Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

DÜNYA

İSMAİL TOPÇU 

Dünya ne güzel

faniliği olmasa,

insanlar ne güzel

yalanları olmasa

 

Güller ne güzel

dikenleri olmasa,

sevmek sevilmek güzel

aldatılmak olmasa.

KARANLIĞIN GECESİNDE

NESRULLAH KEKLİK

Karanlık sokakların gecesinde

gözyaşım doldurdu avcumu

güneşi bir çam ağacı gibi

özlerken toprağın kokusu,

haber verin ay’a, öleyim

geldi elveda zamanı

 

Bırakın gideyim ben de

bu karanlıktan kurtulayım,

esir düştüm sana

uçsuz bucaksız kıyılarına

 

Dört bir yana haber salın

çırpınıyor özlenen sevdalar

karanlığın pençesinde.

BEKLENTİ

ÖMER FARUK MUĞLU

Kömüre benzer bahtın

karanlığın ıssızlığına

boynunda kor gerdanlık

sancılar içinde kıvranırsın

baykuşların tünediği

gamlı çınarlara bürünürsün

bir beklenti içinde

 

Kaderi suçlarsın, kader de seni

el pençe divana varıp

kadere mahkum olursun

zalim felek meşum yüzünü gösterir

kilitlenir kalırsın beklenti içinde

 

Nasır tutar ellerin istemekten

nevrin döner ötelemekten

amansız çıkmazdan kaçmak istersin

takatin kalmaz, ruhun çarmıha gerilmiş

işkenceden lime lime olmuş

arayıp soranın olmaz

 

Bir beklenti içinde

öylece beklersin.

SON

ÖYKÜ ELİF KILIÇ

Dünyanın sonbaharındayız

seninle, sevdiğim

bir bir dallarını terk ediyor

yapraklar, soluyor

beti benzi sararıyor 

 

Sen varken mevsimlerin

ayrılığı olduğunu görmemiştim

ölümün bu denli renkli

muazzam olduğuna

şahitlik etmemiştim

 

Güzel olan her şey öldüğünde

giderken ardına son güzelliği

bırakıyormuş,

sen gittikten sonra

öğrendim sevdiğim ,

ölen her şey geride

iz bırakır.

HASRETİM VAR

GÖNÜL ESVEDİ

Yine buram buram hasret var içimde

bu diyardan ötelere, çok uzaklara

şahlandı kör olası yangın kalbimde

ulaştı cızırtısı sağır olası kulaklara

 

Ona götüren yola hasretliğim var

üstüne doğan güneşe, yıldızlara

dağına, taşına, uçan kuşuna kadar

hasretim var, mehtabın kokusuna

 

Hasretim var gönülden ırak, yakındaki dosta

maskesiz yüzüne, pastan arınmış sözüne

masivadan süzülmüş berrak gülüşüne

hasretim var, gel bırakma beni bu yokuşta.

DÜŞÜNÜRÜM

BEDİH YÜCE

Düşünürüm…

en ince, en nârin, en güzel anlarla

işaretlerim en hoş, en duygulu notalarla

 

Düşünürüm…

kalsan yanımda bir lahza ,

biraz keder , biraz hasret,

ruhumun derinliklerinde

adın sanın şah damarımda,

sesin,  cismin ırak ender ırak’ta

 

Düşünürüm…

ümidim kışların karına düştü

Ferhat’ın dağında vefasız düştü

sonbahar gibi vedasız gitti

yabancı rüzgarla zarif hallerin, zarfıma düştü

izin ver,  yüreğim semuda düştü

bilsen bu gidişin yaktı da gitti.

 

Düşünürsen…

rüzgarla karışık nağmeyi dinle!

Ağrı’dan Ciloya gör de inle!

hicaz’dan Yemen’e bak da yeminle

gönlünden gönlüme ferman düştü

 

Düşünürsen…

gören göz , duyan kulak , tadan dil değil !

seven insan , dokunan el , haykıran  akıl değil !

dinle de beni,  âşıklar geçsin !

 

Düşünürsen…

duyduğun leyla , duymadığın mecnun,

gördüğün han değil !

anla da beni bu han geçsin…

RUHUM

VEYSEL ÇAKIR

Sırtımda neşter belası içimde gönül yarası

Yaşıyorum düşe kalka yaşıyorum böyle doktor

Hiroşima Nagazaki Beyrut’tan beter şurası

Canlı canlı cesedimi taşıyorum böyle doktor

 

İşte geldi geçti ömür hangi gün kaldı geriye

Bir sağ olasın denmedi bunca yıllık özveriye

Pastırma yazı beklerken hepten döndüm zemheriye

Bir çilegah denizini aşıyorum böyle doktor

 

Gidenler mi kalanlar mı, kimler canlı kimler ölü

Seni de mi küstürdüler boynu bükük yaban gülü

Benim gibi mi yaktılar gamlı yaslı bir bülbülü

Konuştukça yaraları deşiyorum böyle doktor

 

Bir rüya mı yoksa bunlar mezarında ters mi şeytan

Mümkün müdür böyle gelmek bu dünyaya ilk doğuştan

Kor yurduna neden dönsün avuç açmış bir gülistan

Gülizar diye ateşe düşüyorum böyle doktor

 

Anadan üryandır ruhum tepeleri kesmiş rüzgar

Rüzgarlara yaygı olmuş ütüleniyor taze kar

Kollarına aldı beni ninni söylüyor sonbahar

Canım mı çıkıyor yoksa üşüyorum söyle doktor.

DOKUNMAYIN

ÜLVİ ALAKBARZADE

Bir şehir var çok uzaklarda

o şehrin balıkları ve martıları hiç uyuma

gecenin sessizliğine kapılmış düşleri

çırpınır kalpleri yıldızların avuçlarında

bir ayna düşmüş denize

hasretin göz yaşlarından.

 

Yüreğim çok hassas bu aralar;

dokunmayın kuşlara

dokunmayın balıklara

dokunmayın geceme…

Bakmadan Geçme