Osmanlı tarihi okutarak, Osmanlıdan çok şeyler öğrenme gayreti içindedirler.
Biz daha Osmanlının O’sunu dahi bilmiyoruz.
Osmanlı düşmanlığı, Emperyalist güçler tarafından başarılı bir şekilde yerli işbirlikçilerine yaptırılmıştır.
Osmanlıyı silenler, soysuz bir millet oluşturmaya çalışmışlardır.
Sormak istiyorum? Soyunu sopunu öğrenmek ve öğretmek karşı devrimcilik mi?
Ecdadını tanımak ve tanıtmak karşı devrimcilik mi?
Atalarının zaferlerini, kazançlarını, kayıplarını öğrenmek ve öğretmek karşı devrimcilik mi.?
Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz. geçmişimizi araştırıp öğrenmek, öğretmek karşı devrimcilik mi.?
Osmanlı torunları olmaktan onur duyulur.
Tarihi talimatla yazdıran soysuzlar, soyumuzu öğrenmemize engel olamayacaklar.
Aslını inkar eden haremzadedir.
Bu bilgilerden yoksun ve algı sorunu olanlara önerim, her yanlışın bir doğrusu vardır.
Yanlış olarak değerlendirdiğiniz bir şeyin doğrusunu ortaya koymak zorundasınız.
Bunu yapabilecek kapasiteniz yok ise susacak, cehaletinizi deşifre etmeyeceksiniz.
Saygılarımla….
