Azmi İlvan

Duyarsız Duyarlılar…!

Azmi İlvan

Bir olay karşısında timsah göz yaşı dökerek duyarlı olduklarını gösterme çabasına girerler. Göz yaşı dökerken bile buradan nasıl nemalanırımın hesabını yapar, gözleri suludur ama ağzılarından da salyalar akar.

Son günlerde çok üzücü olaylar yaşandı. İki, bilemedin üç gün sürdü duyarlılıkları. Unutulmaya yüz tuttu bile, sanki yıllar öncesinden yaşanmış bitmiş gibi. Yüzlerinde hüzün maskesi bir iki kelam, hesap soracağız..! Hepsi bu.

Çocuklar harcanıyor, gelecekleri ve yaşamları karartılıyor.

Bu ülkenin çocukları yaşama zor tutunuyorlar, yaşadıkları o kadar olumsuzluklar var ki say say bitmez.

Hepsinin temelinde eğitimsizlik ve maddi sıkıntılar var. Ebeveynler cahil ve çaresiz. Çocuğunu din tacirlerinin eline terk etmiş, onlardan medet umar.

Geri kalmışlığın en temel nedeni, İnanç baskısı. Hani şu medeni dediğimiz ülkeler var ya, onların da kendince inançları var, niye biz onlar gibi değiliz? Bu soruyu sormaktan utanıyorum inanın.

Bu sorunun cevabı yıllardır yazılır çizilir, sanatın her dalında işlenir ama her nedense bir arpa boyu yol alınmaz. Çıkar biri içine tükürür.! Duyarlılığa, Duyarsızca nokta koyar.

Nedir, kimdir bu? Müslümandır..! Ve cehaleti kullanarak Gücü ele geçirmiştir.

Bunu söyledim diye belki içinizden birileri şöyle diyecektir. ''Müslümanlığı kötülüyorsun.''

Saygı duymamı beklemeyin, böyle düşünenlere saygı duymuyorum çünkü. Biliyorum ki bunu söyleyen de duyarlı duyarsızlardandır. Biraz düşünebilse ne demek istediğim açıktır. Müslümanlığı ne hale getirdiklerinedir tepkim.

Öyle şeylere şahit olduk ki son yıllarda, ister istemez sorgular hale geldik. Keşke çok önceden Sorgulayabilseydik. Bize anlatılan Müslümanlık ile Yaşanan Müslümanlık arasındaki farkı çok daha önceden kavrardık. Sizi en iyi ben yönetirim diye ortaya çıkarak, İnançları kullananların peşine takılmasaydık, İlimi bilimi bir kenara elimizin tersiyle itmeseydik, O gavur dediğimiz mutlu insanların seviyesinde olabilirdik.

İlmin ve Bilmin ışığında yürüyün diyenleri Kafir ilan edenlerin, İslam anlayışı ile İslamın dediklerine bakalım kısaca.

Yalan, Haksız kazanç, İftira, Zulüm, Kul hakkı, Devlet malını zimmete geçirmek v.s. gibi. Bunlar İslam dininin yasakladığı günah saydığı değerler değil mi?

Ya diyenlerin yaptıkları. Saltanat heveslisi, Lüks yaşam, Devletin malını şahsi malı gibi görmek, Baskı İftira ve yalan.

Particilik denen kör bir kuyuya atılmış milyonlar var. Bu kuyudan çıkmak gerekir. Çünkü bu Devlet Partilerin değil, Halkın Malıdır.

Vicdanlara sesleniyorum;

Bu Devleti kuran Halkın, Kul Hakkı vardır Devletin üstünde, İnacınız gereği olarak düşünme zamanı gelmedi mi?

Aze...

Yazarın Diğer Yazıları