Dr. Muhammet Veysel Zortul

İnsansever misiniz?

Dr. Muhammet Veysel Zortul

Genellikle ‘Hayvansever misiniz?’diye sorulur. Bu soru niye sorulur ki?.. Elbette severiz. Hem hayvanları sevmek, öyle marifet isteyen bir şey de değil ki. Hayvan denen canlı itiraz etmez, sesini çıkarmaz, azıcık başını okşasan yanından ayrılmaz…

Ama insan öyle mi?

    Öyle değil tabii. Bağırır, çağırır, hakkını arar,şikâyet eder, nankördür… Bu yüzden marifethayvanseverolmakta değil, insansever olabilmekte.

**

Yasak Elmayı Kim Yedi?

İnsanoğlunun ilk yurdu cennet olmuş. Orada, yasak ağaca yaklaşmamak şartıyla diledikleri gibi yaşayabileceklerdi. Ancak bu mümkün değildi.

Çünkü insan meraklı bir varlık. Bir de ‘yasaklar çiğnenmek içindir’ dürtüsüne sahip. Böyle olunca da Âdem ve Havva yasak meyveyi yiyip dünyaya sürülmüşler.

Tabi burada da yasaklar vardı; öldürmeyeceksin, hırsızlık yapmayacaksın, haksızlıktan uzak duracaksın… Fakat insan işte! ÖnceÂdemin oğlu Kabil, kardeşini öldürdü ve sonrasında öldürmeler, kul hakkı yemeler, haksızlıklar hep sürüp gitti. Belki de sorumuz şöyle olmalıydı:

‘Yasak elmayı kim yemedi?’

**

 

Dünyanın Merkezi Neresidir?

Dünyanın merkezinin neresi olduğu tarih boyunca tartışılagelmiştir. Nasreddin Hoca:‘Merkez, eşeğimin ayağını bastığı yerdir.’ demiştir. Herkes bir şeyler söylese de genel kanaate göre, dünyanın merkezi İstanbul’dur.

Bunun nişanesi olarak, Büyük Konstantin tarafından İstanbul’a million taşı dikilir. Dünyanın merkezine alamet olan bu taş, şu anda Sultanahmet Meydanı’ndadır.

‘Her yol Roma’ya çıkar.’sözü de buradan gelmektedir.Yanlış anlaşılmasın; buradaki Roma’dan kasıt, Doğu Roma İmparatorluğu’nun merkezi İstanbul’dur.

**

İyi Bir İnsan Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?

Kimse kendisine kötü demez. Sorsanız herkes iyidir.Acaba herkes iyi midir, gerçekten de?..İyi bir insan olup olmadığınızı, sizler de merak etmez misiniz?

Bunu öğrenmenin çok kestirme bir yolu vardır aslında. Diyelim ki, birisi size haksızlık yapmıştır. Gel zaman, git zaman sizin de elinize bir fırsat geçmiştir. Eğer her şeyi unutup affedebiliyorsanız, siz iyi bir insansınız demektir.

**

Bakkallar Niçin Hayatta Kalmalı?

    Önce köyler, sonra ‘taşı toprağı altın’ diyerek geldiğimiz şehirler ve sonra da kaygısızca oynadığımız mahalleler, sokaklar öldü. Şimdilerde herkes kendi apartmanına, kendi iç dünyasına çekilmiş durumda. İnanın dostlar, ölsek; kimsenin haberi olmayacak.

Aslında bakkalların haberi olur. Hergün gördüğü müşterisini, icabında veresiye verdiği mahallelisini merak etmez mi bakkal? Eder elbette. Fakat gelin görün ki bakkallarda ölmek üzere.

    Bakkalların ölümü sadece mahallelilerin değil, korkarım ki insanlığın da sonu olacak…

**

Öğretmen Neye Benzer?

    Öğretmen güneşe benzer dostlarım. Benzemiyorsa da benzemeli, benzemeye çalışmalı. Güneş gibi aydınlatmalı öğrencilerini.

Güneş nasıl hiçbir canlıyı ayırt etmiyorsao da ayırmamalı öğrencilerini, çalışkan tembel diyerek kategorize etmemeli onları.

   Hem sorarım eli öpülesi öğretmenlerimize; hiçbirimiz aynı değilken öğrencilerimizden aynı olmalarını nasıl bekleyebiliriz?..

**

Elimizdekileri Paylaşırsak Azalır mı?

Azalmak şöyle dursun, tam tersine artar. Mesela bizim oturduğumuz apartman sekiz daireli.  Bir tatlı yapıp komşulara dağıttığımızda ertesi gün tabaklarımız, çeşit çeşit tatlılarla pastalarla geri geliyor. Tatlımız birken altı oluyor, yedi oluyor.

    Hem böylece komşularımızla da iletişimimiz kopmamış oluyor.

   Paylaşmak güzel dostlarım. Hele içinde bulunduğumuz bu kutlu ayda çok daha güzel…

 

Yazarın Diğer Yazıları