Van'ın eğitim öğretim hayatına iz bırakan babam Sabahattin Özgür

Van'ın eğitim öğretim hayatına iz bırakan babam Sabahattin Özgür


Sabahat Özgür

Merhaba kıymetli okurlar.

Van’ın 83 yıllık ilk gazetesi, hafızası, sesi gözü kulağı Vansesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İkram Kali bey ile telefonda Van üzerine konuşurken babamın memleketimizin eğimine yaptığı hizmetler gündeme geldi. İkram Bey benden; bir zamanlar Van’ın eğitim, kültür ve sosyal hayatına yön verenlerden sevgili rahmetli babam Sabahattin Özgür’ün hayatını kentin hafızasına katkı olacağı düşüncesiyle yazmamı rica etti.  Bu yazı o konuşma sonrası ortaya çıktı.  Babam çok yönlü bir insan olduğu için benim anlatacaklarım onu bütünüyle yansıtmayacağından dolayı kaygımı baştan sizinle paylaşmak isterim.

Rahmetli babamın jenerasyonunda doğan sayısız Türk insanının da başına geldiği gibi babamın da hüzünlü bir hikayesi var. Şöyle ki; 1915 yılında, Rus ve Ermeniler Van’ı yakıp yıktıkları ve Van’lıları katlettikleri zaman, anneannem Saadet hanım (Bakkalbaşı Süleyman efendinin kızı, Tüfekçioğullarından Sofu babayı yetiştiren ağabeyi Sofu Derviş’in kızı tarafından torunu) kucağında kız bebesi, eşi, kızkardeşi Habibe (15)   ve erkek kardeşleri İhsan ve Mehmet ile akrabaları ve mahallelilerinden oluşan kafile ile daha emin bir yere göç etmek için yola çıkarlar. Gündüz yol alır gece kamp kurarlar.

 Diyarbakır’a geldiklerinde, her türlü ihtiyaçlarını gidermek için mola verirler. Habibe ve küçük kardeş Mehmet birlikte iken Habibe, kargaşadan dolayı en küçük kardeşi Mehmet’i kaybeder. Mehmet’i çok aramalarına rağmen bulamazlar. İki gün aramalardan sonra can güvenliği sebebiyle kafile bekleyemez, yol alırlar. Gece Kebe köyünde mola verirler. Yanlarında yükte hafif pahada ağır, para ve altınları vardır. Kamplarını eşkıyalar basar. ‘’Siz Ermenilerden kaçtınız çıkarın altınlarınızı‘’ derler. Saadet hanımın eşi Hacıbekiroğullarından Ömer efendi onlara karşı koyar. Onu ve direnenleri eşkıyalar öldürür.

 Saadet hanım kucağında kız bebesi ile dul kalır. Ne yapacaklarını bilemezler. Bir yandan kocası öldürülmüştür, bir yandan da küçük kardeşi kaybolmuştur. Saadet hanımın baba tarafından olan sülalesi ve diğer akrabaları bulundukları yerde kalırken diğerleri Urfa, Adana ve Maraş’a göçerler. Saadet hanımın ailesi, akrabaları ( Sertlioğulları-Çaldağlar, Vanlı olup Siir’ten Van’a döndüklerinde bu lakap takılmıştır) Siirt’e doğru yol alırlar. Ancak Habibe, kardeşinin kaybından dolayı üzüntüden rahatsızlanır. Ne yapacaklarını bilemez bir durumda iken onları atlılar görür. Gelenler Siirt’li hayvan tüccarı Hüseyin bey ve beraberindeki çalışanlarıdır. Hüseyin bey onlar ile ilgilenir. Acıklı durumu öğrenen Hüseyin bey, Çaldağ sülalesini misafir eder. Saadet hanım ve kardeşlerini Siirt merkezde ki evinde, diğerlerini ise sahip olduğu köyünde misafir eder. Hüseyin bey, Habibe hanımın iyileşmesini sağlar.  Köydekiler bir müddet sonra Van’a geri döner. Saadet hanım ve ailesi iki yıla yakın orda kalırlar. Bu sırada Hüseyin beyin Mal müdürü olan oğlu Abdurrahman bey eşini kaybetmiştir. Bir kızı vardır. Saadet hanımın kız kardeşi Habibe o zaman 17 yaşındadır. Hüseyin bey Habibe’yi oğlu ile evlendirmek ister. Bu talebi Habibe olumlu karşılar ve evlenirler. Daha sonra Saadet Hanım ve ailesi 1918 yılında Van’a geri dönerler.

Abdurrahman bey ve Habibe hanımın 1921 yılında bir oğulları olur. Dede Hüseyin bey adını Sabahattin koyar. Sabahattin 6 yaşına geldiğinde annesini kaybeder. Sabahattin’e dedesi bakar. Keza bu arada baba görevinden dolayı uzun günler evden uzaktadır ayrıca üçüncü evliliğini yapmıştır. Hüseyin bey torununu İlk Okulda okuması için Diyarbakır’a götürür.

 Sabahattin, İlk Okulu bitirince Hüseyin bey onu  yatılı okuması için Erzurum Öğretmen okulunda Felsefe ve Pedegoji öğretmeni olan diğer oğlu (Sabahattin’in  amcası) Turgut İbrahim Ulusoy’un (Abdurrahman Özgür ile özbeöz kardeştir. Soyadı Kanunu çıktığı dönemde haberleşme sıkıntısından dolayı Abdurrahman bey  Özgür soyadını, kardeşi de Ulusoy soyadını almıştır.) yanına yollar.

Baba Abdurrahman bey de oğluna yakın olmak için tayinini Erzurum’a ister. Erzurum-Hınıs Mal Müdürlüğüne atanır. Bu arada, Sabahattin’in dedesi Hüseyin bey, Van’da teyzesi, dayısı ve akrabalarının olduğunu ve Van’a gidip onları bulmasını söyler. Sabahattin Özgür, 1940 yılında  Erzurum Erkek Öğretmen okulunu birincilikle bitirir.  Vefat eden dedesinin tavsiyesini yerine getirir, Van’a teyzesi Saadet Hanımı,  dayısı İhsan Çaldağ’ı  (Marangoz) bulur. Ayrıca, 1918 yılında Van’a döndüklerinde her şeyini kaybetmiş olan teyzesi Saadet hanım, Çölemerik (Hakkari) Kaymakamı Derviş Uğurluoğlu ile ikinci evliliğini yapar. Bu evlilikten üç kızı bir oğlu olur. Saadet hanım ve kardeşi, yeğenleri Sabahattin ile tanıştıklarına çok memnun olurlar. Sabahattin Özgür, annesi Habibe’nin ailesini, diğer akrabalarını ve anne tarafından hemşehrilerini çok sever. Nitekim teyzesinin kızı Fevziye Uğurluoğlu’na bu süreçte aşık olur. 1941 yılında evlenirler. Tayinini Van’a ister. Hüsrevpaşa İlk Okuluna tayini çıkar. Bu evliliklerinden Vildan, Tansel, Sabahat adlı üç kız çocuğu ile Taner ve Ali isimli iki oğulları olur.

Mesleki yaşantısına gelirsek, Cumhuriyetimizin kurucusu Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN ideali olan CUMHURİYET felsefesine göre, nitelik ve nicelik bakımından donanımlı yetiştirilen diğer meslektaşları gibi Sabahattin Özgür de görevini layıkıyla sürdürmeye çalışır.  Okulunda ki  öğretmenlerden Hadi bey ve Cumhuriyetin ilk bayan öğretmenlerinden Edremitli  Hatice (Akın) hanım kendisini çok severler. Hatta Hatice hanım ile abla kardeş gibi dost olurlar. Van’da tanınmaya başlar.

Aktif bir sosyal hayatı olan Sabahattin Özgür, eğitim ve öğretim hayatında da Cumhuriyet öğretmenlerine yüklenen misyon ve vizyonu amaç edinmiştir. Cumhuriyet’in sosyal alanda kalkınmasını ve kültür birliğini sağlamak amacıyla 1932 yılında  kurulan Halkevlerinden biri olan Van Halkevi’ndeki çalışmalara bizzat katılmıştır. Yukarıda zikredildiği gibi Halk Evleri’nin kuruluş  felsefesi olan, Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma çerçevesinde okul arkadaşı  Mevlüt Okayer ve diğer öğretmen arkadaşları ile el ele vererek; halka okuma-yazma kursu, gençler için Güzel Sanatlar, Folklör ve Spor alanlarında kurslar açmışlardır. Milli bayramlarda müsamereler düzenlemişlerdir.

Halk Evi kütüphanesinin gelişmesine öncülük etmiştir. Gençlerin, Dünya Klasiklerini okumasını teşvik etmiştir. Birara Halk Evi başkanlığını da yürütmüştür. 1950’li yıllarda Cumhuriyet İlk Okuluna Baş öğretmen olarak atanmış, burada da öğretmen arkadaşlarına önderlik etmiştir. Lise ve Ortaokullardaki branş öğretmeni eksikliğinden, Valiliğin talebi üzerine Matematik, Tarih ve bazı derslere girmiştir.

Baş Öğretmenlikten sonra 1960 yılında kurulan Van Halk Eğitim Merkezine kurucu Müdür olarak atanmış, İskele Caddesinin çarşıya yakın kısmında Halk Eğitim Merkezi binasının inşaatı ile bizzat ilgilenmiş, kapatılan Halk Evi etkinliklerini de, Halk Eğitim Merkezi’nde ki görev, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde yürütmüş, kurduğu Folklor ekibi de Türkiye şampiyonu, ve Fransa’da Dünya şampiyonu olmuştur.

Merkezde El Sanatları konusunda Usta Öğretici kursu açmış, bu usta öğreticiler ile Van’ın merkez, kasaba ve köylerinde kadınlar için biçki-dikiş; Halı-Kilimcilik ve diğer el sanatları konusunda kurslar açmış, bunların yanında okuma-yazma derslerinin verilmesini de sağlamış, usta öğreticilere, eğitim verme sistemini öğretmiştir.

Sabahattin Özgür, sinemacı Şefik Saydan’ın eşi Halide Saydan ,Milli Eğitim Müdürü İsmail Bozoğlu’nun eşi Ülkü Bozoğlu; Halk Eğitim Merkezi memuru Cihan Apaydın  ve isimlerini şu anda hatırlayamadığım bir çok hanımın, Van Merkezi başta olmak üzere kasaba ve köylerinde  yoksul öğrencilere  kıyafet , kitap  ve okul araç gereçleri temin ederek, yardımda bulundukları ve daha sonra Yardım Severler derneğine dönüşecek olan Kadınlar Kolunu kurmuştur.

Sabahattin Özgür,  1967 yılında ilk olarak Van ilinin tarihi, coğrafi, sosyal ve kültürel boyutunu içeren  Van İl Yıllığını çıkaran komisyonun başkanlık görevini yürüterek,  arkadaşı  Öğretmen Ferit Taş ile birlikte Yıllığın editörlüğünü yapmıştır.

Sabahattin Özgür 1968 yılında çocuklarının eğitimi sebebiyle Ankara’ya tayinini ister. Milli Eğitim Bakanlığında Özlük İşleri Genel Müdürlüğü ve Halk Eğitimi Genel müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapar. 1978 yılında Emekli olur. Akrabası Ferit Melen’in teşviki ile Güven Partisine üye olur ve yapılan kongrede Genel Sekreter Yardımcısı ve daha sonra Genel Sekreter olarak görev alır. Bu süreçte eş zamanlı olarak Gübre Fabrikaları Ankara İrtibat Bürosu Müdürü olarak çalışır. Ayrıca, Ankara’da Kemalist Atılım Derneği ve Emekli Subaylar Cemiyetinin kurucuları arasında yer alır.

Sabahattin Özgür 30 Aralık 1981 yılında vefat etmiştir. Cenaze töreni 1 Ocak 1981 Cuma günü Hacı Bayramı Veli Camiisinde yapılmıştır. Cenaze törenine, başta aile bireyleri,  Prof.Dr. Turhan Feyzioğlu, akrabası Van’ımızın  efsane lideri,  saygın devlet adamı Ferit Melen, Orhan ve Burhan Öztrak, Kemalist Atılım Birliği Genel Başkanı Baha Vefa Karatay ve üyeleri, Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı adına E. Kurmay Albay Ahmet Gürsel ve üyeleri, Gübre Fabrikaları Genel Müdürü Kemal Akkaya, Öğretmen arkadaşlarından, öğrencilerinden, Vanlı hemşehrilerinden, akraba ve dostlarından meydana gelen büyük bir topluluk, üzgün ve yaşlı gözler ile katılmışlardı.

Sonuç olarak çok erken yaşta kaybettiğimiz babam Sabahattin Özgür ve Annem Fevziye Özgür ( 24 Aralık 2017)  biz çocuklarını milli ve manevi değerler ile donatıp eğitimimize önem vererek birer meslek sahibi yapmışlardır. Haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz Sevgili annem ve bugün ölüm yıl dönümü olan babama Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun.

Yorumlar 1
Hacı sorman 31 Aralık 2020 09:34

Allah rahmet eylesinn kendisini tanımam ama çocuklarını aile bireylerini çok iyi tanıyorum ve nasıl bir aileden geldiklerini şimdi çok daha iyi anladım .aile bireyleri çok iyi insanlar. Allah onların yollarını acık bahtlarını uzun .eylesin değerli buyuklerim...

Bakmadan Geçme