Hikmet Aksoy

'Gel-gitler içinde' yaşamak...

Hikmet Aksoy

Sağlıklı olmak  gibisi var mı? İnsan sağlıklı olmanın değerini bilmediği zamanlar oluyor. Gençliğin kontrolsüz yaşamından kaynaklanan hastalıklar ilerleyen yaşlarda gelip insanın başına dert oluyor.

Gençliğimde dengesiz/kontrolsüz spor yaptım. Aklıma geldi,  sabahtan akşama değin denizde yüzdüm. O zamanlar vardı, Karadeniz'in kıyıları kumsalla doluydu. O kumsallar, bir ilçeden, diğerine uzanır, deniz kıyısından ilçeden ilçeye koşardım. Yaz mevsiminde yaylalarda uzun yürüyüşler yapardık arkadaşlarla...

Hepsi mazide kaldı. Gençlik anıları olarak belleğimde güzelliklerini koruyorlar.

Koruyor da, bir de gençliğin kontrolsüzlüklerinin arazları/hastalıkları şimdi  yakama yapıştı.

Çok koştum. Basketbol oynadım, gazete yönetimlerinde masa başlarında çok oturdum. Sonuç: sol bacağımda varis illeti canımı yakıyor.

Kontrolsüz spor yaptım ya; kalbimde büyüme olmuş... Yıllardır, "düşük nabız"la/tansiyonla "aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın" anlayışıyla yaşayıp giderken bugünlere geldik.

 Ama 20 yıl var yakamı bırakmayan, hep kontrollü olmamı gerektiren "yüksek tansiyon"la cebelleşiyorum.

Yaşam dopingim 5 ilacımla arkadaşlığım iyi-kötü gidiyor.

XXX

Bayram günlerindeyim hesapta... Dikkatliyim, yemeğime, içeceğime özen göstermeme karşına, kimi zaman sağlık konusunda elde olmayan gelişmeler yaşıyor insan.

Dün sabah hiç beklemediğim bir durum yaşadım.  Hiç yataktan çıkasım gelmedi. Sanki, enseme bir çimento çuvalı bağlamışlar...

Böyle olumsuz sağlık gelişmelerini yaşadığımda konulan tanı/teşhis hep "yüksek tansiyon" olurdu. Ama durumum bu kez farklıydı.

"İnsan kendinin doktorudur"  derler ya; benimkisi de öyle...

Farklı bir durum/hastalık yaşıyorum, anladım.

Atladım arabaya, hastaneye gittim. Sıkıntılıyım. Ayakta duramıyorum.

 "Acil Servis", acil müdahale...

Tansiyonum 90/50...

Allah... Allah... Ya, benim tansiyonum hep yüksek ve o nedenle de her gün aldığım 5 ilacın 2'si tansiyonla ilgili...

XXX

Eee... Yaşam böyle işte... Pamuk ipliğine bağlı...

Yaşam, gel-gitlerle sürüp gidiyor.

Bir varsınız, bir yoksunuz...

 Sonunda; önemli olan: Yaşamda iz bırakmak...

 "Bir varmış, bir yokmuş..." olmamak...

Yazarın Diğer Yazıları