VALİ BİLMEZ: BÖLGEYİ TURİZM KALKINDIRIR

Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, 2 bin 700 yıldan beri çalışan, çok sayıda su kuşunun üreme ve yaşama alanı olan çiçeklerle bezeli, göl alanında üreyen ve konaklayan turnalardan dolayı bu ismi alan Turna Gölü'nü gezerek inceledi. Uzun vadede bu bölgenin kalkınmasına en fazla katkı sağlayacak olan sektörün turizm olduğunu söyleyen Vali Bilmez '4-5 yıl öncesine kadar kimse buralara kolay kolay gelmezdi. Buralara çok şey yakışır, halaylar, dostluklar ve kardeşlik yakışır. Ciddi bir güzelliği barındıran buraların doğal yapısı bozulmamalı ve yöre halkı da bu doğal güzelliğe sahip çıkmalıdır' dedi.

Vansei Haber Merkezi

Turna Gölü Urartular tarafından yapılan dünyanın en eski yapay sulama göletlerinden biridir. Gölet geçtiğimiz Şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ ilan edildi. Tarihi özelliğinin yanı sıra doğal güzellikleri ile ziyaretçilerini büyüleyen 2 bin 545 rakımlı Turna Gölü, zengin ve renkli bitki örtüsüyle gezginlerin, hayvancılık yapanların önemli duraklarından biridir.

Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, beraberinde Gürpınar Kaymakamı Fatih Sayar ile Gürpınar Belediye Başkanı Hayrullah Tanış ile birlikte Turna Gölü’nde incelemelerde bulundu.

“Buralara halaylar, dostluklar ve kardeşlik yakışır”

Doğal sit alanı ilan edilen göletle ilgili açıklamalarda bulunan Vali Bilmez, gördüğü manzara karşısında çok etkilendiğini söyledi.

Vali Bilmez, “Muhtemelen 4-5 yıl öncesine kadar kimse buralara kolay kolay gelmezdi. Buralara çok şey yakışır, halaylar, dostluklar ve kardeşlik yakışır. Ciddi bir güzelliği barındıran buraların doğal yapısı bozulmamalı ve yöre halkı da bu doğal güzelliğe sahip çıkmalıdır. Dünyada bir dönem sanayi belirleyici oldu. Ancak artık doğal yaşamın belirgin bir şekilde etkili olacağı bir döneme doğru gidiyoruz. Van’da koruma altına alınması gereken bu tür alanların hemen hemen hepsi Sayın Cumhurbaşkanımızın kararnameleri ile koruma altına alınarak doğal sit alanları haline getirildi. Buraların muhafaza edilmesi ve kullanıma açılması inşallah zamanla gerçekleşir” dedi. 

“Son yıllarda ilimize çok ciddi bir ilgi vardı”

Buraların muhafaza edilmesi ile birlikte bu güzelliklerin tanıtılmasının da önemli olduğuna işaret eden Vali Bilmez, sözlerini şöyle sürdürdü; “Kent olarak turizm açısından ciddi bir potansiyelimiz var. Van Gölü havzası genel olarak hem tarihi hem doğal güzellikleri bünyesinde barındırıyor. Ama bölgenin turizm ile tanışması ve yatırımcıların bu bölgede turizm alt yapısını oluşturması gerekiyor. Bizlere de düşen, devlet olarak buraları korumak ve buraların altyapısını oluşturmaktadır. Turizmle uğraşan iş adamlarımızın da buraları pazarlayabilecekleri bir alan olduğunu bilmelerini istiyoruz. Son yıllarda ilimize çok ciddi bir ilgi vardı. Bu yıl da ciddi bir sıçrama bekliyorduk. Maalesef bu pandemi süreci bizleri olumsuz yönde etkiledi. İnşallah hızlı bir şekilde normalleşerek turizmde güzel bir noktaya gelir ve bölgemizin lokomotifi oluruz. Uzun vadede bu bölgenin kalkınmasına en fazla katkı sağlayacak olan araç turizmdir. Fabrikalarımız yok ama doğal güzelliklerimiz ve günlerce gezip dolaşılacak tarihi mekânlarımız var.”

“İlimiz turizmini geliştirmek istiyoruz”

Van’daki tarihi ve doğal güzelliklerin keşfedilmeye başlandığını anlatan Vali Bilmez, geçen sene sadece İran’dan ilimize günlük giriş yapan turist sayısının 4 bin civarında olduğunu hatırlatarak, “İlimiz dışında da turizm ile uğraşan hemşerilerimiz olduğunu biliyoruz. İnşallah onlar da ilerleyen zamanlarda bir araya gelerek ilimiz turizmini geliştirmek istiyoruz”  diye konuştu.

“Burada bir koyun kırpma festivali yapmayı planlıyoruz”

Yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Gürpınar Belediye Başkanı Hayrullah Tanış ise “Buraların koruma altına alınması ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın valimize teşekkür ediyoruz. Keşiş Gölü yaylası bu haliyle güzeldir. Herhangi bir yapılaşma bu doğallığa zarar verir. Bu yıl içerisinde burada bir koyun kırpma festivali yapmayı planlıyorduk. Bununla ilgili hazırlıklarımız da vardı. Ancak pandemi nedeniyle bunu yapamıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda başka festivaller de yaparak buraların tanıtımına katkı sunacağız. Turna Gölü yaklaşık olarak 100 bin küçükbaş hayvanın nefes aldığı ve beslendiği bir havzadır. Bu bakımdan da burası ilimiz ve ilçemiz için son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

TURNA GÖLÜ

Turna Gölü, yöredeki ismiyle Keşiş Gölü veya Geniş Göl, yapımcısının adıyla Rusa Gölü, yapay bir göl olarak başlatılmış ise de asırlara dayalı bir gelişmeyle doğal bir göl, zengin bir sulak alan ve kuş cenneti halini almıştır. Van’a 30 km. mesafede, Gürpınar sınırları içinde yer alan Turna Gölü, Kuh, Kazan ve Erek dağlarının tepesinde, zirvedeki bir düzlükte bulunuyor. Turna Gölü’ne ulaşmak için araçla yarım saatlik bir tırmanış gerçekleştirmeniz gerekiyor. Göl, alanda üreyen ve konaklayan turnalardan dolayı bu ismi almış.

Turna Gölü, her tarafından buz gibi kaynak sularının fışkırdığı bir yaylada yer alıyor. Tamamı sazlıklarla kaplı. Gölün orta kısımları kuşların barınma alanı. Göl yüzeyi yağışlara bağlı olarak en az 4 – 7 km2’lik bir alanı kaplıyor. Gölün hidrolojik bölgesi 100 km3 civarında. Gölde halen mevcut küçük bentlerle 20 milyon m3 su depolanabiliyor. Turna Gölü’nün çevresi, bahar aylarından başlayarak yöredeki köylerin yaylağı durumuna geçiyor. Çadırlar kurulup sürüler yayılmaya başlıyor.
Urartu Kralı II. Rusa (M.Ö. 685 – 645) tarafından küçük bir akarsu vadisinin önünün kapatılmasıyla meydana getirilen sunî bir göl olan Turna Gölü, aslında 2.700 yıldan beri çalışan bir sulama barajı özelliği taşıyor. Dönemin şartları dikkate alındığında gelişmiş bir mühendislik ürünü olan Göl, dağ ve yayla turizmi için oldukça elverişli bir ortam oluşturuyor. Gelişmiş bir mühendislik ürünü olan Rusa Barajı’nın iki ayrı duvarı bulunuyor. Bu duvarlardan biri gölün batı, diğeri ise kuzey batı ucunda yer alıyor.

Urartular, asırlar önce Van ve çevresinde yüksek bir su medeniyeti kurarak, sulu tarımı hayata geçirmişler. Van’ın merkezinde Şamram Kanalı ile sulama yapılırken, Turna Gölü veya kurucusunun adıyla Rusa Gölü ve çevresindeki küçük barajlar vasıtasıyla suları toplayarak hem başkentin su ihtiyacını karşılamışlar, hem sulu tarımı uygulamışlar. Van Ovası’na kadar birbiriyle bağlantılı olarak yapılan 4 adet baraj ve göletten biri olan Turna Gölü, geçirmiş olduğu küçük onarımlarla 2.700 yıldan beri çalışmaktadır. Turna Gölü’nden batı yönüne doğru akıtılan sularla, Van Ovası’nın sulanamayan kuzey batı ve güney doğu kesimlerindeki tarım alanları asırlardır sulanmaktadır.

Engil (Hoşap) Çayı’nın vadisinde bulunan 1.760 m. kotundaki bir pınardan çıkan suyu 56 km. uzunluğundaki mükemmel bir kanalla Van’ın güneyindeki ovaya akıtan Urartular, dünyada benzeri bulunmayan bir mühendislik başarısına imza atmışlardır. Kanal, yaklaşık 2.800 yıldan bu yana sürekli çalışarak bir dünya rekoruna imza atmıştır. Urartu başkentinin ikinci önemli su kaynağı Rusa Barajı olmuştur. Van’ın doğusunda bulunan 2.890 m. kotundaki Turna (Keşiş – Rusa) Gölü’nün suyu barajlarla kabartılarak, büyük miktarda su depolanmış ve gölden beslenen dereler üzerinde bentler yaparak, yaz aylarında gerekli su ihtiyacı karşılanmıştır.

Urartu devrinde Turna Gölü’nde yapılan bentlerden güney bendinin bulunduğu yer bugünkü gölün su seviyesinden 10 m. yukarıda bulunuyor. Bu da gölde depolanan su miktarının 50 milyon m3 ‘e kadar çıkarılabildiğini gösteriyor. Gölün kuzey batısındaki bendin uzunluğu 350 m. civarında. Bu bentten akan su üzerinde 1.800’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu döneminde “Faruk Bendi” inşa edilmiş.

Berlin Müzesi’ndeki çivi yazılı stelde, Urartu Kralı Rusa’nın Toprakkale’nin (Rusahinili) ve etrafındaki arazinin sulanması için yaptırdığı baraja ait gölün ismi “Rusa Gölü” olarak geçiyor ve sulamanın nasıl yapıldığı anlatılıyor.
Turna Gölü, çok sayıda su kuşunun üreme ve yaşama alanı. Göl içersinde farklı türlerin beslenmesi, barınması ve kuluçkaya yatması için uygun ortam ve çok geniş sulak alanlar var. Göl, göç dönemlerinde sürüler halinde çok sayıda kuş ve su kuşunu misafir ediyor. Yeşilbaş ördek, angıt, suna, turna, elmabaş patka, karabaş patka, kaşıkgaga, balıkçıllar ve sakarmeke alandaki kuşlardan bir kısmı. Göldeki balık türleri arasında sazan ve aynalı sazan bulunuyor. Alan çok geniş sazlıklar ve bunların çevresindeki ıslak çayırlardan oluşuyor.

İlkbaharın gelmesi ile birlikte Turna Gölü Yaylası, tamamen çiçeklerle bezeniyor. Eriyen kar sularının da etkisiyle kaynak suları coşuyor, yaylanın her tarafı yeşile boyanıyor. Havaların ısınması ile birlikte Gürpınar ilçesinden, özellikle de yaylaya yakın köylerden bu muhteşem yeşil alana göç başlıyor. Edremit ilçesine bağlı Çiçekli Beldesi’ndeki köylerden de buraya, yazın sıcak günlerini geçirmek için köylüler hayvanlarını getirerek konaklıyorlar. Yayla o kadar geniş bir alanı kaplıyor ki, yüzyıllardır birçok köye ve binlerce küçükbaş ve büyükbaş hayvana ev sahipliği yapıyor. Son yıllara kadar çevresindeki köylerin yaylası durumundaki Turna Gölü, dağ ve yayla turizmi için ideal bir mekân oluşturuyor. Konumundan dolayı alanın biyoturizim potansiyeli oldukça yüksek.

Turna Gölü’ne iki farklı yoldan ulaşılabiliyor. Birincisi, Kurubaş Köyü’ne varmadan Gölardı Köyü’ne giden yol. Gölardı Köyü’nden 5 km.’lik bir tırmanışla yaylaya ulaşılıyor. İkincisi, Bostaniçi – Kavuncu Köyü üzerinden Ermanis Köyü’ne vardıktan sonra yine birkaç kilometrelik tırmanışla göle varılıyor.

Alandaki hayvancılık faaliyeti nedeniyle sazlık alanlarda aşırı otlatma önemli bir sorun oluşturuyor. Bölgede az da olsa saz kesimi ve balıkçılık yapılıyor.

Turna Gölü, 6 km2’lik alanıyla su sporları için de oldukça elverişli bir sulak alan. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Doğa Sporları Topluluğu, 10 kişilik bir ekip oluşturarak Turna Gölü’nün önemine dikkat çekmek için 2012’nin Ekim ayında alanda kano ve sörf yaptı. Tarihi gölün korunmasına dikkat çekmek isteyen grup, gölün doğasının kendileri gibi herkesi büyülediğini dile getiriyorlar.

 

Bakmadan Geçme